Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Kim gibi yaşıyoruz?

Kim gibi yaşıyoruz?

Kimin vasıflarıyla yaşıyorsunuz bunun farkında mısın? Hayatınızı mü'minlerin vasıflarıyla mı, münafıkların vasıflarıyla mı, yoksa kâfirlerin vasıflarıyla mı yaşıyorsunuz.

"Daha düşünmedim!" demeyin; billahi gümbürtüye gidersiniz. Azrail gelmeden hele kendinizi bir kontrol edin. Edin ki, nerede olduğunuzu bilin. İnsanlar alâmetleriyle tanınırlar.

Rabb'ımız Kur'ân-ı Kerim'de herkesin alâmet-i farikalarını (kendilerini tanıtan özelliklerini) beyan buyurmuştur.

Bakara suresi, ayet: 171, Mâide suresi, ayet: 41, 42'de kâfirler şu vasıflarıyla tanıtılır.

Kafirler:

• Doğruyu dinlemekten içleri sıkılır.

• Yalancıyı ve yalanı seve seve dinlerler.

• Kendileri hep yalan söylerler.

• Kitapları tahrif ederler.

• Haram yerler.

• Rüşvet alırlar.

• Para, mevki ve menfaat karşılığında haksızların, yalancıların, dolandırıcıların, suistimalcilerin yaptıklarını örterler, haksızlıkta onlara yardımcı olurlar ve onların güvenilir oldukları yalanını doğru diye yayarlar.

• Para ve mevkii için korkunç yalanlar uydururlar.

• Allah'tan, Peygamberden bir şey anlamazlar.

• Anlamlı sözleri duymazlar.

• Kuru gürültülere kulak verirler.

• Dünyada sâdece zevk-ü sefa ederler.

• Hayvanların yediği gibi yerler. (Muhammed suresi, ayet: 12)

• Midelerinin ve şehvetlerinin peşindedirler.

• İğrenç derecede zâlimdirler. Çevrelerine ve fırsatını bulduklarında muhataplarına zulmederler. (Bakara suresi, ayet: 254)

• Gerek gördükleri zaman iman ettiklerini söyleyecek kadar dalaverecidirler.

• Allah'ı ve iman edenleri aldatmaya çalışırlar.

• Bozguncudurlar.

• Fitnecidirler.

• Hasedcidirler.

• Müfteridirler.

• Şer odakları oluşturup bu odakları harekete geçirip şerirlik yaparlar.

• Mü'minleri duyarsızlıkla itham ederler.

• Mü'minleri, aldatmaya müsait görürler.

• Menfaatleri için yapmayacakları hiçbir şey yoktur.

• Para için insanlık için en mukaddes olan şeylerini satarlar ve fedâ ederler.

• Dost edinilmeye lâyık değildirler.

• Sapıklıkta ısrar ile inat ederler.

Alimlerimiz hüküm açısından küfrü üç başlık altında ele almışlardır:

1- Cehli küfür: Bir kimsenin Allah'ın varlığını ve sıfatlarını câhilliği sebebiyle bilmemesi neticesinde doğar. Bu konuda cehâlet, mazeret olarak kabul edilmez.

2- İnadı küfür: Bir kimsenin Allah'ın varlığını ve birliğini bildiği hâlde, nefsine mağrur olması, elinden mevki ve makamının gideceği korkusu veya diğer insanların kınayacağı endişesi sebebiyle bildiğini inkâr etmesi demektir.

Nemrud, İbrahim aleyhisselâmın, Firavun, Musa aleyhisselâm'ın, Ebu Cehil, Muhammed (s.a.v.)'in Hakk Peygamberi olduğunu bildikleri halde inkar etmişlerdir. Bunlar ve bunlar gibi olan kimselerin küfürleri inadidir.

3- Hükmi küfür: Rabbımızın ve Peygamberimizin dini yalanlamanın alâmeti olarak bildirdiği bir takım hareketlerin yapılması veya sözlerin söylenmesi demektir. Bu hususta fukaha-i kiram küfür lâzım gelir veya gelmez diye hükümleri beyan etmişlerdir. İman konusunda cehâlet mazeret kabul edilmemiştir.

Hülâsa küfür, ateştir.

Neyse, biz kendimizi bir yoklayalım. Üzerimizde küfür alâmeti var mı acaba?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi