Çocuğum derse dikkatini veremiyor
Nuri 10 yaşında ilkokul üçüncü sınıfı tekrar okuyan bir öğrenciydi. Şu an dördüncü sınıfta okuması gerekirken, üçüncü sınıfı tekrar ediyordu. Nuri, öğretmeninin tavsiyesi üzerine danışmanlık merkezine getirilmişti. Nasıl ders çalışması gerektiğini bilmiyordu, istese bile derse dikkatini veremiyordu. Öğretmeni onun ders sırasında daldığından ve hayal kurduğundan şikayetçiydi. Okuması üçüncü sınıf olmasına rağmen hâlâ hatalı ve yavaştı, zaten kitap okumayı da sevmiyordu. Bıraksalar internetin başından kalkmazdı, oysa internet oyunlarında son derece dikkatliydi. Ama sıra derse gelince masa başından kalkmak için türlü bahaneler uyduruyordu.
Öncelikle Nuri’nin anne ve babasını seansa aldığımda anne Semra hanım oğlunu anlatmaya başladı. “Kıvanç hanım, benim oğlum aslında zeki ancak ders çalışmıyor, ders dışında her şeye kafası eriyor. Ödevlerini ve sınav tarihlerini bizden saklıyor. Biz ‘ders çalış’ deriz diye sınav tarihlerini bir gün önce söylüyor. Ev ödevlerini çok büyük bir çabayla uzun sürede bitiriyor. Ders çalışırken sanki bedeni orada, aklı başka bir yerde gibi. Biz oğlumu geçen yıl dershaneye de gönderdik ama pek faydası olmadı. Dikkat eksikliği ile ilgili oğluma bir hastanede teşhis konmuştu ve ilaç tedavisine başlanmıştı. Ama bu ilaçlar oğlumda birçok yan tesir yaptı; başı çok ağrımaya başladı ve uyku düzensizliği başladı. Biz de bu yüzden ilacı kendimiz kestik ve onu dershaneye gönderdik ama nafile... Çözüm bulamadık, bir de size gelelim dedik” diye sözlerini bitirdi.
Nuri’nin anne ve babasını dinledikten sonra Nuri’yi tek olarak odama aldım ve hemen işe koyuldum. Gerekli olan zeka ve dikkat testlerini uyguladım. Nuri’nin sözel zeka puanı, performans zeka puanına göre daha yüksekti. İki zeka bölümü arasında anlamlı bir puan farkı vardı. Yani Nuri, dikkat, idrak ve görsel hafıza gerektiren performans testlerinde daha az başarılıydı. Bu da şu demekti: Nuri’de gerçekten dikkat eksikliği vardı, bu yüzden dersleri başarısızdı, boş yere sınıfta kalmıştı. Yani burada yapılan hata şuydu: Nuri’nin ailesi tedaviyi yarıda kesmişti ve sadece ilaç tedavisine başvurulmuştu. Nuri’ye psikolojik destek veya psikoterapi uygulanmamıştı. Bu yüzden Nuri derslerinde başarısız olmuş ve sınıfta kalmıştı.
Değerli okuyucularım, dikkat eksikliği veya öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların psikolojik destek görmesi çok önemli. Sadece ilaç tedavisiyle bu tedavi süreci eksik kalıyor. Çünkü bu sorunları yaşayan çocukların akranlarıyla ve büyükleriyle iletişim sorunları çok oluyor. Çocukta “Ben çalışsam da başaramam, sınıfta arkadaşlarımdan geriyim. Öğretmenim de zaten bana bu yüzden değer vermiyor” gibi yanlış düşünceler oluşuyor. Böyle düşünen çocukta kendine güven azalıyor ve bu psikolojik kaygılar, yanlış düşünceler ders çalışmasına da engel oluyor. Çocuk kendini diğer arkadaşlarıyla kıyaslıyor ve kendini onlardan eksik görüyor. İşte tam da bu nedenle dikkat sorunu olan çocuk mutlaka psikoterapi, aynı zamanda dikkat eğitimi, kendini programlama, zaman yönetimi, sosyal beceri eğitimi, eşlik eden öğrenme güçlüğü, depresyon gibi durumlara yönelik özel eğitim ve terapi desteği görmeli.
Değerli okuyucularım, çocuğunuzda dikkat eksikliği varsa mutlaka rehber öğretmeniyle ve sınıf öğretmeniyle işbirliği yapın. Sınıfta çocuğunuzun sorunlarının en çok hangi noktalarda olduğunu öğretmeniyle konuşarak tanımlayın. Bu bilgileri evde dersleriyle ilgili ona destek olurken kullanın. Çalışma masasının boş olmasına ve sadece o anda ilgileneceği ders kitaplarının olmasına özen gösterin. Ödevlerini parçalara bölmesi konusunda ona fikir verebilirsiniz. Ders çalışırken dikkati dağıldığında ve kendini derse vermekte zorlandığında ara vermeli, daha sonra tekrar dersin başına oturmalı.
Ders çalışırken küçük zaman dilimlerinden başlamasını ve zamanla ders çalıştığı süreyi arttırmasını hedefleyin. Ders çalışma süresini ilk başlarda kısa tutun ve ona göre bir seviye tespit edin. Eleştirmeyen, destekleyici bir tutumla çocuğunuza ev ödevlerindeki hatalarını gösterip düzeltmesine yardımcı olun.
Çocuğunuzun mutlaka kabiliyetli olduğu yönü bulup, onu ön plana çıkarmasına yardımcı olun. Bu bilgiyi öğretmeniyle paylaşın, çocuğunuz böylece, sınıfta ders dışında kendini gösterme fırsatı bulmuş olur. Bu da onu değerli kılar ve kendine güveni gelir.
Çocuğunuza evden okula, okuldan eve yazılacak bir ödev defteri tutturun. Bu yöntem ev ile okul arasında sürekli bir iletişim sağlanması için en iyi yöntemdir.
Dikkat eksikliğinin en fazla zarar verdiği alan, çocuğun kendine olan güvenidir. Onun için çocuğunuzu övgü ve cesaretle beslemeyi unutmayın.
Çocuğunuzun başarılarını görmek ve övmek için gayret edin. Bu çocuklar o kadar fazla başarısızlık yaşarlar ki, verebileceğiniz her türlü olumlu tepkiye ihtiyacları vardır.
Çocuğunuzun neler öğrendiğini sık sık kontrol edin, böylece kendinden neler beklendiğini bilir ve cesaretlenirler.
Çocuğunuzu olduğu gibi kabul edin, anne baba olarak birbirinizi suçlamayın. Çocuğunuzu her şeye rağmen sevdiğinizi ona hissettirin.
Çocuklarımızın derslerinde ve hayatlarında dikkatli olması duasıyla Allah’a emanet olun.
(*) Psikolojik Danışman-Psikoterapist
Danışma tel: 0 212 503 79 95-0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.