Sandıktan çıkan sonuca göre iktidar partisi, bütün muhalefet partilerinin aldığı oyların toplamından daha fazla oy aldı.
Habervaktim.com’da gördüğüm bir haber aslında seçim sonuçlarını özetler netlikteydi: “Türkiye Erdoğan’ı seviyor”.
Evet 9 yıllık performansa bakılırsa hiç şüphe yok ki Erdoğan da Türkiye’yi seviyor.
İşte bu karşılıklı muhabbetten bu sonuç doğdu.
Erdoğan liderliğindeki AK Parti, girdiği her seçimde oylarını artırarak, Rahmetli Menderes’in Demokrat Parti’sinin rekorunu kırdı ve tarihe geçti.
Rahmetli Menderes için bu millet şiirler yazıp, besteler yapmıştı.
Mitinglerden takip ettiğimiz kadarıyla Erdoğan’ı da sımsıkı bağrına bastı yine bu millet.
Sonuç: Yüzde 50, her iki seçmenden birisinin oyu...
Tartışmasız bu başarıdaki en büyük pay, milletin gönlünde taht kurmayı başaran Erdoğan’a aittir.
Erdoğan’ın kazandığı ilk zafer değil, bu 8. seçim zaferi.
Ancak Erdoğan, bu sonuçlarla kazananın millet olduğunu, demokrasi olduğunu, topyekun Türkiye olduğunu vurguluyor.
Malum medyanın “Muhtar bile olamaz” dediği Recep Tayyip Erdoğan’a bu millet üst üste üçüncü kez hükümet kurma vazifesini verdi.
Türkiye tarihinde iktidarda olan bir partinin üç kez üst üste hükümet olup, oylarını artırarak çıkması bugüne kadar hiçbir partiye ve lidere nasip olmadı.
Kim ne derse desin iktidar partisinin yıpranacağı yerde hem en yakın rakibine hem de bütün rakiplerine iki misli fark atmasının dünya siyaset tarihinde de bir benzeri yoktur.
Ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olsun...
Peki bu sonuçları nasıl okumalıyız?
Öncelikle şunu söylemeliyiz ki, Türk seçmeni hükümetin 9 yıldır ortaya koyduğu hizmet ve icraatlarını destekledi ve güvenoyu verdi.
Seçmen ayrıca AK Parti’ye verdiği destekle millet iradesine ipotek koymak isteyenlere çok önemli bir mesaj daha göndererek statükonun temsilcilerini cezalandırmış oldu.
Yani geçmişten ders çıkaran Türk seçmeni, statükoya geçit vermeyeceğini bir kez daha göstermiş oldu.
Aynı zamanda katılımın yüzde 90’a ulaştığı bu seçim sonuçlarına göre önümüzdeki dönemde halk oylamasıyla gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AK Parti adayının minimum ne kadar oy alacağı da ortaya çıkmış oldu.
Gelelim Kılıçdaroğlu liderliğindeki Ana Muhalefet partisine;
Anket şirketlerinin şişirmesi ve iri medya organlarının rüzgarına rağmen CHP yüzde 26’da kaldı.
30 yıldır iktidar yüzü görmeyen ve bu seçimde de yüzde 26’yı geçemeyen CHP’de Kılıçdaroğlu’nun başarılı olup olmadığı tartışılmaya devam edecektir.
Daha seçim gecesi bile CHP’yi takip eden arkadaşlarımızdan gelen “Kılıçdaroğlu her an istifa edebilir” yönündeki haberler bunun bir göstergesiydi.
Sonrasında Kılıçdaroğlu’nun istifa etmek istediği ancak Gürsel Tekin’in buna engel olduğu, CHP kulislerinden sızan bilgiler arasında.
Oysaki Tekin, seçimlerden önce AK Parti ile CHP’nin arasındaki oy farkının yüzde 2,5’e indiğini iddia ederek, CHP yüzde 30’dan daha az oy aldığı takdirde istifa edeceğini açıklamıştı.
Şimdi aynı Tekin, Kılıçdaroğlu’nun istifasını engelliyor.
Tekin’in bu atraksiyonu Kılıçdaroğlu sonrasında genel başkan olabilmek için zaman kazanma manevrası olarak değerlendiriliyor.
Yargıtay oyunuyla dokunulmazlık zırhına bürünen Tekin’den beklenir doğrusu...
Ancak ben yine de CHP delegesinin sağduyusuna güvenerek pek tekin gözükmeyen Gürsel beye prim vereceklerine ihtimal vermiyorum.
Bekleyip göreceğiz.