Miracımızı nasıl değerlendirelim?
Ömrümüzün yarısı gecelerde geçer.
Geceler Allah'ın varlığına, birliğine, ortağı ve benzeri olmadığına da delildir deniyor Kur'ân-ı Kerîm'de. (İsra S. Âyet: 12)
Geceler bizim için dinlenme zamanlarımızdır. (Enam S.Âyet: 96)
Gece ibâdetlerimiz çok etkilidir. (Müzzemmil S.Âyet: 16)
Geceler bizim için birer elbise olarak bizleri örter. (Nebe S. Âyet: 10)
Bütün geceler bizim için değerlidir. Lâkin bazı geceler, o gecelerdeki özel olaylar sebebiyle farklılık arz eder. Tıpkı doğum günümüzün, evlilik günümüzün diğer günlerden daha anlamlı olduğu gibi.
Mirac Hz.Peygamber Efendimiz'e büyük bir ihsan, eşsiz bir armağandır. Efendimiz'in ümmeti olarak bundan/Mirac'tan bizimde büyük payımız/nasibimiz vardır.
Mirac Gecesi:
* Peygamberimiz (SAV) Efendimiz'i,
* Mirac olayını,
* Mucizelerini,
* O gece armağan edilen namaz ibâdetinin önemini,
* İsrâ sûresini ve orada beyan edilen dinî, ahlâkî, edebî, siyasî, sosyolojik ve psikolojik hükümleri... anmak, anlatmak, anlamak, okumak son derece sevaplıdır.
* Necm sûresinin 1-18'nci ayetleri arası tefsiriyle beraber okunmalıdır.
* Kazaya kalan ve nâfile/sünnet namazlar kılınmalıdır.
* Dünyaya yaratılış amacımızı ve içinde bulunduğumuz durumu düşünerek tefekkürde bulunulmalıdır.
* Günahlarımızdan dolayı pişmanlığımızı Rabbımıza arz etmek üzere tevbe ve istiğfarda bulunulmalıdır.
* Bir duâ listesi yapılarak sevdiklerimiz atlamadan dualar yapılmalıdır.
* Ana-baba, akraba, arkadaş ve komşularımızın kandilleri tebrik edilmelidir. Gitmek mümkünse giderek, değilse telefon, faks veya e-mail çekerek tebrik edilmeli, yapacakları dualarda bizi de unutmamaları talep edilmelidir.
* Yeryüzünde zulüm, acı ve ızdıraplar ayyuka çıktı; bu haksızlığa uğrayanlara nasıl yardım edebilirizi düşünmeliyiz.
* Acılı-zulüm altındaki kardeşlerimize salahları için dua etmeliyiz.
* İrademizi kontrol altına almanın yolunu ve çarelerini öğrenip tatbikine kesin kararımızı vermeliyiz.
* Kandillerimiz İslâm dininin yayılması ve yaşanması bakımından bir durum değerlendirmesi yapacağımız bir zaman dilimi olmalıdır. Kendimizi, ailemizi, toplumumuzu ve insanlığı bu açıdan gözden geçirmeliyiz.
* Bütün dünya kendisine muarız olduğu halde Âlemlere Rahmet Peygamberimiz (SAV) 23 senede:
* Tebliğini yaptı.
* Neslini yetiştirdi.
* Hidayetini yaydı.
* Mücadelesini yapıp hayata uyguladı.
* İnkılabını gerçekleştirdi.
Peki, bizler neden daha müsait şartlarda insanlara İslâm'ı anlatamıyoruz? Bizim İslâmî duyarlılığımızda ciddi eksiklikler var demek ki. Bizler rahat, konfor, tembellik, cehalet yorganlarını maalesef üstümüze çekmişiz. Bunları üstümüzden atabilsek insanlık fevc fevc İslâm'a koşacak ve inandığını yaşayacak. Öyle ise:
* Eksikliklerimizi tamamlayalım...
* Miracımızı gerçekleştirelim.
* Rabbimize verdiğimiz ahdimize sadık kalalım.
* Rasulullah (SAV), Miraca çıktı ve kapıyı ümmeti için açık bıraktı. Namazı başlıca Mirac vasıtası olarak bildirdi.
* "Selâm sana ey Nebiyyi zişan!" deyişimizle, O'na hitap şerefine yükseldiğimizi düşünelim... Bu kabulün değerini bilelim...
* Efendimize olan bey'atımızı yenileyelim: Selamamızın "Senin getirdiğin bütün esasları kabul ettim, onları hayatımın gayesi yapmak hususunda sana söz veriyorum..." mânâsına geldiğini bilelim... O'na salat-u selâm verelim... Her selâmımızın bir bey'at yenileme olduğunu düşünelim. Ve Tahiyyat'tan anlayalım ki, ancak O'na selâm vermekle biz selâmete çıkabiliriz. Belki böylece, O'nunla bütünleşir, O'na olan tabiiyetimizin tam şuuruna ereriz.
Ancak gerek bunları ve gerekse başka meşru şeyleri yapmak "Mirac gecesine mahsus" bir sünnet, bir ibadet değildir. Böyle anlaşılırsa dine ekleme, yamama yapılmış olur. Yamama/ilâve ise bid'attir. Sevap işleyeceğiz derken günaha girme zararına düşmeyelim. Bu hassasiyete dikkat etmek lazımdır.
Miracımızın insanlığın kurtuluşuna vesile olması dualarımla...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.