Türkiye seçimini yaptı. Sonuçları haber sütunlarımızdan yansıttık. Bu saatten sonra herkesin sonuçlara saygı duyması gerekiyor. Zaten itirazlar hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Alınan bu sonuçlardan sonra muhalefet partilerinde bir iç muhasebenin başlayacağı muhakkak. AK Parti tabanı bir önceki seçimlerden alınan sonuçtan ötürü sandığa buruk gitmişti. Beş ay sonra tekrarlanan seçimde sonuçlar AK Parti lehine ciddi oranda değişti. AK Parti, 5 ay aradan sonra yeniden tek başına hükümet kurma yetkisini aldı milletten. Oy kullanan her iki seçmenden birisi AK Parti’yi tercih etmiş oldu. Bu tartışmasız açık bir zafer. Muhalefet partileri için ise tam anlamıyla bir hezimet. CHP tabanı neredeyse yarım asırdır başarıya, iktidar olmaya hasret. Alınan sonuç CHP’de hiç kimseyi tatmin etmeyecektir. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 1 Kasım Seçimleri’ni kast ederek “Bu benim son seçimim” mealinde ifadeler kullanmıştı. Başarısızlık halinde görevi bırakacağının sinyallerini vermişti. Sözünde durup durmayacağını önümüzdeki günlerde göreceğiz. Kılıçdaroğlu istifa etse de etmese de bu sonuçlardan sonra yakın zamanda CHP’yi yeniden kurultaylı günlerin beklediğini söyleyebiliriz. 

MHP’de ise böyle bir dönemde alınan sonuç ülkücü camiayı sarsmıştır. Mevcut konjonktürün en fazla MHP’nin işine yarayacağı konuşulurken alınan sonuç parti tabanını mutsuzluğa sevk edip derinden yaralamıştır. Cumhuriyet tarihine damgasını vurmuş MHP gibi köklü bir partinin sırtını terör örgütleri PYD ile PKK’ya yaslayan HDP’den daha az vekil çıkartması kabul edilebilir bir durum değildir. Bu tarihten sonra MHP’yi hareketli günler bekliyor diyebiliriz. 

Sonuçlar ortada. Millet tartışma götürmez biçimde “istikrar” dedi ve AK Parti’yi tek başına iktidara taşıdı. Meseleyi parti genel başkanlarına bırakmadı. Türkiye’nin seçim sonrasına ertelenen yığınla iç ve dış sorunları var. Etrafımız ateş çemberine döndü. İçerde tarihimizde hiç olmadığı kadar bir kamplaşma var. Aynı apartmanda oturan komşular birbirlerine düşman gözüyle bakıyorlar. Bu kamplaşmayı körükleyip bir iç savaşa dönüştürmek isteyen dahili ve harici düşmanları görmemek için kör olmak gerekiyor. Türkiye’nin Iraklaşması, Suriyelileşmesi için var güçleriyle çalışan güçlü bir lobi oluştu. Egemen güçlerin hedeflerinde Türkiye var. 

Potansiyelimizi, sinerjimizi daha fazla içeriye akıtamayız. Boşa harcayacak enerjimiz de, kaybedecek vaktimiz de kalmadı. Tespit edilen ihanet şebekelerinin bir an önce hukuk çerçevesinde hesap vermeleri gerekiyor. Fakat rövanşist hareketlerin millete hiçbir faydasının olmadığını geçmişte gördük. 1 Kasım seçim sonuçlarını en iyi şekilde değerlendirerek ülkemizi bir an evvel bu kutuplaşma sarmalından kurtarıp geleceğe odaklanmak zorundayız.

Şimdi AK Parti’nin önünde tarihi bir fırsat var. 1 Kasım Türkiye’nin yeniden şahlanışı için milat olabilir.

Sonuçlar ülkemize ve milletimize hayırlı uğurlu olsun…