Havaalanı ismini bekliyor
“Çılgın” kelimesi okuyucuların dikkatini çekmek için bir kitaba isim olarak konulabilir. Ancak inandıkları değerler uğruna cesurca davranan insanlara bizlerin çılgın kelimesini yakıştırmamız haksızlıktır. Milli Mücadele yıllarında servetini, aklını, yeteneklerini memleketi ve milleti için seferber etmiş Nafiz Kotan merhum için “çılgın dadaş” tabiri, yaptığı işin büyüklüğünü ifade etmede kuvvetlendirici bir sıfat olarak kullanılıyor belki. Ama Erzurum’dan İstanbul’a ticari hayatında başarılı grafik çizmiş bir işadamı, ne yaptığını bilmez çılgınlardan olamazdı. Çılgınlık bir nevi şuursuzluktur. Nafiz Kotan, ne yaptığının şuurundaydı.
Memleketin zor zamanlarında, bu ülkenin imkânlarıyla kazandıklarını milletine sunmakta tereddüt etmedi. En önemlisi de diyetini nasıl ödetirim diye düşünmeden, ileriye atıldı, koşturdu, takip etti.
Havacılık ve savunmada uçakların önemi ülkemizin gündemine Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde girdi. Osmanlının zor zamanlarıydı. En güçsüz zamanlarda bile büyük düşünmek, ufuk çizgisini daraltmamak devlet geleneğimizde var. Devlet, imkânlarını zorlayarak kendisini ayakta tutacak gelişmelere ayak uydurmanın yollarını arıyordu. İlk uçaklarla birlikte ilk hava şehitlerimizi de vermiştik. Mezarları Şam’da bulunan ve İstanbul Fatih semtinde hatıralarına anıt dikilen Yüzbaşı Sadık, Yüzbaşı Fethi ve Teğmen Nuri Beyler bu ilk hava şehitlerimizdi. Hava kuvvetimizin güçlenmesi hususunda halk da devlete yardımcı olmuştu.
Nazif Kotan da Kurtuluş Savaşı yıllarında altı uçakla hava kuvvetlerine destek verdi. Uçakların ikisinin parasını ödedi. Diğer dört uçağın yapımı, alımı ve yurda getirilmesiyle bizzat kendisi ilgilendi. Havacılık tarihimize Nazif Beyin ismiyle kaydı düşen uçakların yurda getiriliş serüveninin başlı başına romanı yazılsa yeridir.
Kültürel kodlarımız övünmeye yer vermediği için yüce gönüllülerin hikâyelerini kaleme almamışız. Ama artık güzel örneklere büyük ihtiyaç duyduğumuz zamanları yaşıyoruz. Artık bu hikâyelerin yazılması gereken zamanlardır.
Erzurum Kalkınma Vakfı yöneticileri, bir vefa örneği olarak Erzurum Havaalanına bu vatanperver hemşehrimizin isminin verilmesine gayret ediyor. İki gönül insanı, Av.Necati Bölükbaşı ve Prof. Dr. Bingür Sönmez tam da Nazif Beyin ruhunu şâd edecek bir heyecan ve inançla kolları sıvamışlar. Erzurumluların bu içten arzularını çok anlamlı bir şekilde dile getirmek istemişler. Nazif Beyin yaptırdığı uçaklardan birinin (Fiat R2), bire bir ölçülerde aynını (replika) yaptırmayı düşünmüşler ve yola koyulmuşlar. Maliyetini birlikte yüklenerek araya, sora İstanbul’da uçağı yaptırmışlar ve Erzurum’a götürmüşler.
Motoru takılsa uçmağa hazır olan uçak şimdi Erzurum Havaalanının bir köşesinde duruyor. Er-Vak mensupları konu ile ilgili olarak Ulaştırma Bakanı ile görüşecekler. İnşallah bu hayırlı girişim müspet kararla neticelenir. Şehir mezarını kaybettiği aziz insanının hatırasını çok hayırlı bir vesileyle yâd eder. Köşede bekleyen uçak profesyonel bir düzenleme ile havaalanının dikkat çeken bir yerinde havada asılı şekilde anıt olarak muhafaza edilir.
İnşallah bu hayırlı girişim, güzel insanlarımızı unutmamamıza ve yeni kuşakların da tanımasına vesile olur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.