Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

Konuştukça batıyorsanız, susmayı öğrenin

Konuştukça batıyorsanız, susmayı öğrenin

Bu ülkede, kendini solcu olarak tanımlayan partilerin, yüzde otuz ile otuzbeş arasında bir oy potansiyeli vardır.

Fakat dünya siyaset literatüründeki ölçülere göre, asla solcu/sosyal demokrat kabul edilmezler, orası ayrı dava.

Eskiden beri böyledir.

Statüko yanlısı partilerin oy kapasitesi o aralıkta oynar.

*

Taş atıp kollarını yormasalar...

Evlerinden hiç çıkmasalar...

Seçim kampanyası yapmasalar dahi o kadar oy alırlar.

Bizim solcu geçinen partilerimizin yöneticileri, çıkıp konuştukça, oylarını yükselteceklerini zannederler.

Fena halde yanıldıkları bir noktadır işte burası.

Ekrana çıkarlar, seçim meydanındaki kürsüye çıkarlar, konuşurlar, konuşurlar...

Gazeteciler sorar, mikrofon uzatırlar, yine konuşurlar.

O konuşmaları yüzünden, oylar artacağına azalır.

CHP'nin aldığı oy yüzdesi, hangi şekilde yirmilere çakıldı kaldı sanıyorsunuz?

*

Seçimde barajı aşamadığı için Meclis dışında kalması, genel başkanın istifa etmesi, yerine başkası bulunamadığı için sonra yine geri gelmesinin başka türlü izahları da vardır muhakkak.

Ama en önemli sebep, o konuşmalarla, halktan uzak bir halk partisi olduğunun seçmen tarafından anlaşılmasıdır.

"Halka açacağız, halka ulaşacağız, partiyi yenileyeceğiz" açıklamalarının anlamı da bu durumun kavranmış olması.

*

"Bir türlü oylar artmıyor. Altmış senedir iktidar yüzü görmüyoruz. Baykal ile bu iş olmaz, olmuyor" kararına varan irade, çirkin bir kaset komplosuyla onu görevden uzaklaştırdı.

Ne var ki onun yerine getirilen de şişede durduğu gibi durmadı.

Partinin asırlık temel politikalarına ters düşen açıklamalar yapmaya başladı.

Yok, "başörtüsünü biz çözeriz"miş...

Yok, "Kürt sorununu rahatça hallederiz"miş...

Ortada plan, program, yol yordam yok ama en azından sözü var.

Bu kadarının telaffuz edilmesi bile klasik politikaları alt üst edecek kadar sakıncalı.

*

Kılıçdaroğlu'nun işi gerçekten zor.

Hem leblebi tozu yiyecek, hem ıslık çalacak.

Kemal Bey'den beklenen başarıyı ancak bu örnekle izah edebilirim.

Siz başka türlüsünü tercih ederseniz de karışmam.

*

Otuz yılın sonunda, bu işin Deniz Bey ile yürümeyeceğine karar verenlerin, kendisini lisan-ı münasip ile ikaz edip etmediklerini de meraka değer bulmaktayım.

"Sayın Baykal... Siz elinizden geleni yaptınız. Buna eminiz. Ancak aldığınız oy ortada. Bu kadarıyla tek başımıza iktidar olmamız mümkün değil. Hatta koalisyon ortağı bile olamıyoruz. Bırakın, kenara çekilin, gençlere yol verin. Bir de öyle deneyelim... Bizim canımız fena halde iktidar çekiyor... İşi zora zokmayın..."

*

Böyle bir yöntem denendi de Deniz Bey karşı mı çıktı acaba?

"Zor oyunu bozar" hesabı, o meşhur kaset komplosu, bir mecburiyetten miydi yoksa?

Yahu arkadaşlar, farkında mısınız, insanın aklına nasıl da tuhaf sorular getiriyor bu CHP.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi