Bu çocuklar bizlerin
Önümüzde duran problemlerden birisi; “Cami imamlarına gittik, ‘Nikâhlarımızı kıyar mısınız?’ dedik. ‘Resmi evrak olmadıkça kıyamayız’ dediler” denen evlilik problemi.
Bugün sosyal bir sorun. İnancın hukuku ile sistemin hukuku çatışmaktadır. Sistem tek evliliği esas aldığı için ikinciye müsaade etmiyor.
Bir sistem ki, erkek-kadının her biri onlarcası ile beraber olacak, iki tarafın rızası ile olduğu için ses çıkarılmayacak.
Bir sistem ki; Mukaddes kitabımız Kur’an’da yasak edilen, gay, lez gibi ahlaksızlık, yasaklanmayacak, cinsel tercih olacak, Müslüman ikinci nikâhı isteyince yasak olacak.
Bir sistem ki; dinimizin zina saydığı fiiller zina sayılmayacak. İki gönül bir olunca samanlık seyran olacak. Ben dinimin ruhsatını kullanınca suç sayılacak.
Bir sistem ki; toplumun elitleri bir evde yıllarca beraber yaşayacaklar, münevver, aydın, çağdaş geçinecekler, topluma yön verenler olacaklar. Ama, Müslüman ikinci evliliği yapınca dünya başlarına yıkılacak.
Bir sistem ki; bütün okullarında, üniversitesinde erkek-kadın müşterek eğitim görecek, koç katımı gibi bir arada okuyacaklar. Sen onlara “Bu, çağın ve münevverliğin gereği” diyeceksin.
Böyle bir ortamda, inanan bir genç ne yapacak? Toplumun bir ferdi, nefis taşıyor, insanı hatasız düşünebilir misin? Onlar da kendilerince bir yol bulmuşlar, dini nikâhla da bu mesuliyetten kurtulmaya çalışmaktadırlar. Yanına aldığı eşi ile imama koşmakta, “Nikâhımızı kıyar mısın?” demektedir.
Bu, yanlış bir tercihtir. Hem sistem hem de inanç bazında yanlıştır. Kendilerine sordum:
- Bu nikâhla ailenin hukukunu koruyabilecek misin? Geçimini temin edebilecek misin? Mihrini ödeyebilecek misin?
Bir kısmı, “Okul bitince her şey yoluna girecek”, bir kısmı “Ebeveynim izin vermediği için mecbur kaldım” derken, bir kısmı da talep ettiği kız nikâhsız birleşmediği için nikâh kıydırmış.
Bunlar, çocukların kendilerince buldukları çareler. Nikâhla zinaya kılıf bulup çözmeye çalışıyorlar. Bir toplum çıkmazda, Müslüman gençler ne yapacak? Tuzu kuru, yaşı geçmiş olanların cevaz vermeyeceklerini biliyorum. “Oruç tutsunlar, sabretsinler” diyecekler. İslami bir toplumdaki arızaların giderilmesi için, İslam’ın önerdiği tedbirleri önereceklerdir. Kaç katının insanlarda gerçekleştiği bir ortamda, gençleri ve gençliği düşününce cevap bulamıyorum.
Bir başka problem ise; ister ihtiyaçtan, ister gönül bağından ikinci bir kadını nikâhına almak isteyenin halidir. Nikâh kıysan bir türlü, kıymasan bir türlüdür. Kıysan; sistem ikinci nikâhı tanımıyor. Kadın mağdur, çocuklar mağdur oluyor. Hevesi geçince çekip gidiyor, kadın da ortada kalıyor. Kıymasan; gemi azıya almışlar. “Zinalarına sebep olur muyum?” korkusunu taşıyorsun. Değneğin iki ucu da pislik. O da sistemin inananlara bu hakkı tanımamasından ileri gelmektedir.
İnananlara diyoruz ki; “Bunu yapanlar bizim çocuklarımız ve biziz. Kurtaracaklar da bizleriz. Demokrasi denen şeye inanıyorsan, sosyal aktiviteni sağlama mücadelesini önce buradan başlat. Neslini ve çocuklarını haramdan koruyacaksan ilk yapacağın iş budur. Çünkü, toplumu oluşturan gençlik bizim çocuklarımızdır.”