Oyum Kemal Bey’e!
Sayın Kemal Bey! Bir sonraki seçimde oyumu size vereceğim. Hayır şaka yapmıyorum, gerçekten oyum size. Gandi rüzgarına ben de kapıldım. Gazete manşetlerinde siz varsınız. Ülkemizin medar-ı iftiharı medya patronu Aydın Doğan’ın beyin tüketen kalem işçileri harıl harıl çalışıyorlar. Sizin için çalışıyorlar. Çünkü siz emekçiden yanaymışsınız, onlar da işçi ya. Doğal olarak her biri en az 10 bin dolar aylık maaş (hafsalam ancak o kadarını alabiliyor, belki de daha fazla) alan bu işçi kardeşlerimiz de doğal olarak emekten yana bir parti liderini Başbakan görmek istiyorlar.
Ben de öyle düşünüyorum Sayın Kemal Bey. İsminizi de çok sevdim. Kemal çok kutsal bir isim, Recep de öyle. Başbakan’a Recep demişsiniz ya. Gerçekten çok sevdim bunu. Çünkü Recep çok güzel bir isim. Recep çok mübarek bir ay. Sizin gibi “Kemal”e ermesini dilediğim bir insanın bu güzel ismi kullanmasına çok sevindim, teşekkür ediyorum. Tayyip de güzel bir isim ama ara sıra Recep demek de güzel. Çünkü bu güzel, bu ulvi isimleri hatırlamamız, yaygınlaştırmamız lazım.
Evet ne diyordum... Oyum size Kemal Bey. Çünkü Aydın Bey’in işçileri sizi tavsiye ediyorsa, demek ki bir bildikleri var. Bu işçi ağabeylerimiz tabiî ki en iyisini biliyorlar; kimin emekten, emekçiden yana olduğunu biliyorlar... Yani sizin de onlardan olduğunuzu biliyorlar. Eh bizim gibi emekçinin de emekçisi elbette bu ağabeylerimizin dediğini yapacak. Çünkü emekçiler her zaman birlikte hareket eder. Dünyanın bütün işçileri bir araya gelse Kemal Bey, bu kapitalizm de yıkılır değil mi? Lânet olası kapitalizm kanımızı emdi. En çok da Aydın Bey’in kalem tüketen işçilerinin kanını emiyormuş.
Sokaktaki vatandaşa sordum, onlar da benim gibi düşünüyor Kemal Bey. Hatta biri dedi ki “Kemal Bey emekçiden yanaymış. Gazetelerdeki emekçi ağabeyler öyle söylüyor. Öyleyse benim oyum da Kemal Bey’e helal olsun. O gelince bizim gibi emekçileri sömüren sermaye babası, medya babası, mafya babası, ne kadar baba varsa onların mallarına el koyup bize dağıtacakmış. Hele kanımızı emen, vergi hırsızlığı yaptığı söylenen, kağıt kaçakçılığı yaptığı söylenen medya patronu Aydın Doğan’ın malları... İlk önce de onun mallarına el koyup bize dağıtacakmış. Eh sonunda az da olsa emeğimiz iade edilecek.”
Evet böyle diyor sokaktaki emekçi; maden emekçisi, merdiven altındaki başörtülü emekçi... Kemal Bey bunu yapmaya söz verirseniz, başkalarının da size oy vermesi için çalışacağım. Emekçi ve emekten gelen Kemal Bey. Lütfen şu Aydın Doğan’ın mallarına el koyun ve merdiven altındaki başörtülü fakirlere, madenci ailelerine, Tunceli’de buzdolabı olmayan köylüye dağıtın. Tabiî Aydın Bey gibi paradan para kazanan, devletten yüzde 2 faizle borç alıp yüzde 150 faizle borç veren ve vermiş diğer sermayederlerin de mallarına el koyun.
Haramzade çok Kemal Bey. Hele bizim ülkemizdeki vakıf ve dernekler kurup vergi kaçıran haramzade çok. Banka hortumlayan, petrol, koyun, kağıt, kalem kaçakçılığı yapan da çok.
Çok emekten ve emekçiden yanasınız. Kusura bakmayın, çok heyecanlıyım. O yüzden bazen cümle düşüklüğü olabilir yazdıklarımda. Biliyorum sizin çok ileri görüşlü olduğunuzu. Şu para babası medya patronuyla görüşme yaptınız ama biliyorum ki başa geldiğinizde onun mallarına el koyup bize dağıtacaksınız. Düşünsenize Recep Bey bile adamın şirretinden dolayı, haklı olduğu halde baş edemiyor. Adam vergi kaçakçılığıyla, kağıt kaçakçılığıyla suçlanıyor ama o “Ben şeriata karşı olduğum için ceza alıyorum” diye sesleniyor yabancılara.
Kökten çözüm en iyisi. Mallarına, yani bizden alınanlara el koyun ve bize geri dağıtın. Böylece Aydın Bey’in altındaki işçi ağabeylerimiz de kurtulur. Hepsi eziliyor. Gece-gündüz çalışıyor ama hakettiklerini almıyorlar. Siz gelirseniz başa, ancak hakettiklerini alacaklar. Tekrar ediyorum ve bir kez daha hatırlatıyorum Kemal Bey. Konuşmanızda, yolsuzlukların üzerine gideceğinize söz verdiniz. Fakir fukara, emekçi, emek dediniz. Ben bu konuşmanızdan şunu anlıyorum ki; başa geldiğinizde ilk olarak bizi fakir fukara bırakan, emeğimizi kendi malı gibi kullanan, vergilerimizden teşvik alan (90’larda epey almıştı ama siz daha gerilerden hesaplayın, ne de olsa hesap kitap işini iyi biliyorsunuz) Aydın Doğan Bey’in mallarına el koyun. Hem orada çalışan işçi ağabeylerimiz de size demiyor mu ‘Kemal Bey garib gureba diyecek’ diye... Demek ki o da memnun değil Aydın Bey’den...
Evet söylediklerinizden bunu anladım. Oyum size Kemal Bey. Aydın Doğan’ın eskiden bizim, yani kamunun olan mallarına el koyarsanız, oyum size. Haydi göreyim sizi Kemal Bey. Madem kampanya ‘garip gureba’ üzerinden yürüyecek, Çankaya ve Nişantaşı’nda oturan milyonerlerin hepsinin CHP üyeliğini de, sempatizanlığını da iptal edin. Ne işleri var sizin gibi emekçi adamın partisinde. Oyum size Kemal Bey.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.