Son dönemde psikolojik harekat tam gaz devam ediyor. Kapatma davasını ayakta alkışlayan medya, AK Parti'nin bu durumu ne kadar hak ettiğini, ne kadar yanlışlar yaparak bu duruma geldiğini anlatma yarışında.

Toplum adeta Mahkeme kararı öncesi hazır hale getirilmeye çalışılıyor.

Mahkemeyi tesir altına almaktan çekinmeyen ve hukuki sürece müdahale eden zevat, "kesin kapatılacak" propagandası yaparak toplum psikolojisini böyle bir duruma alıştırmaya çalışıyor.

Eleştiriler yargı bağımsızlığını gölgeleyecek müdahaleler gibi yansıtılırken, kapatma yönündeki söylemler yargıya müdahale sayılmıyor.

Oysa hukuka müdahale asıl bu şekilde oluyor.

Bu süreçte yılgınlığa, ümitsizliğe, yenilmişlik duygusuna kapılmak en kötü olandır.

Sağduyulu olmak, toplumsal bir ayrışmaya sebep olmamak, iç barışı korumak, fevri ve provokatif hareketlerden kaçınmak açısından gereklidir. Ama sağduyulu olmak, olup biten her şeyi normal görerek benimsemek, pasif kalmak demek de değildir.

Hukuki ve demokratik zeminde yapılması gereken her şeyi yapmak ise uzlaşmazlık, sağduyusuzluk demek hiç değildir.

Başbakan Erdoğan'ın sağduyulu ve metin duruşu, kitleyi serinkanlılığa davet etmek ve Türkiye'nin iç huzurunu gözetmek açısından son derece yerindedir.

Muhalefetin sorumsuz ve tahrik edici yaklaşımlarına karşı aklı selimi ve sorumluluğu ayakta tutmaya çalışmak büyük bir erdemdir.

Türkiye'yi gerçekten kimin düşündüğü bu olaylara daha iyi ortaya çıkıyor.

Başbakan Erdoğan'ın böyle bir gündemde ve yoğunlukta şehir programlarını sürdürmesi, il il Türkiye'yi gezmesi hem kendi moralini yükseltmek, hem de toplumun moralini yüksek tutmak açısından son derece doğru bir yoldur.

Erdoğan, 2006'da Ankara ve İstanbul hariç (bazısı birkaç defa olmak üzere) 84 şehir programı yaptı. Bunların 38'i partinin il kongreleriydi.

2007'de yaptığı 88 şehir programının 52'si miting şeklindeydi. Diğer partiler 10-20 şehir gezebilirken, Erdoğan Türkiye'yi bir baştan diğer başa dolaştı, halkla kucaklaştı.

2008'in ilk döneminde ise parti programları ve incelemeler için 18 şehri kapsayan bir tur yapıyor.

Böyle zor bir süreçte Erdoğan'ın halka gitmesi, bölge bölge Türkiye'yi dolaşması moral depolamak ve halkın hissiyatını canlı tutmak açısından çok anlamlıdır.

Sürecin hukuki boyutları kadar psikolojik boyutu da çok önemli.

Bu yüzden demokrasiye, çağdaş değerlere, milli egemenliğe, halkın sağduyusuna inanan kesimlerin morallerini yüksek tutarak aklı selim ve dayanışmayla hareket etmesi şarttır.

Meydanlarda görülen gerçek, halkın moralinin yüksek olduğu, sağduyu ve metanetin ağır bastığıdır.