MHP'nin başına Öcalan bile gelse...
Üstüne basa basa, yüzer-gezer oylardan bahsedilir seçimler yaklaşırken.
Kararsızlar grubunun sonucu etkileyecek en önemli kitle olduğuna dikkat çekilir.
Bir de kemikleşmiş oylar vardır.
Her ne olursa olsun, partisini değiştirmezler.
Kasetler çıksa... Genel başkan değişse... Partide eksen kayması olsa...
Hayatta bir gün olsun beklentileri karşılanmasa da oy vermekten vazgeçmez o kitle.
*
Her partide bulunur fanatik seçmen.
Onların oyları sabit olduğu için, yaptıklarına 'seçmek' bile denmez.
Farklı bir seçenek söz konusu değilse, hep aynı yere mührü basmak, nasıl 'seçmek' sayılsın?
Fanatik bir MHP'li, şöyle söylemişti:
"Partinin başına İmralı'daki şahıs bile gelse, oyum yine MHP'yedir, değişmez. Üç hilale can kurban!"
Bundan daha uçta bir izah şekli bulunmaz herhalde.
*
Demokrat Parti'den gelen çizgiyi şu şekilde takip ettirenler var:
Adalet Partisi, Anavatan Partisi, Refah Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi.
AP'den sonra Doğruyol'a uğrayıp sonra AK Parti'yi seçenler var.
Baştan beri CHP, CHP, CHP şeklinde gidenler olduğu gibi, arada Ecevit'in DSP'sine oy veren ve oradan ayrılmayanlar...
Demokratik Sol'dan tekrar CHP'ye kayanlar...
Her seçimde MHP'de kalanlar...
Önce MHP sonra BBP'de karar kılanlar...
Refah'tan sonra Fazilet ve Saadet çizgisini koruyanlar...
Saadet'ten ayrılıp Has Parti'yi seçenler...
İşçi değilim ama partim hep İşçi Partisi diyenler...
Küçük partilere bel bağlayanlar...
Bir de her seçimde başka partiye oy vermeyi tercih edenler...
*
Seçmen dediğimiz tek tip değil.
Bir de tersinden bakanlar var. Şöyle: Mezardan babam çıkıp gelse ve CHP'nin başına geçse, yine o partiye oy vermem diyenler. (Aynı durum, başka partiler için de geçerli.)
Bu saydıklarımızın hepsi 12 Haziran günü sandık başına gidecek ve oyunu kullanacak.
O güne kadar çok olağan dışı bir durum yaşanmazsa, şöyle bir tablo çıkacak:
Birinci: AK Parti, ikinci: CHP, üçüncü: MHP, dördüncü: BDP ve son kısım: Birkaç bağımsız
Fincanı ters çevirdim ve içine baktım, böyle bir sonuç gördüm desem inanır mısınız?
İnanmazsınız.
Bunu görmek için kahve içmek de gerekmiyor, fincanı ters çevirmek de.
Zaten hiç hoşlanmam o işlerden.
*
Yarışın sonucu aylar öncesinden belli ise niye seçim yapılıyor diye düşünmek de yanlış.
Bu seçim her şeye rağmen çok önemli.
Bir defa mutlaka sürpriz olması gerekmiyor seçimde.
Durumun seçmenler tarafından sandıkta tescillenmesi şart.
Ve asıl önemli olan, yeni parlamento, yeni bir anayasa hazırlayacak.
İşte bütün mesele de bu zaten.
Kasetler masetler ne diye ortalığa saçılıyor sanıyorsunuz?
Asıl dert MHP'yi şekillendirmek olsaydı, ne diye seçim beklensin?
Daha önceden sürülürdü kasetler piyasaya.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.