Kolikler
Ne söylerseniz söyleyin, ne diller dökerseniz dökün iki tiryakiyi alışkanlıklarından bugün için vazgeçiremiyorsunuz. Veya, binde bir etkili olabiliyorsunuz da bazen binde bire nasihatiniz faydalı olabiliyor. İşte bu yazı o binde biri etki altına alabilmek için yazılmış bir yazıdır.
Bu iki tiryakiden biri televizyon seyretme tiryakisi, diğeri de sigara içme tiryakisi. Bu iki tiryakiye söz geçmiyor, kulaklarından hakikat sözü girmiyor; gözleri de basirete kapalı seyrediyor. Bunlar yaptıklarını dünya ve ahiret helâkiyle ödeyen iki musibetzededir.
Biz bunlar için Allah'tan hidayet talebimizi asla ihmal etmeyiz. İşte böyle bir duyguyla bu yazıyı okumalısınız. Televizyon, mübarek bir âlet; ancak bugün kullanılma tarzıyla tam bir rezalet. Televizyon, bütün belâ ve musibetlerin kılavuzu olmuştur.
Evin baş köşesine yerleştirilen televizyon, bugün o evin putu olmuştur. Bu putu reklâmlarıyla, şovlarıyla, danslarıyla, İslâm'ı katletmeye yönelik dizileriyle, içkisiyle, meyhanesiyle, geneleviyle...
Her türlü rezaletini seyrederken her Müslüman Hz. Muhammed (s.a.v.)'i hatırlamalı ve bu haliyle ne kadar acınılacak durumda olduğunu anlamalıdır.
Televizyon açık; odaya şarap, haram, çalgı, çengi, dans, zina akıyor. Bu evde bereket bulunmaz, mutluluk/huzur göremezsiniz.
Şu sorulara siz ne cevap verirsiniz?
* Televizyon, sıradan bir iletişim ve vakit geçirme vasıtası mıdır, yoksa insanlığı pençesine almış dehşetli bir canavar mıdır?
* Televizyon hakkında bazı Batılı düşünürlerin görüşleri nelerdir?
* Devamlı televizyon seyreden bir kimse ruh ve akıl sağlığını koruyabilir mi?
* Televizyonun siyaset, hayat, insanlar ve toplumlar üzerindeki tesirleri nelerdir?
Siz cevaplan düşünedururken şu hatırlatmamı da yabana atmayın:
Eğer bir aile reisi hanımıyla, kızıyla, oğluyla, geliniyle, torunuyla, bir de gelen misafirleriyle birlikte bugünkü televizyon ekranlarını birlikte seyrediyorlarsa, o ailede namus problemi var demektir; önce bu problemin giderilmesi lâzımdır/giderilebilenlere de aşkolsun. Çünkü bu sarhoşlukla o problem böyle bir aileyi helak etmiştir. Kurtuluşları için sözün dinlenmediği bir zamanda bize, gayri duâ etmek kalmıştır.
La Edri'nin kaleminden "Televizyonname" başlığıyla yazılmış feryadı hep birlikte okuyalım.
Anlayabilene TV diyor ki:
Hezeyan kusarım tonton
Benim adım televizyon.
Çalışmaya veririm son
Benim adım televizyon.
Cami cemaatı beşon
Benimki bin kere milyon
Dinli-dinsiz, laik, mason
Benim adım televizyon.
Yatsı namazını kıldırtmam
Sabah namazına kaldırtmam
Söylenenlere aldırtmam
Benim adım televizyon.
Zorla her eve girerim
Ev sahibine söverim
Gafilleri pek severim
Benim adım televizyon.
Namazlarda vesveseyim
Ehl-i dünyaya neş'eyim
Sevincimden dört köşeyim
Benim adım televizyon.
Bana bakan gözler yandı
Yalanıma herkes kandı
Ne söylemişsem inandı
Benim adım televizyon.
Öldürücü bir ağıyım
Nefsin keskin bıçağıyım.
Kör şeytanın bıçağıyım
Benim adım televizyon.
Geyik gibi boynuzum var
Paylaşılacak kozum var
Namusunuzda gözüm var
Benim adım televizyon.
Ben var isem olmaz sohbet
O semte uğramaz rahmet
Kin, ihtiras, fitne, dehşet
Benim adım televizyon.
Herkes bir bahane bulur
Yolları bana doğrulur
Nifak mayamla yoğrulur
Benim adım televizyon.
Yıktım utanma hissini
Yaptım herşeyin tersini
Bozdum Müslüman neslini
Benim adım televizyon.
Rahmet değilim lanetim
Aslında ben bir âletim
Vardır kasıtlı gayretim
Benim adım televizyon.
Âlâları ettim deni
Unutturdum sana, seni
Şimdi tanıdın mı beni
Benim adım televizyon.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.