Yener Dönmez

Yener Dönmez

Falcon’un Kobra oyunu

Falcon’un Kobra oyunu

Hatırlarsanız, iki ay evvel “BlackMehmet”in gazetesinin, Türkiye’nin milli projesi ATAK helikopterini “yere nasıl çaktığını” yazmıştık.
Orada yazılım dahil en hayati bölümleri milli olan T129 taarruz helikopteriyle ilgili olarak “3 milyar dolarlık proje yere çakıldı” başlıklı “karanlık haber”in satır aralarında “Milli savunma projesinden vazgeçin” mesajı veriliyordu adeta.
Oysa, “BlackMehmet”in gazetesinin o gün “yere çaktığı” bu proje bitirildiği an, Türkiye helikopter üretim bandına girecek, helikopter üreten ülke statüsünü kazanacak.
Program sözleşmesi uyarınca, T129 taarruz helikopterinin ilk prototipi 2013 yılında üretilecek. Türkiye’nin milli yazılımlı ilk helikopteri olacak olan T129 için şu ana kadar Birleşik Arap Emirlikleri, Pakistan, Malezya, Azerbaycan ve Ürdün’den talep var. Bu da T129’un şimdiden kendisine geniş bir pazar oluşturduğunun göstergesi.
Peki Türkiye’deki bazı kesimler bu projeyle ilgili neden aleyhte kampanya yürütüyor?
Bakın anlatayım:
T129 taarruz helikopteri, Rus K-50 serisinden daha çevik ve NATO standartlarına uygun bir şekilde üretilecek. Amerikan Cobra serisinden daha ucuz bir helikopter statüsünde bulunacak ve yine Amerikan Apache helikopterine göre, yüksek bakım fiyatı dezavantajına maruz kalmayacak.
Evet, “BlackMehmet”in gazetesi, o günlerde milli savunma karşıtlılığına soyunarak “atağa” kalkmıştı. Türkiye’nin İtalya ile ortak ürettiği T129 helikopterleri için “3 milyar dolarlık proje yere çakıldı” başlığı altında, helikopterlere uzmanlarca “uçamaz” raporu verildiğini ballandıra ballandıra yazmıştı.
Bugünlerde ise Falcon (Türkçe’de karşılığı Doğan) oyunuyla karşı karşıyayız...
“Terör örgütü taşeron” tartışmasında gözler İsrail ile ABD’ye çevrilmişken, Falcon’un iri gazetesi önceki gün manşetten Türkiye’ye, daha önce ikisi bilinmeyen bir nedenle düşen Amerikan Kobra helikopterlerini pazarladı.
“Türkiye’nin Amerika’dan Süper Kobra helikopter talep ettiği, Amerika’nın, üretimin ancak iç talebi karşıladığı gerekçesiyle bir süredir reddettiği bu talebe karşı bu defa sürpriz bir çıkış yaparak, olumlu cevap verdiği” belirtilen haberde, “Pentagon’dan Süper Kobra’ya izin çıktı” vurgusu yapılarak; Türkiye’nin Amerika’ya muhtaç olduğu mesajı verilircesine, iddia edilen olumlu cevap lütufmuş gibi sunuldu.
Bu iddialarla ilgili Genelkurmay ve Milli Savunma Bakanlığı’ndan henüz bir açıklama yapılmadı ama olası Kobra alımı akıllara yine Amerika’dan alınan F-16’ları getirdi.
Hatırlarsanız, daha önce Amerika, Türkiye’ye sattığı F-16’lara kimin dost, kimin düşman olduğunu ayırt etmeye yarayan milli yazılım takılmasını reddetmişti. F-16’larla ilgili “Yazılımından ötürü ABD’nin kendisine göre düşman olarak gördüğü ülkeleri düşman, dost olarak gördükleri ülkeleri de dost görüyor” tartışmaları yaşanmış, bu F-16’lara milli yazılım takılmasının Amerika tarafından reddedildiği haberleri basında yer almıştı.
Milli yazılımı biraz açarsak: F-16’ların elektronik harp sistemlerinde kimin dost kimin düşman olduğunu ayırt etmeye yarıyor. Eğer Amerika’nın taktığı yazılımı kullanırsanız, o uçağın savaş sistemi kimin dost kimin düşman olduğunu o cihaza sahip ülkeye göre tanıyor. Ve ona göre savaş sistemi çalışıyor. Yani bir uçağı dost olarak algılarsa, pilot ne yaparsa yapsın sistem ateşlemiyor. Türkiye’nin İsrail’den aldığı HERON’ların da benzeri bir sisteme sahip olduğu biliniyor.
Amerikan kobralarını Türkiye’ye pazarlayan “Falcon”un gazetesi ve “asker” kökenli gazetecisi, daha önce ABD’den alınan Süper Kobra helikopterlerden 2’sinin düştüğü bilgisine ise yer vermiyor.
TSK, bu Süper Kobra helikopterlerden 1990’lı yılların başında ABD’den 10 adet satın almıştı. Bu 10 adet Süper Kobra’lardan biri Kuzey Irak’ta 1997 yılında yapılan operasyonda, biri de 2008’de yapılan sınırötesi operasyonda düştü. Ayrıca 3 Süper Kobra helikopter de Hakkari’de çöken hangarın altında kalarak hasar gördü, bugün bu 3’ü kullanılamaz durumda.
Her zaman söylüyoruz...
ABD ve İsrail’den bize gelecek her silah, bu iki ülkenin stratejisine karşı kullanılmayacak şekilde dizayn ediliyor. Yani terör devleti İsrail bize saldırdığında, ABD’nin ve kendisinin bize sattığı silahlarla kendimizi savunamayız; çünkü kurduğu mekanizma bunu engelliyor.
Uzun lafın kısası; “düşmanın silahından bize fayda yok.”
Hal böyleyken, biri ATAK’ı yere çakıyor...
Diğeri paramızla aldığımız helikopteri bir lütuf gibi sunuyor.
Özetle;
Terörle mücadelede bir taraftan ABD ve İsrail’den ithal ettiğimiz silahların işimize yarayıp yaramayacağını sorgularken, diğer taraftan bu ülkelerin içimizdeki paralı-gönüllü savunucularıyla mücadele etmek durumundayız.
Anlayacağınız, işimiz zor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi