Alkol ve sigara
Sigara yasakları doludizgin devreye girdi. Kimileri mutlu, kimileriyse mutsuz.
Mutsuz olanlar sigara tiryakileri. Onlar sigarada ne bulduklarını hiçbir zaman izah edememişlerdi. Şimdi toplumdan biraz daha dışlanmanın burukluğunu yaşıyorlar.
Sigara içmeyenlerse bu yasaklardan oldukça mutlu. Onlar sağlıkları için sigaradan uzak durdular. Şimdi dolaylı yoldan etkilenmek tehlikesinden de kurtuluyorlar.
Ama birilerinin onları bacalardan ve günlük gıdalarının potansiyel zehirlerinden de kurtarması gerekiyor. Zira bunların sağlığa olan tehditleri sigaradan çok daha fazla...
*
Sigaranın sağlığa zararlı olmadığını kimse savunmuyor. Doktorlar da sigaranın zararlarını açık açık ortaya koyuyorlar zaten.
Fakat alkole gelince durum değişiyor. Alkolün sigaradan daha az zararlı olduğunu hiçbir insaf sahibi doktor iddia edemeyeceği halde, alkolü yasaklamaya dönük en küçük bir irade bile göze çarpmıyor.
Neden acaba? Neden sigara karşıtı kampanya ABD'den başladı ve dünyaya dalga dalga yayıldı da, alkol karşıtı bir kampanya yürütülemiyor. ABD'li doktorlar alkolün zararlarının farkında değiller mi yoksa?..
Tam aksine, alkol için lehte bir kampanya yürütülüyor. Alkol, dünya çapında sürekli bir biçimde pompalanıyor. Hatta alkole laf söyletilmiyor.
Bu durum size de garip gelmiyor mu?
*
Sigara yasaklarının uygulanmaya konuluş tarihi ilginçti. 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı.
Herhalde hükümet sigara yasağı ile gençlik ve spor bayramının üst üste gelmesini mânidar buldu. Fakat öyle görünüyor ki, "Atatürk'ü Anma" kısmına hiçbir şekilde atıf yapmadı.
Zira Atatürk de sigara kullanmasına rağmen, Atatürkçüler AKP'nin yasaklarına tam destek verdiler. Atatürk'ün sigara kullanması sigarayı iyi veya kötü yapmaz!
Oysa, söz konusu olan alkol yasağı olsaydı, bütün Atatürkçüler ayağa kalkacaktı. "Cumhuriyet elden gidiyor, cumhuriyet'in altını oyuyorlar, şeriatçı kalkışma" gibilerinden kıyametleri koparacaklardı.
Mehmet Barlas'ın "Atatürkçülük alkolizm değildir" şeklindeki seviyeli ihtarına rağmen...
*
Gerçekten garip... Son zamanlarda, Atatürkçülük alkolizmle eşanlamlı hale geldi. Atatürk'ün sigarasına dokununca kimse gıkını çıkarmıyor, ama içkisine dokununca Atatürkçüler ayağa kalkıyor.
Alkol, Atatürkçüler için kutsal bir şey oldu çıktı. Hinduların ineğine dokunun, Atatürkçülerin alkolüne dokunun, aynı şey. Kesinlikle dokundurtmuyorlar. Ellerinden gelse şişesini bile saklayacaklar.
Hürriyet'in son yalanını okudunuz. Neymiş efendim, hükümet kadehte alkol satışını yasaklamışmış... Hükümet yanlısı kalemler bu haberin yalan olduğunu açıkladı. Yalan olmasına ne de sevindiniz!
ASPAVA'cı köşe yazarı da televizyonda şöyle konuştu:
- Memlekette meyhane sayısı dramatik bir şekilde azalıyor...
"Dramatik" demek... Yürek parçalayıcı yani... Ciğeri hûn edici...
ASPAVA'cı köşe yazarına göre, bu durum, Atatürkçülüğün gerilemesi anlamına geliyor. Cumhuriyet'in altının oyulması demek oluyor.
Atatürkçülük, bunlara göre, Cumhuriyet meyhanesinde doluşup kutsal alkol ayini yapmak. Stalin gibi bıyık bırakıp Stalinist olmak gibi bir şey bu!
*
Bir hükümet çıksa da alkolü gerçekten yasaklasa...
Alkolizmle mücadele etmek için, ABD'li gizli mahfillerin bu işe el atmasını beklemese...
Alkolü "çağdaş uygarlık" sanan zihniyeti, kraliyet tahtından indirse...
Sigaranın zararının "şahsi" ve "kısmî", ama alkolün zararının "umumî" ve "küllî" olduğunu anlasa...
Hudut kapısına "İçki bütün kötülüklerin anasıdır" levhasını astırsa...
O hükümet gerçekten "kutsal" sayılırdı!..