'Apoletliler arası güç savaşları', bitmiş midir?
TSK’de yani terfi ve tâyin dönemine yaklaşıldıkça, iki sene önce Büyükanıt lehinde ve aleyhinde, gizli adreslerden her tarafa gönderilen ‘msn’ veya ‘e-mail’ mesajlarının nasıl buğucu bir noktaya geldiğini hatırlayalım..
özellikle Org. Hilmi özkök, kendi Gen. Kur. Başk.lığı zamanında, ordunun darbeci eğilimlerden uzak tutulması ve daha modern bir ordu anlayışıyla hareket ettiği için çok eleştirilmişti; en başta da, o zamanlar Hürriyet’te yazan E. ç. gibi kemalist/ laik’lerce..
Ve Büyükanıt onlar için bir ümid idi..
Onun için de, Büyükanıt’ın KKK olduğu sırada ortaya çıkan ‘Şemdinli Bombalaması’ ve onu yapanların Büyükanıt tarafından ‘iyi çocuklar’ diye tezkiye olunmasından sonra ortaya çıkan çalkantılar sonunda, Erdoğan Hükûmeti beklenmiyen bir şey yaptı ve geleceğin Gen. Kur. Başkanı adayının YAŞ tarafından tavsiyesini beklemeden, YAŞ toplantısından 3-4 gün önce, kendi inisiyatifiyle, Büyükanıt’ı Gen. Kur. Başkanı olarak açıklayıvermişti..
Bu sene Büyükanıt emekli olacak.. Teamül gereği, KKK. Org. İlker Başbuğ’un Gen. Kur. Başk. olması bekleniyor.. Ama, ‘mutlaka böyle olacak..’ diye bir şey yok.. Yani, Hükûmet, sadece bir ‘tasdik /onama’ mekanizması değil; gerektiğinde, inisiyatif kullanabilir..
Hatırlayalım.. 1978’de, Demirel Hükûmeti, Gen. Kur. Başk.lığı’na KKK. Org. Ali Fethî Esener ‘i önermiş; ama, bu istek, zamanın c.başkanı Fahrî Korutürk tarafından geri çevrilmişti. Esener’in Cuma namazlarına gittiği iddia olunuyordu.. Korutürk’ün bu konuda hassas bir ‘kemalist’ olarak davranması gerekiyordu. Hükûmet de başka isim bildirmeyince, 30 Ağustos’a gelindi 4- 5 orgeneral birden otomatik olarak emekli oldu ve en kıdemsiz org. olan Ken’an Evren, en kıdemli org. durumuna ve Gen. Kur. Başkanlığı’na o geldi ve iki sene sonra da, 12 Eylûl 1980 Askerî Darbesi’ni yaptı; Demirel’i devirdi!!
Yani, ‘apoletliler arası’ veya ‘apoletlilerle siviller arası’ mücadelede sürprizler bitmez..
Şimdi, özellikle ‘27 Nisan 2007 Muhtırası’ndan sonra, Başbakan Erdoğan’ın duruma hâkim olmasını kabullenmesiyle, kendisine ümit bağlıyanları şaşkına çeviren ‘Büyükanıt’ın hizmet süresinin Hükûmet tarafından uzatılacağı’ sözkonusu edilirken; Büyükanıt’tan artık ümidini iyice kesen kemalist/ laik çevreler de İlker Başbuğ’a gözlerini dikmiş bulunuyorlar..
Şimdi, Büyükanıt, hizmet süresinin uzatılması gibi bir Hükûmet önerisi ihtimalini bile, kendisi için ‘onur kırıcı bulacağını’ ve öyle bir öneri olsa bile kabul etmiyeceğini söylüyor..
Burada, bir başka hatırlatmada bulunmak gerekiyor..
28 Şubat sonrasındaki generaller arası gerilimli ilişkileri, Ş. Küçükşahin, 11 Mart 08 tarihli Hürriyet’te yazdı.. Ecevit, Gen. Kur. Başkanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’na hizmet süresini uzatmak teklifinde bulunmuş.. Kıvrıkoğlu böyle bir şeyi kabul edemiyeceğini belirtmiş.. Ama, Kıvrıkoğlu bu konuyu C. Başkanı Sezer’le de görüşmüş ve o da, ‘kanun çıkarabilirler mi, sonra ortada kalmıyasın..’ gibi bir şeyler söylemiş.. Ve sonra, Kıvrıkoğlu, Ecevit’le tekrar görüşünce, o konu hiç sözkonusu olmamış.. O zaman, Kıvrıkoğlu, kendisinden sonra normal olarak Gen. Kur. Başkanı olması beklenen Hilmi özkök’ü önlemek için çok çaba harcamış, onun ‘irtica’ya karşı yeterli şekilde mücadele edemiyeceğini’ düşünerek.. (Halbuki, bazı çevreler, Kıvrıkoğlu’nun çok mütedeyyin birisi olduğu havasını bile yayarlardı, ciddî ciddî..)
Formülü bile bulmuş.. KKK. olan Hilmi özkök’ün emekliye sevkedilip, yerine, -normal sıradaki Edib Başer’in de değil,- Jan. Gen. Kom. Aytaç Yalman’ın getirilmesi için gerekli resmî yazıyı bile yazdırtmış.. Ve kendisi emekli olduktan sonra, Gen. Kur. Başk.lığı’nın bir-iki hafta boş kalmasını ve sonra da, Aytaç Yalman’ın bir-iki haftalık bir KKK. lığını takiben Gen. Kur. Başk.lığı’na getirilmesini tasarlamış.. Ama, işler planlandığı gibi yürümemiş.. Hilmi özkök Gen. Kur. Başkanı olmuş, yerine KKK.’lığı’na gelmesi beklenen E. Başer emekliye sevkedilip, Aytaç Yalman getirilmişti; Kıvrıkoğlu’nun önceki planına göre.. Yani ‘apoletliler arası ilişkiler’in perde gerisi çok karmaşık ve karanlık..
Şimdi, beklenen, İlker Başbuğ’un Gen.Kur. Başk.lığı.. Ama, o zamana kadar kim bilir neler- neler olur. Esasen onun da, yanlış yapmamak için birkaç aydır, konuşmadığı söyleniyor. Hele, önceleri çok sert mesajlar verdiği ‘irtica’ konusunda susmayı tercih ediyor; ‘atatürkçü’ söylemle yetiniyor.. Bizdeki rütbelilerin siyaset ve ideoloji planındaki bütün ilgi ve bilgilerin çerçevesini de esasen, tartışmasız kabulü gerekli olan o ‘resmî ideoloji’ belirlemiyor mu?
Ama, geçtiğimiz günlerde, Başbuğ, bir güç gösterisi yapmak gereğini duymuş olmalı ki, K. Irak’a yapılan Kara Operasyonu’nu anlatırken, ‘komandolarımız teröristlerin burnunun dibine kadar sokuldular, onlar yine de fark edemedi’ dedi. Ama, ona ‘Hakkârî ‘Dağ Taburu’na, 400-500 kadar PKK’lının sızmasıyla gerçekleşen ‘Dağlıca Baskını’ sorulamadı.
çünkü, bu gibi konularda, askerler gibi düşünmeyenler ‘düşman’ ve hattâ ‘hain’ olarak nitelenebilmekte ve böyleleri, haklarını mahkemelerde hâlâ da arayamamaktalar..
Destursuz bağa girenler olursa.. ‘Nokta’ dergisinin başına getirilenlerle karşılaşıyorlar..
‘Nokta’ dergisi, Dz. K. (eski) Kom. Oramiral özden örnek’in ‘günlük’lerini yayınlayan bu dergi, psikolojik savaş yöntemleriyle kapattırıldı.. O günlükleri yayınlayan Alper Görmüş, özden örnek tarafından, kendisine iftira edildiği iddiasıyla mahkemeye verildi.. A. Görmüş, mahkemede, yayınladığı ‘günlük’lerin, Dz. K. K. lığı’nın komutanlık bilgisayarından alınan otantik (kopya olmayan) CD’ler olduğunu teknik olarak isbatladı.. Ama, mahkeme bu belgelerin aslını bile isteyemedi, ‘Dz. K. K.lığı’ndan..
çünkü, istenecek olsa, o zaman, suç duyurusunda da bulunulması gerekecek.. O zaman da, o ‘günlük’lerde zikredilen ‘Sarıkız’ ve ‘Ayışığı’ gibi isimlerle anılan darbe çalışmalarında adı geçen Şener Eruygur, Aytaç Yalman, Hurşit Tolon, vs. orgenerallerin çalışmaları etraflıca anlatılmaktadır..
Bu işler ise, netâmeli işler.. Onun için, mahkeme bile elini dokunduramıyor bu konuya..
Nasıl korkmasın ki, sadece ‘Şemdinli İddianamesi’ni hazırlayan Van Savcısı Sarıkaya meslekten atılmakla kalmadı; Şemdinli’ye bomba atan ‘Büyükanıt’ın iyi çocuklarını, 39’ar seneye mahkûm eden Van Ağır Ceza hâkimleri de, Yargıtay’ın ‘teröre karşı savaşanlar terörist gibi yargılanamazlar ve bu davanın görülmesi gereken yer, Askerî Mahkemedir..’ kararına direnince, darmadağın edildiler ve yeni oluşturulan Mahkeme bu görüşü kabul etti ve askerî mahkeme de onları tahliye etti..
Şimdi, ‘Ergenekon Dosyası’nın da bu konuyla irtibatı kurulabilecek belki, ama, Büyükanıt, bu eski orgenerallerin yargılanmasına izin vermiyor; kanûnî (!) yetkisini kullanarak.. Tıpkı, Org. Hilmi özkök’ün kendisi için yargı yolunu açmayışı gibi..
Yarınlarda ‘Ergenekon’un da, tıpkı Susurluk gibi birkaç göstermelik kurbanla cezalandırılması sonucuyla kapanırsa, ‘yüce yargı’nın bu tecellîsine şaşılmamalıdır..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.