Yeni nesil daha uzun boylu yetişiyor. Bu tespiti yapmak için araştırmaya gerek yok, etrafa biraz bakmak yeterli.

Özgüvenleri de önceki kuşaklara göre daha yüksek, ayakkabı numaraları da daha büyük.

Fazla baskıya maruz kalmamak, azalan yoksulluk, beslenme kalitesi, sulak arazi gibi sebepler sayılabilir.

*

Yaşı elli civarı görünen bir adama rastladım.

Boyu epeyce kısaydı.

Yetişme dönemindeyken içinde yaşadığı olumsuz şartlar bir yana, yaratılışı öyle olsa gerek.

Ayaklarıysa boyunun aksine iriceydi.

Tek başına L harfi gibi duruyordu.

*

Harf demişken, dün gördüğüm bir kamyonetten söz etmeden olmaz.

Ön tarafında bulunan marka yazısının ilk harfi düşmüş.

F'si düşünce, geriye 'Argo' kalmış.

O kamyonetin içinde bulunanların konuşmalarını duyup da yadırgımak, "Niye bu kadar çok argo konuşuyorsunuz?" diye sitemde bulunmak mümkün müdür?

*

Harfler önemlidir efendiler.

Bazen bir harfin varlığı veya yokluğu hayatı değiştirebilir.

İpe de götürür, ipten de döndürür.

Kimi zaman tek virgül bile anlamı ters yüz edebilir.

*

Bir de harflerin okunuşu meselesi var.

Libya'yı, Mısır'ı ve diğer ülkelerdeki gelişmeleri heyecanla takip ederken; Balyoz ve Ergenekon davası haberlerini merak ederken; gelen maillere bakınca aralarından birinin seçim sathı maili olduğunu görürken, böyle ufak tefek, incir çekirdeğini doldurmayacak türden konularla ilgilenmek tuhaf görünebilir.

Görünsün.

Ama aslı da öyle mi?

Sinek de küçük, hem Silivri'deki Veli Paşa, hem de kırmızı kaşkollu çatlak prof gibi.

Fakat iyi biliriz nasıl mide bulandırdığını.

*

İşte bu yüzden, harflere taktıysak, boşu boşuna değil.

Ortadoğu ülkeleri durulur, davalar sonuçlanır, seçim de gelir geçer fakat harflerle ilgili hassasiyetimizi kaybedersek, ciddi anlamda yanlış yapmış oluruz.

Tvnet'e 'Tivinet' denmesi sinirimi bozuyor mesela.

Şov tivi denmesi de.

Şu bizim aslan gibi T, ne zamandan beri ve nasıl 'ti' oldu farkında mısınız, biliyor musunuz?

Bu durum, sizi de rahatsız etmiyor mu?

"Samanyolu tivi" ne demek Allah aşkına?

*

Birileri bizi ti'ye mi almak istiyor?

Yoksa ağzımıza, dilimize etmek midir niyetleri?

Bilerek ya da bilmeden yapılan bu tür yanlışları düzeltmek kimin görevidir?

Farkındaysanız, boyları eski kuşaklara nazaran daha uzun, cüsseleri daha iri, ayakları daha kocaman olan ve sulak arazide yetişen yeni nesil, bu işleri hafife alıyor.

*

Peki, eski kuşaklar ne yapıyor?

Dikkat edin, asıl soytarılık bizim kuşakta...

Bu tür konuşmayı 'elit' olmanın, 'entel'liğin gereği sanıp başlatan ve yaygınlaştıranlarda...