Yürüyüşte de örneğimiz Peygamber Efendimiz'dir
Rasûl-ü Kibriya (s.a.v.) Efendimiz'in tarzını tarz edinmek hayatı mânâlı kılar. Sahabe-i Kiram hazeratı O'nu nasıl gördülerse özene bezene hep öyle yaparlardı.
Hz. Ömer'in oğlu Hz. Abdullah (radiyallahu anhüma) Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ile bir yolculuk yapmıştı. Daha sonra aynı yolculuğu bir defa daha yapmak icap etmişti de o, o yolu Peygamberimiz ile yaptığı gibi yapmıştı. Yani Peygamberimiz yol boyu nerede dinlendi ise o da orada dinlendi. Nerede ne hareketi yaptı ise, nasıl bir davranışta bulundu ise aynen uyguladı. Sahabe bu derece sünnete bağlı yaşadı. Bir araya geldikleri zaman birbirlerine Peygamberimizin yaptıklarını, konuştuklarını, emrettiklerini tavır ve davranışlarını anlatırlardı.
Sahabeden bir örnekle Efendimizin yürüyüş tarzlarını ifadelendirelim.
Ebu Hureyre (r.a.) anlatıyor:
"Ben Resulullah Efendimizden daha güzel birisini görmedim; sanki güneş, O'nun mübarek yüzünde devrediyor gibiydi. Peygamber Efendimizden daha hızlı yürüyen birisini de görmedim; yürürken adeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü. Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcıyorduk."
Hz. Ali'nin torunlarından İbrahim b. Muhammed (r.a.)
"Dedem Hz. Ali, Resulullah Efendimizi tanıtırken şöyle derdi: "Resulullah Efendimiz, yürürken adeta yokuş aşağı inercesine, ayaklarını sertçe kaldırırlardı" diyerek, Peygamberimiz (s.a.v.)'in rahat bir yürüyüşü olduğunu belirtmişti.
Hz. Yezid İbni Mirsad (r.a.) şöyle demiştir:
"Peygamber Efendimiz yürüdüğü zaman hızlı giderdi. Yanındakiler O'na yetişemezdi."
Hz. Ebu Atabe (r.a.)'den şöyle beyanda bulunduğu rivâyet edilir. Demiştir ki:
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) yürürken kuvvetli adımlarla yürürdü.
"Yürürken, ayaklarını yerden biraz kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi. Ayaklarını ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve seri atmakla birlikte sükunet ve vakar üzere yürürlerdi.
Yürürken, sanki meyilli ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arz ederdi.
Bir tarafa dönüp baktıklarında, bütün vücutları ile birlikte dönerlerdi. Rastgele sağa sola bakmazlardı. Yere bakışları, göğe bakışlarından daha çoktu. Çoğunlukla göz ucu ile bakarlardı. Ashabı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkadan yürürlerdi. Yolda karşılaştığı kimselere onlardan önce hemen selam verirdi."
"Efendimiz (s.a.v.)in harekâtı hep mutedil idi. Bir yere azimetinde (Yola çıkmak, gitmek) acele ve sağ ve sola meyletmeyip, kemal-i vakar (ağırbaşlılığın olgunluğu) ile doğru yoluna gider ve fakat sürat (hızlı) ve suhulet (kolaylıkla) ile yürür idi. Şöyle ki; adeta yürür gibi görünür, lakin yanında gidenler, sürat ile yürüdükleri halde geri kalırlar idi."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.