Her Yahudi, Siyonist devletçi değildir
Amerika başta olmak üzere Batı’yı arkasına takmış, Batı siyaset ve hukukuna komuta eden, BM’yi takmayan İsrail, altmış yıldan beri söndürmediği savaş ateşiyle Ortadoğu ve insanlık için ciddi sorunlar üretiyor.
Tarihte devletler doğmuş ve ölmüştür. Fakat inşaatçı gönyesiyle projelendirilerek, asırlarca süren hesap-kitapla kurulan bir devlet ömrü olmamıştır. Siyonist Devlet, tarihte olmayan bir modeli, hem de 3.000 sene öncesine dayanarak inşa savaşını hızlandırıyor.
“Yahudiler, Siyonist devlet fikrinde müttefik ve ısrarcıdır” görüşü ne kadar yaygınsa, o kadar da yanlıştır. çoğu Yahudi, başlangıçta bir süre “Devlet kuruldu. ümit edelim başarılı olsun. Pişmiş aşa su katmayalım” gibi düşüncelerle açıktan karşı çıkmadılar ama farklı fikirleriyle her zaman oldular. Altmış yıldan beri savaş içinde doğup ölenlerin hayatı, yaşanan cinayetler ve dünyanın sürüklendiği felaketler, “savaş şahinleri ve Evangelist” teşvikçilere rağmen, 4 farklı grubu netleştirmektedir.
1) Siyonist devlete kesinlikle karşı olanlar. 2) “Sion Dağı şart değil. Devletimiz olsun. Kavgasız, müsait yerde olsun” diyenler. 3) Mesih inancı ve asırlardır işlenen model üzerinden Sion’da ısrar eden Siyonistler. 4) “Yahudi devleti oldu. ‘Gelin, size imkân verelim’ deniyor, ‘gidelim’ ” deyip İsrail’e gelenler.
1) Siyonizm’e karşı çıkan Yahudiler: “Yahudilik bir dindir, millet değildir. Biz, dini bir cemaatiz, devlet olmak zorunda değiliz. Sorumluluğumuz, Allah’ın birliği akidesini yaşamaktır” diyor ve Siyonist bir devlet kurma fikrine karşı çıkıyorlar. Fikirlerini duyurmak için 1845’te Frankfurt’ta; 1869’da Philedelphia’da; 1885’te Pittsburg’da önemli toplantılar yaptılar. Bu fikirdeki hahamlar, ikaz seslerini yükseltiyor. İmkân ve sayıca güçlü değiller. Cemaatten ayrı düşmek ve baskıya maruz kalmak korkusunun ağırlığına rağmen bitmeyen savaş, bu görüş taraftarlarını artırıyor. Altmış yıldan beri barış ve huzur ikliminin yakalanamaması, savaş içinde doğup savaş içinde ölüme mahkum bir hayat, ufkun karanlığı, teşviklere rağmen Filistin’e göçteki düşüş ve geri dönüş, bu grubun sesinin daha da yükselebileceğini gösteriyor.
2) İkinci grup Yahudi, “Devletimiz, kavgasız olsun” diyor. “İlla 3000 yıl önceki Davud ve Süleyman ülkesi” ısrarı yok. Meseleyi bir kalıba sıkıştırmamak, “suyu akışına bırakmak” istiyorlar. Saksonyalı Herman Moritz 1750’de Güney Amerika’da; ABD’li Mortahay Noah 1825’te Niyagara çevresinde kurmak için çalıştı. Bunların imkânları dar.
3) Sermaye, dünya medyası ve en önemlisi evrensel gizli örgütlere egemen olarak asırlardır çalışan Siyonistler, Mesih beklentisini, “davet edici bir devlet modeli”ne çevirdiler. “Mesih doğrudan gelmeyecek, Siyon’da Süleyman mabedinin yeniden inşasıyla geliş şartları doğacaktır”. Yorum, önceki Mesihlerin gelişinden farklı. Ama ondan güç alıyor. Siyonistler, “kullanılmayan güç zaafa uğrar” diye, kavga doğurup aksiyonu elde bulunduruyor ve topluma, bireyin arzusuna göre hayal kurduran ümit sunuyorlar. Kanlı bir dünya hedefinin, her iki taraf için de kanlı olacağını unutturuyorlar. Büyük maddi imkânlarla propaganda üretiyorlar. Dini yorum, geniş imkân ve aksiyonlarla siyasi projeler çizip, “Mesih” gibi gizemli ve güdücü bir irade arayan toplumun önüne geçip, maceracı Evangelistlerle materyalist güç potansiyelinde buluşuyorlar. “Yahudi-Hıristiyan kültürü” ve “Davos Dünya Egemenliği” gibi sisli kavramlarla gerçeği örtüyor, başarıyı maddi imkân ve vasıtalarla sınırlayıp realiteden kopuyor, kanlı bir dünya doğuruyorlar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.