Türkiye'nin geleceği...
Şu sorulara cevap bulmak çok önemli: Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü hangi parti, hangi siyasi zihniyet sağlayabilir?
Kürt meselesinin geldiği nokta PKK terör örgütünün etki gücünün çok üzerinde bir mahiyet taşıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleriyle, batıda yaşayan Kürtlerin devlete aidiyet hissini canlı tutan, devlete sadakatini yeniden dirilten tek parti AK Parti'dir. Erozyona uğrayan güven hissini yeniden kazandıran, ümitleri canlandıran hükümetin son dönemdeki performansı ve ortaya koyduğu kardeşlik söylemidir. 22 Temmuz seçimlerinde AK Parti sadece Tunceli'de milletvekili çıkaramazken, CHP Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu ve Batı Karadeniz ağırlıklı olarak 35 ilde; MHP Doğu, Güneydoğu ve Batı Karadeniz ağırlıklı olarak 39 ilde milletvekili çıkaramadı. MHP ve CHP'nin Doğu ve Güneydoğu bölgelerine yönelik kaydadeğer bir söylemi kalmaması, bu bölgelerdeki halkın bu partilere yönelik antipati beslemesi, AK Parti'yi, Türkiye'nin bütünlüğünün sigortası haline getirmiştir. Hangi zihni tasarım, hangi duygusal bağ ve hangi siyasi oluşum Türkiye'nin bütünlüğüne hizmet edebilir?
- Hangi parti ve zihniyet Türkiye'yi Avrupa Birliği perspektifinde tutabilir, Türkiye'yi çağdaş dünya ile bütünleştirebilir? CHP veya MHP'nin demokratikleşme adımlarındaki tavrı da, uluslararası sistemle bütünleşme konusundaki sicili de hiç iyi değil. AK Parti'nin siyasi tasavvuru ve politikaları bu çizginin en güçlü lokomotifi olduğunu gösteriyor. "Türkiye'yi bu yörüngede ancak şu parti tutabilir" diyebileceğiniz bir siyasi hareket var mı?
- Türkiye'nin ekonomik ve demokratik istikrarını kendi politik çıkarları üzerinde tutan, Türkiye'nin kalkınma hamlesini sürdürebilecek bir hareket var mı? CHP ve MHP'nin iktidar tecrübeleri ekonomik açıdan hiç de ümit verici değildir. Eğer Türkiye, son dönemde ekonomik dengeleri düzeltip tarihi rekorlara imza attıysa, ilk defa yatırımlar bu boyutlara ulaştıysa bu hükümetin izlediği politikalar sayesindedir. İdeolojik karakterli bu hareketlerin üretim, istihdam, yatırım, ihracat gibi bir düşüncesi, dahi iyi hizmeti esas alan bir yaklaşım ve projesi ne zaman olabilmiştir? Eğer hizmet odaklı bir siyaset yapabilselerdi, yerel yönetimlerde bir başarı kaydederlerdi. Türkiye'yi yerelde ve merkezde hizmetle buluşturan başka bir hareket ortaya çıkabilmiş midir?
- Demokratik siyasete yönelik güveni kim ayakta tutabilir? Siyasetin çözüm yolu olduğu kanaati kaybolursa, PKK gibi terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürülmüş olmaz mı? Gelişmeler böyle sürerse hangi zihniyet, insanları demokratik siyaset çizgisine davet edebilir?
çok açık bir gerçek var, AK Parti siyasal denklemden çıktığı anda, Türkiye'nin de çivisi çıkar. Hukuka, demokrasiye, siyasete olan güven tamamen kaybolur. İnsanların ülkesine aidiyeti, devletine güveni, geleceğe dair ümitleri ciddi yara alır. Türkiye'nin âli menfaatlerini, milli çıkarlarını, birlik ve bütünlüğünü gözetenlerin bu sorulara gerçekçi cevaplar vermeleri gerekiyor.
Türkiye'nin geleceğini düşünme sorumluluğu herkese aittir.
Günü kurtaralım, geleceği gelecek kuşaklar düşünsün demek, sorumsuzluk olur.
Hâlâ bir yerlerde devlet aklı ve basireti olduğuna inanmak istiyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.