Kastamonu’nun şifresi
PKK, seçim öncesi halk üzerinde baskı kurmak amacıyla Karadeniz bölgesinde eylem yapmaya büyük önem veriyor.
Örgütün üst düzey yöneticilerinin bu bölgede eylem yapılması konusunda son derece hassas davrandığını biliyoruz.
Bu çerçevede ilk eylem Sinop’un Boyabat İlçesi’nde 06 Nisan 2011’de meydana geldi.
Boyabat İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı polis lojmanları etrafında devriye görevi yapan asayiş ekibine, ormanlık araziden silahlı saldırı sonucu 3 polis yaralanmıştı.
Bize gelen bilgilere göre PKK’nın “SOFİ NURETTİN” kod isimli militanı Nurettin Halef El Muhammed, eylem gruplarına, operasyonlara karşı dikkatli olmaları, eylem için acele etmemeleri, Nevruz ve sonrası için hazırlıklı olmaları yönünde talimat veriyor.
15 Nisan 2011 tarihi itibariyle 5 terörist Kastamonu Hanönü bölgesine geçiyor.
Son dönemde Öcalan’ın talimatları, PKK’nın söylemleri ve PKK yanlısı basın organlarında yer alan haberlere baktığımızda; PKK’nın eylem hedefinde AK Parti ve polisin olduğu anlaşılıyor.
Terörist başı, 23 Mart 2011’de avukatları ile yaptığı görüşmede “Devletin örgüte yönelik yaptığı mücadelenin polis merkezli olduğunu” belirterek emniyet mensuplarını hedef göstermişti.
Terör örgütünün silahlı kanadı HPG’nin www.hezenparastin.com adlı internet sitesinde Kasım Engin adıyla yayınlanan “İktidarların bel kemiği polistir” başlıklı yazıda da PKK’nın ana hedefinin polis olması gerektiği belirtiliyordu.
Nitekim mart sonundan itibaren Batman, Diyarbakır ve Sinop’ta PKK’nın gerçekleştirdiği eylemler sonucunda 6 polis ve 1 vatandaş yaralanıyor.
Son dönemde örgütçüler bir yandan çeşitli aydınlar ve STK’ları kullanarak, hükümeti PKK ve KCK konusunda operasyonel adım atmaması yönünde ikna etmeye çalışırken, diğer yandan da Öcalan avukatları aracılığıyla Kandil’e eylem talimatı veriyor.
Bu tarz eylemlerle seçim süreci kirletilmeye ve “seçim güvenliği yok” söylemiyle, seçimlerin güvenilirliğine gölge düşürülmeye çalışılıyor.
Gürsel Tekin’in yakın zamanda yaptığı, “AK Parti ile aramızdaki oy farkı % 1 ama, seçim güvenliği yok” sözleri, PKK’nın bu eylemlerinin kimin ya da kimlerin değirmenine su taşıdığının bir göstergesi.
Evet Gürsel Tekin öyle diyor.
Peki İmralı’daki cani ne diyor?
18 Mart’da;
“AK Parti, mevcut diyaloglara engel olamamakla birlikte süregelen tasfiye politikalarını devam ettirmektedir, ayrıca yapay bir Kürt bloğu oluşturmayı hedeflemektedir.
AK Parti’nin tasfiye politikalarında ısrar etmesi halinde eskisinden 40-50 kat daha şiddetli bir savaş başlayabilir. Bazı sahte Kürtlerin bu sürecin dışında kalmamaları gerekir. Benim çabalarıma yardımcı olmuyorlarsa da engel olmasınlar. Kürtlerin seçimlere birlik içinde girmesi, Geçici Köy Korucularının da Nevruz dolayısıyla mevcut konumlarını terk ederek kendilerini affettirmeleri gerekir.”
13 Nisan’da;
“KCK tarafından eylemsizliğin 15 Haziran’a kadar uzatılmasını uygun buldum. 12 Haziran seçimleri sonrasında çözüm için bir şey yapıp yapmayacağı devlet yetkilileri ile diyaloglarımda netleşecek. Çözüm gelişmemesi halinde, bu sefer ateşkes süresi uzatılmayacak. KCK’nın; şehir, kır, dağ, ova veya metropol savaşları yağmur gibi boşaltılacak. Topyekün savaşın bütün gereklerini yerine getirecekler, buna engel olmayacağım. Söylediklerim tehdit değildir, KCK tarafından bana gönderilen mektuplara dayanarak bu şekilde konuşuyorum.”
27 Nisan’da;
“Seçimlere kadar kitlesel gösterilere devam edin. Yemen ve Mısır’da olduğu gibi yoğun kitlesel gösteriler düzenlenebilir. Kitlesel gösterilerle Yemen hükümetinin düşürülmesi gibi AK Parti hükümeti de düşürülebilir. Gösterilerle hükümet düşürülemese de KCK’lılar dışarı çıkarılabilir, tutuklular bırakılıncaya kadar Diyarbakır’a kimsenin sokulmaması gerekir” diyor cani...
İşte Kastamonu’nun şifresi bu sözlerde gizli!
Cani’nin hedefinde AK Parti ve polis var...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.