LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Darbecilerin salyası 12 Eylül anayasası!

Darbecilerin salyası 12 Eylül anayasası!

- Lütfü Bey; uygun görürseniz bu haftaki sohbetimize 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın bir kısmının değiştirilmesiyle ilgili olarak yapılacak referandum hakkındaki değerlendirmelerinizi alarak başlayalım mı?
- Bana göre 12 Eylül anayasası, darbecilerin salyası! Kudurmuş bir vaziyette hukukun temel ve evrensel ilkelerine saldırıp parça parça eden darbecilerin salyası! Hukukun temel ve evrensel ilkelerini çiğneyip insanları hapislerde çürüten, idam sehpalarında öldüren darbecilerin salyası! İşte hukuktan böylesine nasipsiz darbecilerce yaptırıldı 12 Eylül’ün anayasası. Aslında darbecilerin, faşistlerin salyası olan 12 Eylül anayasası tümüyle çoktan tarihin çöp sepetine atılmalıydı. Bu anayasayla kendilerini korumaya alan darbeci generallerden, yaptıkları hukuksuzlukların, zulümlerin hesabı çoktan sorulmalıydı. Ülkemizin hep askeri anayasalarla yönetilmesinin yerini sivil bir anayasayla yönetilmesi çoktan almalıydı. Ara dönemlerde yapılmış arayasaların, kara dönemlerde yapılmış karayasaların yerini sivil dönemde yapılmış bir anayasa çoktan almalıydı. Ama maalesef siyasi partiler aralarında anlaşıp bunu şimdiye kadar gerçekleştiremedi. Birinin ak dediğine öbürü kara dedi ve darbecilerin anayasası ülkemizde 1982’den beri hüküm sürüp gitti. İktidardakilerin ak dediğine muhalefettekiler kara, muhalefettekilerin ak dediğine iktidardakiler kara dedikçe de darbecilerin anayasasının ülkemizde hüküm sürüp gideceği belli. Öyleyse darbecilerin anayasasının ülkemizde hâlâ hüküm sürmesi, en başta siyasi partilerin ayıbı değil mi? Ülkemizin hâlâ askeri bir anayasayla yönetilmesi sivillerin ayıbı değil mi? Keşke ülke çıkarları parti çıkarlarının önüne geçebilseydi. Keşke her parti dediğim dedik tutumundan vazgeçebilseydi. Keşke 12 Eylülcülerin anayasasının şimdiki gibi kısmen değil, tümden değiştirilmesi söz konusu olabilseydi. Ancak darbe anayasasını tümden değiştirmeyi başarmak mümkün olamıyorsa, onu kısmen değiştirmek yetersiz de olsa bir adım değil mi? Ülkeyi yönetenleri de bu yönde adımlarını sıklaştırmaya ve giderek darbe anayasasını tümden değiştirmeye teşvik etmek gerekmez mi?
OYLARIN ÖNÜNE DEĞİL, SULARIN ÖNÜNE BARAJ!
- Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP yöneticileri, yüzde 10’luk seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi için bir yasa değişikliği teklifi vereceklerini açıkladı. AK Parti ise CHP’nin bu teklifine karşı çıkıp, yüzde 10’luk seçim barajının kalmasını savunuyor. CHP’nin bu teklifi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Suların önüne baraj konulabilir; ama oyların önüne baraj konulmasına karşıyım! Ve elbette AKP’nin yüzde 10’luk seçim barajını savunmasına temelden karşıyım. AKP hem 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın değiştirilmesini istiyor, hem de yine 12 Eylül darbesinin ürünü olan yüzde 10’luk seçim barajının değiştirilmemesini istiyor. Bu konuda AKP tutarsız bir tavır içinde bulunuyor. Kaldı ki yüzde 10 gibi fevkalade yüksek seçim barajı demokrasiye de uygun düşmüyor. Nitekim demokrasi deyince ilk akla gelen ülkelerde yüzde 10’luk seçim barajları bulunmuyor. Böylesine yüksek seçim barajı demokrasiyi, milli iradeyi katlediyor. Bakın bu yüzde 10’luk seçim barajı yüzünden mesela 2002 seçimlerinde 41 milyon seçmenden 24 milyonunun oyunu alan partiler Meclis’e giremedi. 2007 seçimlerinde ise 42 milyon seçmenden 14 milyonunun oyunu alan partiler Meclis’e giremedi. Böylesine dev bir seçmen kitlesinin Meclis’te temsil edilmesi engellendi. Başka bir deyişle, 2002 seçimlerinde 24 milyon seçmenin, 2007 seçimlerinde de 14 milyon seçmenin oyu katledildi. Yönetimde istikrar denilerek temsilde adalet katledildi. Bu mudur demokrasi? Bu mudur halkın iradesine önem verilmesi? Demokrasiyi, halkın iradesini savunan bir parti, 12 Eylül darbecileri gibi yönetimde istikrar adına temsilde adaletin katledilmesini savunabilir mi? 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın değiştirilmesini isteyen bir parti, yine 12 Eylül darbesinin ürünü olan yüzde 10’luk seçim barajının değiştirilmemesini isteyebilir mi? Onun içindir ki AKP bu konudaki tutumunu yeniden gözden geçirmeli. Ve bu tutarsız tutumundan bir an önce vazgeçmeli.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ HALKIN AÇLIĞINI GİDERİYOR!
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Referanduma sunulan bu anayasa değişikliği halkın açlık sorunu gibi sorunlarını gidermiyorsa, bu anayasa değişikliğine niçin evet denilsin” türünde bir düşünceyi seslendiriyor. Bu düşünce tarzı hakkındaki yorumunuz nedir?
- Midesi açların sorunlarını tümden gidermek için “Altta kalanın canı çıksın; ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyen kapitalist ekonomiyi, kapitalist düzeni yıkmak gerekiyor. Onun yerine paylaşımcı, insanca, hakça bir düzen kurmak gerekiyor. Vahşi kapitalist düzen denilen bu adi düzenin yerine adil düzeni kurmak gerekiyor. Oysa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tıpkı CHP’li Kemal Derviş gibi kapitalist piyasa ekonomisine övgüler düzüyor. Ondan sonra da kalkıyor, “Referanduma sunulan bu anayasa değişikliği halkın açlık sorunu gibi sorunlarını gidermiyorsa, bu anayasa değişikliğine niçin evet denilsin” türünde bir mantık yürütüyor. Oysa bu anayasa değişikliği çok az da olsa halkın açlık sorununu gideriyor! Nasıl mı gideriyor? Malumunuz, halkımız onlarca yıldan beri demokrasi açlığı çekiyor. Halk sandığa gidip oy veriyor, ama her seferinde halkın iradesine darbeler indiriliyor. Halk sandığa gidip oy veriyor, ama seçtikleri, sevdikleri askeri darbeler sonucunda idam sehpalarında can veriyor. Ya da halkın seçtikleri, sevdikleri hapishanelerde çürütülüyor. Kısacası, her seferinde halkın iradesi tankların altında eziliyor. Sonuçta da ülkeyi halk değil tank yönetiyor! İşte halk onlarca yıldır bu yüzden demokrasi açlığı çekiyor. Halkın iradesini tanklarla ezenlerden, halkın evlatlarına işkencehanelerde, hapishanelerde zulmedenlerden hesap sormanın açlığını çekiyor. Bunun için de mesela 12 Eylül darbesini gerçekleştiren zalimlerin, kendilerinden hesap sorulamaması için anayasaya koydurdukları geçici 15. maddenin kaldırılmasını istiyor. İşte referanduma sunulacak anayasa değişikliğinde bu geçici 15. madde kaldırılıyor. Bu anayasa değişikliği hiç değilse halkın bu konudaki açlığını gideriyor. Bir türlü hesap sorulamayan darbecilerden, zalimlerden hesap sorulmasının yolunu açarak, az da olsa halkın bu konudaki açlığını gideriyor.cilerin salyası12 Eylül anayasası!
- Lütfü Bey; uygun görürseniz bu haftaki sohbetimize 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın bir kısmının değiştirilmesiyle ilgili olarak yapılacak referandum hakkındaki değerlendirmelerinizi alarak başlayalım mı?
- Bana göre 12 Eylül anayasası, darbecilerin salyası! Kudurmuş bir vaziyette hukukun temel ve evrensel ilkelerine saldırıp parça parça eden darbecilerin salyası! Hukukun temel ve evrensel ilkelerini çiğneyip insanları hapislerde çürüten, idam sehpalarında öldüren darbecilerin salyası! İşte hukuktan böylesine nasipsiz darbecilerce yaptırıldı 12 Eylül’ün anayasası. Aslında darbecilerin, faşistlerin salyası olan 12 Eylül anayasası tümüyle çoktan tarihin çöp sepetine atılmalıydı. Bu anayasayla kendilerini korumaya alan darbeci generallerden, yaptıkları hukuksuzlukların, zulümlerin hesabı çoktan sorulmalıydı. Ülkemizin hep askeri anayasalarla yönetilmesinin yerini sivil bir anayasayla yönetilmesi çoktan almalıydı. Ara dönemlerde yapılmış arayasaların, kara dönemlerde yapılmış karayasaların yerini sivil dönemde yapılmış bir anayasa çoktan almalıydı. Ama maalesef siyasi partiler aralarında anlaşıp bunu şimdiye kadar gerçekleştiremedi. Birinin ak dediğine öbürü kara dedi ve darbecilerin anayasası ülkemizde 1982’den beri hüküm sürüp gitti. İktidardakilerin ak dediğine muhalefettekiler kara, muhalefettekilerin ak dediğine iktidardakiler kara dedikçe de darbecilerin anayasasının ülkemizde hüküm sürüp gideceği belli. Öyleyse darbecilerin anayasasının ülkemizde hâlâ hüküm sürmesi, en başta siyasi partilerin ayıbı değil mi? Ülkemizin hâlâ askeri bir anayasayla yönetilmesi sivillerin ayıbı değil mi? Keşke ülke çıkarları parti çıkarlarının önüne geçebilseydi. Keşke her parti dediğim dedik tutumundan vazgeçebilseydi. Keşke 12 Eylülcülerin anayasasının şimdiki gibi kısmen değil, tümden değiştirilmesi söz konusu olabilseydi. Ancak darbe anayasasını tümden değiştirmeyi başarmak mümkün olamıyorsa, onu kısmen değiştirmek yetersiz de olsa bir adım değil mi? Ülkeyi yönetenleri de bu yönde adımlarını sıklaştırmaya ve giderek darbe anayasasını tümden değiştirmeye teşvik etmek gerekmez mi?
OYLARIN ÖNÜNE DEĞİL, SULARIN ÖNÜNE BARAJ!
- Başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP yöneticileri, yüzde 10’luk seçim barajının yüzde 7’ye indirilmesi için bir yasa değişikliği teklifi vereceklerini açıkladı. AK Parti ise CHP’nin bu teklifine karşı çıkıp, yüzde 10’luk seçim barajının kalmasını savunuyor. CHP’nin bu teklifi hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Suların önüne baraj konulabilir; ama oyların önüne baraj konulmasına karşıyım! Ve elbette AKP’nin yüzde 10’luk seçim barajını savunmasına temelden karşıyım. AKP hem 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın değiştirilmesini istiyor, hem de yine 12 Eylül darbesinin ürünü olan yüzde 10’luk seçim barajının değiştirilmemesini istiyor. Bu konuda AKP tutarsız bir tavır içinde bulunuyor. Kaldı ki yüzde 10 gibi fevkalade yüksek seçim barajı demokrasiye de uygun düşmüyor. Nitekim demokrasi deyince ilk akla gelen ülkelerde yüzde 10’luk seçim barajları bulunmuyor. Böylesine yüksek seçim barajı demokrasiyi, milli iradeyi katlediyor. Bakın bu yüzde 10’luk seçim barajı yüzünden mesela 2002 seçimlerinde 41 milyon seçmenden 24 milyonunun oyunu alan partiler Meclis’e giremedi. 2007 seçimlerinde ise 42 milyon seçmenden 14 milyonunun oyunu alan partiler Meclis’e giremedi. Böylesine dev bir seçmen kitlesinin Meclis’te temsil edilmesi engellendi. Başka bir deyişle, 2002 seçimlerinde 24 milyon seçmenin, 2007 seçimlerinde de 14 milyon seçmenin oyu katledildi. Yönetimde istikrar denilerek temsilde adalet katledildi. Bu mudur demokrasi? Bu mudur halkın iradesine önem verilmesi? Demokrasiyi, halkın iradesini savunan bir parti, 12 Eylül darbecileri gibi yönetimde istikrar adına temsilde adaletin katledilmesini savunabilir mi? 12 Eylül darbesinin ürünü olan anayasanın değiştirilmesini isteyen bir parti, yine 12 Eylül darbesinin ürünü olan yüzde 10’luk seçim barajının değiştirilmemesini isteyebilir mi? Onun içindir ki AKP bu konudaki tutumunu yeniden gözden geçirmeli. Ve bu tutarsız tutumundan bir an önce vazgeçmeli.
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ HALKIN AÇLIĞINI GİDERİYOR!
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Referanduma sunulan bu anayasa değişikliği halkın açlık sorunu gibi sorunlarını gidermiyorsa, bu anayasa değişikliğine niçin evet denilsin” türünde bir düşünceyi seslendiriyor. Bu düşünce tarzı hakkındaki yorumunuz nedir?
- Midesi açların sorunlarını tümden gidermek için “Altta kalanın canı çıksın; ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyen kapitalist ekonomiyi, kapitalist düzeni yıkmak gerekiyor. Onun yerine paylaşımcı, insanca, hakça bir düzen kurmak gerekiyor. Vahşi kapitalist düzen denilen bu adi düzenin yerine adil düzeni kurmak gerekiyor. Oysa CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, tıpkı CHP’li Kemal Derviş gibi kapitalist piyasa ekonomisine övgüler düzüyor. Ondan sonra da kalkıyor, “Referanduma sunulan bu anayasa değişikliği halkın açlık sorunu gibi sorunlarını gidermiyorsa, bu anayasa değişikliğine niçin evet denilsin” türünde bir mantık yürütüyor. Oysa bu anayasa değişikliği çok az da olsa halkın açlık sorununu gideriyor! Nasıl mı gideriyor? Malumunuz, halkımız onlarca yıldan beri demokrasi açlığı çekiyor. Halk sandığa gidip oy veriyor, ama her seferinde halkın iradesine darbeler indiriliyor. Halk sandığa gidip oy veriyor, ama seçtikleri, sevdikleri askeri darbeler sonucunda idam sehpalarında can veriyor. Ya da halkın seçtikleri, sevdikleri hapishanelerde çürütülüyor. Kısacası, her seferinde halkın iradesi tankların altında eziliyor. Sonuçta da ülkeyi halk değil tank yönetiyor! İşte halk onlarca yıldır bu yüzden demokrasi açlığı çekiyor. Halkın iradesini tanklarla ezenlerden, halkın evlatlarına işkencehanelerde, hapishanelerde zulmedenlerden hesap sormanın açlığını çekiyor. Bunun için de mesela 12 Eylül darbesini gerçekleştiren zalimlerin, kendilerinden hesap sorulamaması için anayasaya koydurdukları geçici 15. maddenin kaldırılmasını istiyor. İşte referanduma sunulacak anayasa değişikliğinde bu geçici 15. madde kaldırılıyor. Bu anayasa değişikliği hiç değilse halkın bu konudaki açlığını gideriyor. Bir türlü hesap sorulamayan darbecilerden, zalimlerden hesap sorulmasının yolunu açarak, az da olsa halkın bu konudaki açlığını gideriyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi