Ortadoğu’da çok zor bir süreç başladı. Bazı çevreler son gelişmeleri 3. Dünya Savaşı’nın kıvılcımı olarak değerlendiriyor. Açıkçası ben aynı kanaatte değilim. Rusya ile ABD asla savaşmazlar. Ama bölgesel savaş zaten başladı. Bu Suriye’nin, Irak’ın, İran’ın ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir savaş.

Küresel aktörler Suriye üzerinden bölgesel çıkarlarını maksimize etme derdinde. Diplomatik ilişkilerini de, operasyonlarını da bu çerçevede yürütüyorlar. Türkiye’deki devlet aklının bu durumun farkında olduğunu düşünüyorum.

Zira Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’ın geçen haftaki G-20 zirvesinde hem Obama’yı hem de Putin’i defalarca uyardığını biliyorum. Türkiye’nin Bayırbucak’taki soydaşlarımızla ilgili hassasiyetini ısrarla dile getiriyor Erdoğan. Bu düzlemde Türk tarafı günlerdir arka kapı diplomasisiyle mesele krize dönüşmeden çözmeye gayret ediyor. Ama yukarda da dediğim gibi Rusya’nın da ABD’nin de, derdi başka.

ABD, IŞİD bahanesiyle girdiği Suriye’de Akdeniz’e açılan bir PYD koridoruyla bölge petrolünde etkin olmak istiyor. Putin’in emelleri arasında da Akdeniz var. Rusya uluslararası hiçbir dayanağı olmadan binlerce kilometre ötedeki Suriye’ye operasyon yapıyor. Hedefinde Bayırbucak var. Rusya, Hatay’ın bir parçası konumundaki Bayırbucak’ı Türkmenlerden arındırarak bölgedeki Akdeniz havzasını müttefiki Esed’e teslim etme planıyla ilerliyor.

Oyun büyük…

Her zaman söylüyoruz “Küfür tek millettir”, “Gavurdan dost, ayıdan post olmaz” diye…

Türkiye barışçıl, dostane niyetini her zaman sergiledi, sergilemeye de devam ediyor. Önceki yıl benim de eşlik ettiğim seyahatte Cumhurbaşkanı Erdoğan, Putin’e açıkça Şangay’a dahil olmayı teklif etti. Fakat çok geçmeden Rusya gitti bütün dünyanın gözü önünde Kırım’ı ilhak etti, Ukrayna’ya girdi. Putin, Ruslar’ın soğuk savaş dönemindeki yayılmacı politikasını yeniden diriltti. Biz yine iyi niyetimizi koruyup nükleer santral yapımını Ruslar’a verdik.  Rusya’dan yılda 25 milyar dolarlık ithalat gerçekleştiriyoruz. Buna karşın Ruslar’ın bizden ithalatı ise sadece 6 milyar dolar. 

Üstüne üstlük gelip Bayırbucak’ta misket bombalarıyla sivil katliamı yapıp, Türkmen kanı döktüler. Türkiye’nin yaptığı ise sınır ihlali karşısında uluslararası hukuktan yararlanıp angajman kurallarını uygulamak.

Bu saatten sonra Türkiye’nin yapacağı tek şey var: Kararlı duruşunu muhafaza etmek, kırmızı çizgilerinden asla taviz vermemek ve haklılığını tüm dünyaya deklare etmek. 

Bayırbucak bin yıldır Türkmen vatanıdır. Türkiye’nin teminatı altında ilanihayet öyle kalmalıdır. Ne Rus Ayısına, ne İngiliz Şeytanına, ne de ABD Conisine teslim edilecek 1 santim Türkmen yurdu yoktur.

Her ne pahasına olursa olsun şehit kanıyla sulanan o topraklar Türkmenlerindir, ilelebet de Türkmenlerin kalacaktır.