28 Şubat bittibitirildi mi?
28 Şubat'ın yıldönümü münasebetiyle yapılan açıklamalar ve yazılan yazılarda genellikle de bin yıl süreceği söylenen 28 Şubat sürecinin 14 yılda bittiği belirtildi. Buna isterseniz iddia edildi diyelim. Özellikle siyasetin iktidar kanadından gelen açıklamalarda söz konusu vurgu öne çıkartıldı. Gönül elbette 28 Şubat sürecinin tüm sonuçları ile sona ermiş olmasını ister. Buna toplum olarak ihtiyacımız var. Çünkü, 28 Şubat süreci gerçek manada bitmediği sürece ne devam eden yargılamalar ne de demokratikleşme yönünde yaşandığı ileri sürülen gelişmeler bir anlam ifade eder.
Şu anda yargıya intikal etmiş olan bazı darbe hazırlıklarına rağmen 28 Şubat sürecinin sorumluları ile ilgili bir adım atılmış değildir. Kaldı ki darbecilerden hesap sormak olarak takdim edilen gelişmeler başlangıçta toplumun önemli bir kesimini heyecanlandırmış iken giderek bu heyecan azalmaya, düne kadar destek veren kesimlerden itiraz sesleri yükselmeye başlamıştır. Hatta tutuklulukların giderek uzaması tutukluluğun cezalandırmaya dönüştüğü şeklinde bir takım yorumlara yol açmaya başladığını görüyoruz.
Şahsen devam eden yargılama konusunda yorum yapmaktan kaçınırım. Çünkü, yasalar da bunu emrediyor. Hakim ve savcıların etki altına alınmasını engellemek için böyle bir yasal düzenleme yapılmıştır.
Bugünkü yazıdaki maksadım 28 Şubat sürecinin sona ermediğine dikkat çekmekti yoksa Ergenekon davası değil. Çünkü, 28 Şubat sürecinde hayata geçirilen bazı uygulamalar hala devam ediyor. Söz gelimi zorunlu kesintisiz eğitimin 8 yıl olarak uygulaması sürüyor. Bazı mekanlara sakallı insanların girmesine getirilen yasak devam ediyor. Bunun yanında bazı yerlere girerken kapıdaki nöbetçinin başörtülü hanımlara ya başlarını açmalarını ya da onların istediği şekilde bağlamalarını ikazı bir diğer ifade ile sınırlama sürüyor. İkaza uymayanlar hala söz konusu mekanlara giremiyorlar. Bu arada geçtiğimiz günlerde açıklanan Kara, Deniz ve Hava Harp Okullarına Giriş Genel Başvuru Koşulları duyurusunda imam hatip liselerinden mezun olanlar dahil imam hatip liselerine bir dönem dahi devam edenlere harp okullarına giriş kapısı tamamen kapatıldı.
Her okulun giriş şartlarını o okulların bağlı olduğu kurumlar belirler denebilir. Ancak bu şartların insan haklarına aykırı, ayrımcı, eşitliksizci ve antidemokratik olmaması gerekir. Yapılan açıklama öğrencilerin sınava girmelerini bırakın başvurularını engeller niteliktedir. İmam hatip lisesinde bir öğrenci sadece bir yıl okumuş olsa bile harp okullarına giremiyor. Diyelim ki imam hatip lisesini bitirdikten sonra dışarıdan düz liseyi bile bitirmiş olsa o öğrenciye harp okullarının kapısı kapalı. Doğrusu böyle bir yaklaşımın mantıki bir karşılığını bulamadım. Belki de benim sivil kafam bu konuyu anlamaya yetmiyor.
Her ne ise... Bir şeyi net bir şekilde görüyoruz. Öyle sanıldığı ve takdim edilmeye çalışıldığı gibi 28 Şubat süreci son bulmamıştır. Çünkü son bulabilmesi için o dönemde sürdürülen siyaseti siyaset dışı yollarla belirleme girişimlerinin sorumluları hakkında dava açılır, hesap sorulurdu. Bu yapılmadığı/yapılamadığı gibi o dönemin şartlarının dayattığı uygulamalar devam ediyor. Bunun en son örneğini de harp okullarına giriş şartları arasında imam hatip liselerine kazara girip çıkmış olanlara bile harp okullarının kapısının kapanmış olmasıdır. AK Parti'nin 28 Şubat sürecinin ürünü olduğu konusunda toplumda yaygın bir kanaat var. Bu kanaati 28 Şubat sürecinin ürünü uygulamaların sürüyor olması destekler nitelikte değil midir?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.