Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Tuzakta değişiklik yok

Tuzakta değişiklik yok

Büyüklerimiz nasihatlarında daima: "- Herşeyin bir bedeli istisnaları olmakla birlikte herkesin de bir fiyatı vardır" derlerdi. Hayat denilen çarkın içine girenler de, benim gibi bu sözün gerçekleştiği binlerce olaya binlerce def'a şahit olmuşlardır. Yani sözün doğruluğu tecrübe ile sabittir.

Hemen örneğimiz ve önderimiz Rasul-i Ekrem (sav) Efendimizden bir misal verelim: Kendisine peygamberlik görevi verildiği zaman İslam'ı tebliğ etmeye başladığında Mekke'nin ileri gelen müşrikleri geldiler, şöyle bir pazarlığa oturdular. Dediler ki:

"- Ya Muhammed! Sen bizim putlarımıza savaş aştın. Gel bu sevdadan vazgeç. Eğer maksadın:

Mekke'nin lideri olmaksa, seni devletimizin başına başkan seçelim.

Zengin olmaksa, dünyanın bir numara zengini yâpalım.

Kadınlarla harem hayatı yaşamaksa, sana Mekke'nin ve istediğin kadar güzel kadınlarla bir harem tesis edip müstesna bir aşk hayatı yaşatalım.

Yeter ki, atalarımızdan gelen putlarımıza/ilahlarımıza karşı gelme."

Alemlere rahmet olan Rasul-i Ekrem (sav) Efendimiz bu tekliflere şu karşılığı verdi:

"- Değil bu tekliflerinizi -yapamazsınız ya- güneşi sağ avucuma, ay'ı da sol avucuma koysanız Allah'ın beni görevlendirdiği vazifemden/davamdan vazgeçmem..."

Görüyorsunuz, müşrikler bir insanın satın alınabileği metaları ortaya koydular, fakat iki cihan serverini satın alamadılar. Günümüzün kalbleri marazlılar da, O'na samimiyetle inanmış olanlarını hiçbir dünyalıkla satın alamayacaklardır.

FAKAT!

Günümüzde neye baksanız üstünde "satılık" levhası görür gibi oluyorsunuz. Duyduğunuz sesler "satılık" çığlıkları gibi kulaklarınızı tırmalıyor. İnsan satılıp alınan bir meta haline dönüştü.

21. yüzyıl insanı öyle bir hale geldi ki, her bakımdan satılık:

Haysiyetler...

Onurlar...

Gururlar....

Nâmuslar...

Şerefler satılıyor, hem de az bir paha ile satılıyor. İlaveten, teknoloji sayesinde insan biyolojik olarak da satılır olmuştur.

Adam bakıyor karşısındakine, ederi nedir diye. Makamsa onu veriyor, para ise onu veriyor, şehvetse onu temin ediyor, inek veya kaz gibi satılık olanı satın alıveriyor.

- Herkesi mi?

- Hayır! Hayır! Sadece beden ve ruhları satılık olanları satın alabiliyorlar.

Eskiden kan satarak hayat sürenler vardı. Lazım olanlara kanlarını satıyorlardı. Bugün buna spermler, yumurtalar, saçlar, dokular, anne sütü falan da ilave edildi. İnsan haysiyetleri gibi vücudun ürettikleri de piyasada bol para eder hale geldi.

Satılık haysiyetlere, vicdanlara, namuslara, şereflere satılık spermler, yumurtalar, saçlar, anne sütü derken organ nakli diye bir şey icad edilince, uzuvlar da satılığa çıkınca; insan satılıp alınan bir metâ haline düştü. Başka yok mu? demeyin.

Var! Var!

Satılık idareciler, satılık müdürler, satılık memurlar, satılık devlet adamları, satılık topraklar, satılık na-şerifler...

Merak ediyorum, gelecekte bunlara ne ilave edilecek acaba?

Efendim, siz siz olun. Asla ruhlarınızı, akıllarınızı, itibarlarınızı, şereflerinizi ve asla bedenlerinizi satmayın. Çünkü üç günlük dünya hayatına değmez bunların satılması.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi