Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Rusya ile gelecek ufku

Rusya ile gelecek ufku

Soğuk Savaş döneminde belki de en büyük yanlışlarımızdan birisi bütün yumurtaları aynı kefeye veya sepete koymak ve ilişkilerimizi çeşitlendirememek oldu. Lakin bu sadece bizim kabahatimiz değildi. Mecbur olduğumuz bir süreç ve konjonktürdü. Bu bağlamda yanı başımızdaki devasa Rusya ile ticari ve sınai ilişkilerimizi büyük potansiyele rağmen fazla geliştiremedik.
Osmanlı’nın son dönemlerinde Almanya’nın şarka açılma politikası vardı ve bu politika daha ziyade yayılmacı ve istilacı bir anlayışı ve zihniyeti temsil ediyordu ve Drang Nacy Osten olarak biliniyordu. Lakin Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı akabinde bölünmesi ve bir kısmının şark ve bir kısmının da garp kampında yer almasının ardından Detente anlayışı çerçevesinde Batı kampında yer almakla birlikte Alman Şansölyesi Willy Brandt Ostpolitik adıyla yeni bir politika dizayn eder. Bu şarka açılma politikasıdır ve SSCB ile iyi ilişkiler kurmayı esas alır ve hedefine oturtur. Ne yazık ki Willy Brandt bu politikanın kurbanı olur ve yakınlarından veya yardımcılarından birisinin Demir Perde ajanı olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte siyasi hayatına veda eder. Lakin daha sonra inişli ve çıkışlı olsa da Helmut Schmidt ve halefleri tarafından da bu politika sürdürülür ve nihayetinde meyvesi 1989 yılında alınır ve Berlin Duvarının yıkılmasıyla birlikte Demir Perde de çöker ve Almanya da yeniden küllerinden doğar ve bütünleşir. Bismark’dan sonra belki de bu Almanların ikinci büyük silkinişleri olur. Türkiye de Amerikan boyunduruğundan kurtulmak için zaman zaman ilişkilerini çeşitlendirmek istemişse de muvaffak olamamıştır. Adnan Menderes ilişkileri çeşitlendirmek istemiş, lakin Moskova ziyareti arifesinde askeri darbeyle devrilmiştir. Lakin halefleri tarafından bu anlayış yer yer devam ettirilmiş ve bu sayede İskenderun Demir Çelik Fabrikası kurulabilmiştir.
¥
NATO ortaklığımız askeri sanayimizin gelişmesini sekteye uğratmıştır. Sadece Kıbrıs çıkartmasından sonra kendi ayaklarımızın üzerine durma adına bazı çalışmalar yapabildik. Yine Mısır da, sanayileşmesinde Ruslardan yararlanmış ve dünyanın ikinci büyük barajı olarak anılan Avsan Barajı’nı Rusya’dan gelen teknikerler sayesinde tamamlayabilmiştir. Bunlar arasında Elçibey de vardır. Bununla birlikte 1967 savaşında ve benzeri kritik anlarda tali müttefikler ve vasal ülkeler üzerinde iki büyük gücün anlaştığı rivayetleri de dolaşır. ABD uydusu ülkelerle ilişkilerinde acımasızdır. Suriye başbakanlarından Muhammed Maruf Devalibi’ye ‘Ya bizimle ve İsrail’le ya da Ruslarla birlikte olursunuz’ derler. O da ‘Sizinle olalım ama buna İsrail’i katmayın’ der. Bunun üzerine adı Rus yanlısı ‘kızıl şeyh’e çıkar. Türkiye’de de haşhaş ekimi gibi hususlarda da sık sık yerel politikalarla Amerikalıların dikteleri birbiriyle çatışır ve çekişir. Bundan dolayı Amerikan gölgesi dolayısıyla Ruslarla Soğuk Savaş döneminde ilişkilerimiz fazla gelişemez. Ve Kırım Harbi sırasındaki duruma benzer. Soğuk Savaş sonrasında ise ilişkiler Orta Asya ve Türki cumhuriyetler nedeniyle siyasi bazda biraz gergin atmosferde gelişse de ekonomik alanda hızlı ilerleme kaydeder. Lakin bazı dönemlerde bavul ticareti ve yaş meyve ve sebze ihracatı gibi konularda tıkanıklıklar nedeniyle sürçme durumları da yaşar. 2009 yılında ise küresel krizin kıskacında kalır. Medvedev’in ilk ziyaretiyle birlikte ikili ilişkiler (12-13 Mayıs 2010) yeni bir tırmanma şeridine ve ivme kazanma ve sıçrama atmosferine hazır ve haizdir. İlişkilerin önü açıktır ve gelişmeye müsaittir.
¥
Soğuk Savaş sonrasında Rusya’nın kayıpları olsa da muhtemel ve potansiyel kazanımları da vardır. Kapalı olan İslam dünyasıyla ilişkileri açılır ve Suudi Arabistan gibi ülkeler Rusya ile diplomatik ilişki kurarlar. SSCB, Soğuk Savaşın ardından eski müttefikleriyle ilişki biçimini değiştirir. İdeolojik ilişkiler yerine akçeli ilişkiler ve ekonomik ilişkiler kurmayı yeğler. Öncelik ideolojinin değil ekonominindir. Lakin son yıllarda giden ideolojik ilişkilerin yerini yeniden stratejik ilişkiler almaktadır. Medvedev’in Şam ziyareti ve geride bıraktığı izlenim de bunu teyit etmektedir. Rusya, Türkiye ile de çok yönlü ilişkiler içine girmektedir. Enerji, nükleer tesisler, turizm, Kafkaslar’da istikrar için işbirliği iki ülke ilişkilerinin gelecek ufkunu tayin etmektedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi