Rektörleri protesto
Ankara Hukukta, Prof. Sayın İlhan Arsel Anayasa Hukuku Hocamızdı. Not vermekte çok cimri davranırdı. “10 numara Tanrı’nındır. 9 numara benim. Ancak gerisini öğrencilerim paylaşabilir” derdi. Kaşarlanmış eski talebelerden çok kindar olduğunu, duyardık. Yıl içinde geçen hiçbir olayı unutmazmış. Bense Korku denen duyguyu hiç tanımazdım. Ve çok şükür Allah’dan başka kimseden de korkmazdım. Korkak insanların Mü’min olabileceklerinden de daima şüphe ederdim.
Koca 1 sene boyunca, Arsel Hoca hiç mi yanlış konuşmayacaktı. Ben öleceğimi bilsem, haksızlık karşısında susamazdım. Hocanın yanlış yapmasını beklemeden, ben derslerde kılçık atmaya başladım. Böylesi tartışmalardan öğrenciler çok hoşlanırlardı. çünkü böylece dersler kaynamış oluyordu. Arkadaşlarımız tartışmalarımıza artık alışmışlardı. Kimi beni, kimi Hocayı alkışlardı. Bir gün hocanın kürsüsüne bir yazı koydum. “Dünyadaki çağdaş Devletlerin Parlamenter sayıları, bizdekilere göre azdır. Bizde Parlamenter sayısının nüfusumuza göre çok olması acaba Partilerin yandaşlarına mümkün olduğu kadar yem kapısı bulabilme düşüncesinden mi doğmuştur” diye yazmıştım. Hoca yazıyı okudu. “Hüseyin üzmez arkadaşınız çok doğru söylüyor” dedi. Bir alkış aldı. Arkasından ben söz aldım: “Hocam yanılmıyorsam 1961 Anayasası 27 Mayıs Darbecilerinin seçtiği bir Komisyon tarafından yapıldı. 9 kişilik o Komisyonun Başkanı Prof. Sayın Sıddık Sami Onar'dı. Siz de onun yardımcısı idiniz. Niye doğru dürüst bir Anayasa yapmadınız” dedim bu defa alkışlar benim içindi. Neyse uzatmayayım. Sınavda o yazı karşıma çıktı.
öyle bir te’vil ettim ki, Hoca kendine sakladığı 9 notunu bana vermek zorunda kaldı. 27 Mart 2008 Perşembe günkü VAKİT Gazetemizde, hemşerim bir Sayın Rektör için Dostça bir Uyarı vardı. üniversiteli gençler, başörtülü, başörtüsüz kızlarımız da dahil, Rektörleri Protesto ediyorlardı. Gençlik olaylarının hızla yayılacağını, Rektörlerin bizden iyi bilmeleri lazım. VAKİT Gazetemiz, muazzam bir ormanın içindeki bir kıvılcıma işaret etti.
Bu işaret; bir defa orman ateş aldı mı, tümüyle kül olacağı tehlikesinin haberiydi. Biz bir süre önce Sayın Rektörü kibarca uyarmıştık. Sanıyorum yazımın başlığı da Oldu mu Hemşerim idi. Kanunsuz Yasak Uygulamayı bir Malatyalıya yakıştıramıyordum.
Şimdi üniversite Gençliği, ellerini öpmeleri gereken Hocalarının yüzlerine karşı haykırıyorlar: “Başörtüsüne Uzanan Eller Kırılsın! Başörtüsüne özgürlük Engellenemez! Yasakçılar Hukuk Tanımıyor! Baskıcı Rektör İstemiyoruz!” diyorlar.
Bütün Orman Yanarsa, odunlar yeşil ağaçlardan çok daha önce kül olur. Bu köşede kaç defa yazmışımdır. Sayın Demirel insan olarak çok iyi biridir. Şahsen bana çok yakınlık göstermiştir. Başbakan iken de, Cumhurbaşkanı iken de, ben ne zaman kendileri ile görüşmek istemişsem, en geç yarım saat içinde beni makamına aldırıp, dinlemiştir. Haddini aşan tenkitlerimi, anlayışla karşılamıştır. Ben bunları yazınca okuyucu kardeşlerim bana kızıyorlar, Sanki Demirel, Cennete giderse kendilerine yer kalmayacak. Ve sanki ben Sayın Demirel'i Ulu Camie İmam yapın diyorum.
Zaman olmuştur suç teşkil eden eleştiriler yapmışımdır. Sayın Demirel bana karşı insanca tutumunu hiçbir zaman değiştirmemiştir. Ben bu iyilikleri unutur muyum?
Yarın Cumhurbaşkanını Halk seçecek olsa, ben Demirel’e oy verir ve verdiririm. O taktirde pek yanılmış da sayılmam. Fahr-i Kâinat Eferdimiz: “Ne iseniz, ona göre başınızda idare!” buyurmamışlar mıdır? Demirel’in Bu Sistemin Adamı olduğu yalan mı?
Ben Sayın Cindoruk’tan sonra, Demirel Uzmanıyım. Onun Kur’an’ı Kerim'deki 200 küsûr Ayeti Kerimeyi hükümsüz saymasının ne anlama geldiğini bilmiyor muyum?
Sayın Demirel, iktidarda iken en acı tenkitleri ben yapıyordum. Bu eleştirilerimin hepsi, sonunda doğru çıktı. Anayasa suçu işleyen Sayın Rektörler açsınlar telefonu, doğru söyleyip söylemediğimi bizzat kendilerine sorsunlar. Demirel iktidardan düştükten sonra bir yazıma, Demedim mi nazlı yarim ben sana başlığını atmıştım. “Alma Mazlumun Ahını, çıkar Aheste Aheste” derler. Sayın Rektörler için de yarın peşpeşe davalar açılınca, aynı başlıkla bir yazı yazmayı, düşünmek bile istemiyorum. Bilim Adamları İdeolojik değil de.. Objektif düşünürlerse, doğruyu mutlaka bulacaklardır. Şimdilik Allah ezilenlere sabır versin. Saygılarımla..