İsrail'in Maccabi takımını 5-1 yenen Beşiktaş'ı tebrik ediyorum. Herhangi bir taşkınlık yapmadan, maçı seyreden seviyeli futbolseverleri de.

Yer siyah, gök beyazdı o akşam.

Keyifle seyrettik.

*

Dördüncü golden sonra seyirci "Beş, beş..." diye tempo tutmaya başladı.

Beşiktaş'a beşinci gol çok yakışacaktı.

Beklenen gol geldiğinde, tuhaftır ama kendi kendime "Bu kadar yeter" diye düşündüm.

Sanırım seyredenlerin çoğu aynı fikirdeydi.

Bir gol daha atmanın ve daha fazla hırpalamanın gereği yoktu.

Takımın adı varsayalım Pangaltı olsaydı, o zaman isterdik tabii ki.

(İsimlerin fiillere etkisi bakımından.)

*

Beşiktaş'a "5iktaş" diyebiliriz artık.

Ancak, bir sonraki maça kadar...

Fazla abartmaya da gerek yok çünkü.

Küçük bir ülkenin, küçük bir takımını açık farkla yenmek, çok büyütülecek bir iş değil Beşiktaş takımı için.

*

İsrail televizyonunda bir yorumcu, "Maccabi futbol takımının yenilmek suretiyle İsrail'in özür borcunu yerine getirdiğini" iddia etti ki, gülmeden edemedim.

İsrailli yorumcunun bu sözünü "günün fıkrası" olarak kabul etmeyi öneriyorum.

Ne dersiniz, uygun mudur?

*

Birkaç tekme, birkaç dirsek ve tokat yüzünden İsrailli oyuncuların gördüğü sarı kartları normal karşılarsak, oyunun iki takım açısından da fazla sert geçmediğini söyleyebiliriz.

Üç sarı kart çıktı maç boyunca.

Kırmızı gören olmadı.

*

Oyun sonunda bazı futbolcuların karşılıklı forma değiştirdiklerini gördük ki bu da futbolla siyasetin birbirine karıştırılmadığının işaretiydi.

Bu karşılaşmanın Aralık başında yapılacak rövanşında İsrail seyircisinin de aynı şekilde seviyeli davranmasını ve taşkınlığa meydan verilmemesini bekliyoruz. Ve tabii İsrailli resmî yetkililerin de futbolcularımıza ve oraya gidecek az sayıdaki seyircilerimize makul davranmasını...

*

Beşiktaş rövanş maçında da galip gelirse...

(İnşallah öyle olacaktır; şimdiden dualarımız ve hazırlıklarımız o yöndedir.)

Aynı İsrailli yorumcu nasıl bir yorum yapar?

Bir tahminde bulunalım.

İlk maçtaki yenilgiyi özür niyetine görüyorsa...

"İkinci yenilgiyi de tazminat olarak kabul edilmeli" der mi demez mi?

Niye demesin ki!

*

Ölen ineğini kurbana sayıp, tuttuğu bir haftalık orucu da Ramazan'dan düşmeyi hesaplayan kişiden ne farkı var o yorumcunun?

Böylece hem özür, hem tazminat hesabını kafasına göre kapatmış olur.

Sadece kafasına göre, bize göre değil.