Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı
(ÖYP)2006, 2007 ve 2008 yıllarında açılan üniversitelerin öğretim üyesi ve öğretim elemanları açığını YÖK, 2547 sayılı yasanının 41. maddesine göre çözmek istedi. Çünkü yeni kurulan üniversiteler ile mevcut üniversitelerin kontenjanlarında yapılan artırmalar sonucu öğrenci sayısı hızla artarken, öğretim üyesi sayısı artışı bu hızda olamadı.
Yukarıda ifade ettiğim gibi öğretim üyesi açığını gidermek için YÖK, Şubat 2009 genelgesiyle bir çalışma başlattı. Öğretim üyesi fazlası olan üniversitelerin kadro bekleyen öğretim üyelerinden isteyenlerin, belli süre ile ihtiyacı olan üniversitelerde görev yapmaları ve geri döndüklerinde de “kadrolarına öncelikle atanmaları” hususundaki çabası Danıştay’dan geri döndü.
Ayrıca öğretim üyesi yetiştirme konusunda Milli Eğitim Bakanlığı’nın, 2012’de 5000 öğrenciye tamamlayacağı “yurtdışında lisansüstü eğitim programı” da yürütülmeye başlanmıştı. Bu programda ise 2007’de 475, 2008’de 418, 2009’da 567 ve 2010’da ise 941 öğrenci gönderildi. Programın şu anda ne derece başarılı olduğunu bilemiyoruz.
Yani bu giden öğrencilerin eğitimlerinin sıkı takibi ve doktorasını bitirdikten sonra geriye dönüş nasıl gerçekleşmektedir?.. Doğrusu Milli Eğitim Bakanı sayın Prof. Dr. Ömer Dinçer’den bu konuda bir açıklama bekliyoruz.
Daha sonra 2010 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun (5944 sayılı kanun) 22. maddesinin 5. fıkrasına göre öğretim üyesi açığının kapatılabilmesi için yeni bir düzenleme yapıldı. Kanunun kabul edilmesinden sonra YÖK, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) adıyla bir çalışma başlattı.
Bu konuda hazırlanan usul ve esaslarda ifade edildiği gibi; yeni kurulan üniversitelerin ihtiyaçlarına göre kendilerine araştırma görevlisi(33/a) kadroları verilecek ve bu araştırma görevlileri öğretim üyesi yetiştirebilecek üniversitelerimizde doktora eğitimlerini yapacaklar...
Bitirdikten sonra da kendi üniversitelerinde görev yapmaya başlayacaklar... Senelerdir üniversitelerimizin mevcut potansiyelleri kullanılarak, doktora eğitimlerinin imkanlarımız nispetinde yurdumuzda yapılmasını savundum. Bu arzumun ÖYP ile hayata geçirilmiş olmasından mutluyum.
Şimdi kendi üniversitelerimizin doktora yaptırma imkanları daha da arttı. Tabii ki yurtdışı lisansüstü eğitim imkanları da bilimsel gelişmeleri bizzat yerinde görmek ve onu ülkemize taşımak için kullanılmalıdır. O ayrı bir imkan olarak değerlendirilmelidir.
ÖYP Usul ve Esasları uygulamasındaki sorunlar
ÖYP programıyla 5944 sayılı yasa, öğretim üyesi ihtiyacı olan üniversitelere 7000 adet araştırma görevlisi kadrosu veriyordu; 2000 adedinin öncelikle yukarıda belirttiğimiz tarihlerde kurulan üniversitelerde kullanmak üzere... YÖK, 26.03.2010 tarihindeki duyurusuyla 41 yeni üniversiteye 2000 kadronun dağıtıldığını açıkladı... Böylece ÖYP programı ile amaca uygun şekilde ihtiyacı olan üniversitelere araştırma görevlisi (33/a) atamaları yapıldı. Bundan önce ve halen 2547 sayılı kanunun 35. maddesine göre de doktora yaptıramayan üniversitelerin öğrencileri doktora yaptırabilen üniversitelerde görevlendirilmek suretiyle bir uygulama vardı ama iyi işletilemiyordu. Çünkü kadro sıkıntısı vardı. Ancak bundan farklı olarak ÖYP programı ile öğrenciler nedeniyle üniversitelere ayrıca maddi destekler oluşturuluyordu. Başlangıçta ÖYP programının usul ve esaslarına uygun olarak işlediğini söylemeliyim... Kadroların ilanından sonra yapılan müracaatların değerlendirme ve atamaları cari usullere göre yapılmıştır. Yani Öğretim Üyesi Dışındaki Öğretim Elemanı Kadrolarına Naklen veya Açıktan Yapılacak Atamalarda Uygulanacak Merkezi Sınav ile Giriş Sınavlarına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’e göre... Bu yönetmelikte bir giriş sınavı tanımlanmasına rağmen YÖK daha sonraki bazı kadro ilanlarında, sadece ÖYP puanlarına göre atamayı kendisi yapmıştır. Bu atamalar cari usullere uymamaktadır ve buna bağlı bazı sıkıntılar ortaya çıkmaktadır.
Ayrıca YÖK belirttiğim ilanlarında öğretim üyesi ihtiyacı olmayan, hatta öğretim üyesi fazlalığı olan üniversiteler için de ÖYP araştırma görevlisi (33/a) kadrosu ilan edip atama yapmıştır. Bu uygulama usul ve esaslara aykırı olduğu gibi “öğretim üyesi ihtiyacı” olarak ifade edilen sorunun çözümüne hiçbir katkısı olmayacaktır... Aksine bu sorunu daha da çözümsüz hale getirecektir. Çünkü YÖK’ün öğretim üyesi ihtiyacı olmayan üniversitelere verdiği araştırma görevlileri 33/a’ya göre atandığından, atandığı yerde kalacak ve ileride orada öğretim üyesi olacaktır. Oysa bu program, ÖYP araştırma görevlileri kadrolarının (33/a) ihtiyacı olan üniversitelere verilmesini amaçlıyordu.
Öyle atama yapılmıştır ki, öğretim üyesi fazlalığı olan üniversitenin bir biriminde lisansüstü eğitimini yapmakta olan ve 50/d kadrosundaki bir öğrenci, bu atama şekli sonucu o birimde 33/a kadrosuna geçebilmiştir... Yani ileride orada öğretim üyesi olabilecektir. O üniversitede zaten öğretim üyesi fazlalığı var iken bu yapılan işlem uygun olmamıştır. Lisansüstü eğitimini yapmakta olan bu öğrenci 50/d kadrosunda kalsaydı, eğitimini tamamladıktan sonra ihtiyacı olan üniversitelerde görev alma mecburiyeti olacaktı. Eğer doktora yaptırma imkanı olan üniversitelerden yararlanılmak isteniyorsa o üniversitelere 50/d kadrosunda araştırma görevlisi kadrosu verilmelidir ki; öğrenci doktorasını bitirdikten sonra ihtiyacı olan üniversitelere mecburen gidebilsin... Ya da ÖYP Usul ve Esasları’nda ifade edildiği gibi kadrolar sadece öğretim üyesi ihtiyacı olan üniversiteler için ilan edilsin... YÖK’ün ilan ettiği kadrolara, doktorasını öğretim üyesi fazla olan bir birimde yapmakta olan ve o birimde doktorasını maksimum bitirme süresini (6 yılı) tamamlamaya birkaç ayı kalmış öğrencinin de 33/a ile ataması yapılıyor!.. Bu ÖYP amacına uymayan atamalarda en azından öğrenciyle lisansüstü eğitiminden sonra, YÖK’ün belirleyeceği öğretim üyesi ihtiyacı olan üniversitelerde görevlendirmesini kabul eden bir sözleşme yapılmalıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.