Sav'ın kurnazlığı, Kılıçdaroğlu'nun saflığı mı?
CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'ın partisinin bir milletvekili ile uygunsuz görüntülerinin internet ortamına düşmesi ve sonrasındaki gelişmeler CHP'de inanılmaz bir denge savaşını da beraberinde getirdi.
Baykal'ın istifası, partinin bir gün sonra "geri dön" çağrısına hazırlanması, aradan bir gün daha geçince söylemlerin yumuşaması, bazı isimlerin "artık Baykal'la olmaz" türünden imalı sözleri vesaire...
Bütün bunlardan öte, dikkat çeken çok daha önemli biri vardı ki, MYK üyesi olmasına rağmen, MYK'nın görüşünü almadan rengini belli etti ve yarım asırlık dostu Baykal'ı bir kalemde sildi.
Aslında onu, Peygamber'e hakaret etmesi ve telefon skandalı ile tanıdı Türkiye.
Önder Sav.
Parti içindeki "ikinci isim" olarak nitelendirilen Genel Sekreter.
Şimdilerde, partisinin kurmaylarından gelen kendisine yönelik eleştirileri, "Önder Sav'ın kapasitesine gelebilmeleri için bir fırın ekmek yemeleri lazım" türünden büyük büyük laflar eden, ancak telefonun "yes" ve "No" tuşlarının yerini bile tutturmaktan aciz olarak tanıdığımız Önder Sav.
CHP Genel Başkanlığı'na adaylığını koyan "kartel medyasının şişirmesi Kemal kılıçdaroğlu"nun yanında yer alması bence büyük bir soru işaretidir. Zira, Baykal'a çok yakın olarak tanınan Sav'ın Kılıçdaroğlu ile arası o kadar iyi değildi. Bu durum herkes tarafından biliniyor.
Bura'da Sav'ın ince bir kurnazlığı ile karşı karşıya olunduğunu söylemek mümkün. Ya da Kılıçdaroğlu'nun "balıklama dalma" saflığı...
Deniz Baykal'ın siyasi hayatının bittiğini erken farkeden Sav, belki "ikinci adamlığımı kaptırırım", belki de, "daha önceki skandal gaflarım nedeniyle parti içindeki etkinliğim biterse yalnız kalır, tepkilere tek başıma göğüs geremem" düşüncesiyle bu rüzgardan faydalanma yoluna gitti. Zira, yaptığı gaflara rağmen, Deniz Baykal Önder Sav'a toz kondurmamıştı!
Kılıçdaroğlu'nun bu harekete nasıl baktığını fotoğraflar elbetteki anlatmaya yetmez ama, Önder Sav gibi toplumun büyük kesimlerinin tepkisine neden olacak hareketleri bulunan isimlerle bu yolda yürüyecek olan kılıçdaroğlu'na çok fazla şans vermek büyük hata olur.
Yani başta kim olursa olsun, içerideki dengeleri yine aynı isimler sağlayacak gibi görünüyor.
İlerleyen günlerde nasıl bir tablo ortaya çıkar bilinmez ama, bu ekiple bu rüzgar, bu tepeyi zor aşar...
***
Günün sözü: "İnsan aldandığı kadar insandır!"