Şefik Dursun

Şefik Dursun

Osmanlı coğrafyası üzerinde halk hareketleri

Osmanlı coğrafyası üzerinde halk hareketleri

Tunus’ta 17 Aralık’ta üniversite mezunu bir gencin, sebze satarken arabasına el konulması üzerine kendini yakmasıyla başlayan olaylar, 14 Ocak günü Cumhurbaşkanı Zeynel Abidin bin Ali’nin 23 yıllık iktidarını bitirdi. Bin Ali, Suudi Arabistan’a kaçarak canını zor kurtardı.
Bunun ardından domino etkisi olarak ifade edilen halk hareketleri Mısır’da da sonuç aldı. 30 yıllık Hüsnü Mübarek yönetimine son verildi. Gerek Tunus gerekse Mısır’daki halk hareketleri baskıcı yönetimlere ve bu yönetimlerin açlık, işsizlik, adaletsizlik ve yolsuzluklarla sonuçlanan politikalarına karşı bir direniş ve başkaldırı dalgası olarak tanımlanıyor... Bu ülkelerde üniversite mezunlarının büyük bir kısmının işsiz olduğu ifade edilmekte; açlık ve sefaletin örneği olarak Mısır’da yedi milyon insanın mezarlıklarda yaşadığı söylenmektedir... Batılı ülkeler olayların gelişmesi üzerine devrik liderlerin hesaplarının dondurulduğunu açıkladılar. Diktatörler, beynelmilel sermayenin işine yaramayacağı ortaya çıkınca bir çukura böyle süpürülürler!.. Yıllarca ülkelerin zenginliklerini sömürenler birden demokrasi ve insan hakları savunucuları oldular. Hüsnü Mübarek’in 70 milyar dolar mal varlığı olduğu ifade edilmekte... Ancak bu diktatör ülkesinin 70 milyar dolarına çeşitli yollarla sahip olurken, bu batılı sermaye sahiplerinin ülkesinin kaç milyarlarca dolarını götürmelerine göz yumdu?
Önemli Olan Bundan Sonrasıdır
Bir gencin kendini yakmasıyla başlayan olayların sonunda, bu ülke insanları gerçekten kaderleri üzerinde söz sahibi olabilecek bir yönetim biçimi kurabilecekler mi? Yoksa bir vesayet rejimi olarak şekil değiştirip devam mı edecekler?.. Öyle görülüyor ki egemen güçler kendi menfaatlerini koruyacak bir sistemin devamı için çabalayacaklar. Gönlümüz bu ülkelerde adalet, özgürlük ve refahta hakça paylaşımı sağlayacak yönetimlerin oluşmasını istiyor. Aynı olaylar şimdi Libya’da devam ediyor. Kaddafi halk ayaklanmasına karşı ne Tunus’ta ne de Mısır’da rastlanmayan biçimde karşılık vermekte... Onun savaş uçaklarıyla halkının üzerine bomba yağdırdığı haberlerini aldık. Ülke dışından çok sayıda kiralık katilin halk hareketini bastırmak için Libya’da bulunduğu belirtilmekte... 1000 dolayında insan hayatını kaybetmiş durumda... Halen de bu kayıpların artacağı sinyalleri alınmaktadır.
Libya’daki muhalif güçlerin liderlerinden olduğu söylenen Albay Said Hüseyin’in etrafına topladığı güçlerle bir savaşa hazırlandığı ifade ediliyor. Herkes Kaddafi’nin başkent Trablus’u kaptırmamak için gücünün son damlasına kadar savaşacağını tahmin ediyor. Bunların bir iç savaş anlamına geldiği açıktır. Libya, Osmanlı İmparatorluğu’nun bir toprak parçasıdır ve insanları bizim kardeşlerimizdir. Dünyanın gözü önünde gerçekleşmesi muhtemel katliamın önüne geçilmelidir. Türkiye her türlü yolu denemek suretiyle buna engel olmaya çalışmalıdır...
Türkiye Bir Model Olabilir mi?
Tunus, Mısır ve Libya’dan sonra hangi ülke halklarının ayaklanacağını zaman gösterecek. Artık toplumlar adalet, özgürlük ve refah istiyorlar. Yakılan bu meşale, mazlum ve mağdur toplumların yolunu aydınlatmaya devam edecektir. Bu ülkelere model olarak Türkiye gösteriliyor. Ancak Türkiye 12 Eylül darbesinin anayasasını ve yasalarını değiştirme iradesini ortaya koyamamış bir ülkedir. Bu yasalarla neredeyse iki partili sisteme doğru götürülmek istenmekte; halkın iradesi gerçek anlamda meclise yansımamaktadır. Çok başlılık olarak görülen yönetim biçimi tek başlılığa indirilmeye çalışılmakta!.. Herhalde dünyanın egemenleri çok başla(!) uğraşmak yerine tek başla anlaşmayı daha çok tercih edeceklerdir. Avrupa Birliği’ne kabul etmek için kapıda beklettikleri Türkiye’yi utanmadan model ülke diye gösteriyorlar! Doğrusu batılılar tarafından model gösterilmemiz endişe verici bir durumdur. Ancak Türkiye Osmanlı Coğrafyasındaki ülkelere model olabilir, olmak zorundadır.
Bu yazıyı kaleme aldığım sırada hayatı boyunca Türkiye’nin mazlum ülkelere gerçek bir model olması için çalışan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan’ın vefatını öğrenmiş bulunuyorum. Milletimizin ve İslam Aleminin başı sağ olsun. O, milletimizin yetiştirdiği nadir devlet adamlarından biriydi... Allah(c.c) rahmet eylesin, nur içinde yatırsın.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şefik Dursun Arşivi