“Tepe”den uyarı
2010 Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri töreni için Çankaya Köşkü’ndeydik.
Bu sene ödüle Tarih dalında Prof. Cemal Kafadar, Resim dalında Prof. Ergin İnan, Kültür Sanat Kurumu olarak ise İstanbul Modern layık görülmüş.
Törenden sonra resepsiyonda siyasetçilerle sohbet imkanı bulduk.
Aktüel konularda sorularımıza cevaplar almaya çalıştık.
BDP’lilerin “Meclis’te Kürtçe konuşma” ısrarlarını hem Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, hem de Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin’e sorma imkanımız oldu.
Cumhurbaşkanı Gül, BDP’lilerin bu tavrına tepki göstererek, önemli uyarılar yaptı.
Gül, “550 milletvekili yemin etti” dedikten sonra BDP’li milletvekillerini “akıl ve sağduyuya” davet etti.
Kılıçdaroğlu’nun Kayseri Büyükşehir Belediyesi’nde rüşvet olayları döndüğüne dair iddialarıyla ilgili bir soru üzerine de, Kayseri’nin örnek bir şehir olduğunu belirterek “Ben siyasetçi değilim. Eğer siyasetçi olsaydım bu konuyla ilgili söyleyeceğim çok şey vardı” ifadelerini kullandı.
Gül’ün bu sözlerinden Kılıçdaroğlu’nun içi boş iddialarına tepkili olduğu anlaşılıyor.
Meclis Başkanı Şahin ile de Kürtçe meselesini konuştuk.
Şahin de tıpkı Gül gibi BDP’lilere uyarıda bulundu ve “Bu kapatma sebebi sayılır” dedi.
Şahin, bunu söylerken hem Anayasa’yı hem de Siyasi Partiler Kanunu’nun ilgili 81. maddesini hatırlattı.
Şahin’e göre, BDP’lilerin bu tür tavırları provokasyona dönük hareketler.
Şahin özetle:
“Anayasamızın ikinci maddesi açık. Resmi dil Türkçe’dir. Meclis’te de Türkçe konuşulur. Siyasi Partiler Kanunu’nun 81’inci maddesine göre başka dilde konuşmak parti kapatma nedenidir. Bu tür hareketleri ben doğru bulmuyorum. Daha çok provokasyona dönük hareketlerdir. İyi niyetli olduklarını düşünmüyorum” dedi.
Şahin bir de örnek verdi: “Almanya’da 5-6 Türk Milletvekili var. Alman Parlamentosu’nda onlar Türkçe konuşmuyorlar. Konuşmalarına müsaade edilmiyor.”
Şahin’e BDP’nin Diyarbakır’daki çalıştayında Kürtçe’nin anadil olarak kabul edilmesi ve ikinci dil olarak konuşulması için Meclis Başkanlığı’na bazı marjinal tekliflerde bulunacaklarını hatırlatarak, böyle bir çalışma Meclis’e gelirse bunu kabul edip etmeyeceğini de sorduk.
Meclis Başkanı Şahin bu durum için kişisel görüşünü açıklamaktan kaçınırken, adres olarak Anayasa ve Meclis’e işaret etti: “Bu tip çalışmalara benim şahsım adına karar vermem doğru olmaz. Eğer öyle bir çalışma gelirse, ilgili komisyonlara gönderirim. Orada da arkadaşlarımız Anayasamıza uygun olup olmadığını, böyle bir çalışmanın ele alınıp alınmamasını değerlendirirler. Eğer anayasaya uygunsa ve söz konusu partinin de meclisten geçirme gibi bir imkanı varsa getirebilir.”
Resepsiyonda ayrıca DSP Genel Başkanı Masum Türker’e CHP’yi karıştıran liste savaşındaki “çarşafı” sorduk.
Masum Bey, bu soruya delegelerin cevap vereceğini belirterek, “Eğer delege Kılıçdaroğlu’na güvenirse blok olur, güvenmezse çarşaf olur” dedi.
Dün gün içinde Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ankaragücü’nde Ahmet Gökçek’in başkanlığa seçildiği 30 Ağustos 2009 tarihli olağanüstü genel kurul ile 3 Ocak 2010 tarihli genel kurul kararlarını iptal etmişti.
Dolayısıyla Ahmet Gökçek’in başkanlığı da düşmüş oldu.
Resepsiyona katılan Melih Gökçek’e de bu konuyu sorduk ve şu cevabı aldık: “Aile olarak kulüp başkanlığını bırakma kararı aldık. Ankara Gücü’nü Cemal Aydın’a bırakıyoruz. Artık onlar ne yaparsa. Ankara Gücü küme düşer.”
Evet Türkiye’nin gündemi yoğun.
Siyasetten spora pek çok konuda her gün yeni gelişmeler oluyor.
Biz de şu an gündemde olan konuları bu şekilde Köşk’te karşılaştığımız siyasetçilerle konuşmuş olduk.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.