Yener Dönmez

Yener Dönmez

PKK’nın arkasındaki asıl güç

PKK’nın arkasındaki asıl güç

Türkiye’de halkın kazanımları henüz geri dönülmez noktaya ulaşmış değil.

Yeni Anayasa yapılmadığı sürece vesayetçi/otoriter rejim tehdidi devam edecek.

Seçimin üzerinden aylar geçmesine karşın anayasa konusunda kayda değer hiçbir somut gelişme yok.

Halkımızın ana ve temel beklentisi, seçimde oy verirken oylarının rengini belirleyen ana motivasyon yapılacak olan yeni düzenlemelerdi.

Tıpkı 12 Eylül 2010’da yapılan referandum gibi...

Meclis harıl harıl bu iş için çalışması gerekirken, şike lobisinin daha çok çalıştığına ve TBMM’yi şikecileri kurtarmak için çalıştırdıklarına şahit oluyoruz.

Ne kadar hazin bir manzara.

Anayasa çalışmaları bu mutabakat üzerine başlatılsın da tam olsun.

Hatta Anayasa’nın değiştirilemez ilk üç maddesinin içine “Şike suçları milli güvenliği ilgilendiren konularda görmezden gelinir” diye bir madde ekleyelim oldu olacak!

Eski Türkiye’de rejimin koruması altındaki her kesim “milli güvenlik” adı verilen sihirli formülün çatısı altına alınır ve işledikleri her hukuk ihlalinin üstü kapatılırdı nasıl olsa.

Aziz Yıldırım ve avanesini de yeni anayasamızın yeni “milli güvenlik” tanımının içine sokalım ki(!), eski Türkiye’yi hatırlamak istediğimizde anayasaya bakıp nostalji yapma şansımız olsun.

TBMM’ye yakıştıramadığım şike kanununun vahameti beni böylesi uç yorumlara itiyor.

Çünkü son dönemde bir dağınıklık olduğu açık.

İşte size bir örnek daha:

Londra Merkezli Demokratik Gelişim Enstitüsü’nün(DPI) düzenlediği “Kürt Sorunu’nda Model Arayışı” toplantılarının ikincisi İrlanda’da iki gün önce yapıldı.

Toplantıya, AK Parti’den Sivas Milletvekilleri Nursuna Memecan ile Lütfi Elvan ve İzmir Milletvekili Mehmet Tekelioğlu; CHP’den İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Ankara Milletvekili Levent Gök; BDP’den Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, Van Milletvekili Nazmi Gür ile İstanbul Bağımsız milletvekili Levent Tüzel katıldı.

Toplantının “ara elemanlar”sız yapıldığını düşünmek bile hata!

Cengiz Çandar, Hasan Cemal ve Ali Bayramoğlu gibi isimler baş köşedeydiler tabii ki...

Burada özetle “özerklik ve IRA” modelinin Güneydoğu’da nasıl uygulanabileceği konuşuluyor.

www.habervaktim.com Genel Yayın Yönetmeni Fatih Akkaya, günlerdir bu “sinsi işbirliği”ne dikkat çekiyor.

Önceki gün Sabah’tan Emre Aköz de ilginç bir araştırmasını yayınladı.

Aköz, DPI’nin peşine düşmüş ve bu Enstitü’nün fason olduğunu ortaya çıkarmış.

Enstitü’nün adresine zar zor ulaşan Aköz karşısında ne görsün: “Kürt İnsan Hakları Girişimi” adlı kuruluş...

PKK’nın bir uzantısı anlayacağınız.

Yani neymiş?

“Bizimkiler, PKK uzantısı bir çatı altında, teröre ‘çare’ aramışlar.”

Daha önce de defalarca yazdım.

PKK’nın arkasındaki asıl güç İngiltere’dir.

Çünkü bölgeyi kendi malları görüyorlar ve tamamen vesayetleri altına almak istiyorlar.

PKK, bu bağlantının deşifresini istemediği için İngiltere’yle gizli temasta.

Hatta İngiliz Parlamentosu’nun karşısında PKK’ya ait bir lokanta var ve burada çok yakın temas sözkonusu.

Türkiye’nin dış istihbarattan sorumlu birimi, bu kadar milletvekilini gitmeden önce “Bu dernek PKK’nın uzantısı” diye nasıl uyarmaz?

Bu olaya inanamıyorum.

Beynim zonkluyor.

Bir dağınıklık ve ölü toprağı var.

Anayasa yerinde sayıyor, birileri Meclis’e şikeyi yutturuyor, milletvekilleri nereye gittiklerinin farkında değil...

Bu böyle iken...

Diğer tarafta birileri ise, Mustafa Balbay’ın serbest bırakılmasının derdinde. Sanki Balbay’ın darbeci generallerle organize çalıştığını yedi düvel bilmiyormuş gibi.

Cumhuriyet Gazetesi ta 28 Şubat’tan beri, Balbay’la darbecilere hizmet etmiyormuş gibi.

Her şeyi anlıyorum da Fehmi Koru’nun oturup, 28 Şubat’ta yayınlarıyla binlerce dindar insanın canını okuyan, 2002’den 2007’ye kadar darbe için var gücüyle çalışan Balbay’ı savunmasını anlayamıyorum.

Yüreğin varsa git de katsayı nedeniyle sanayide yağ içinde işçi olmak zorunda kalan İmam Hatipli çocukların suratına savunun, Balbay’ı...

Bak katsayı zulmü daha dün ancak kaldırılabildi tümden.

Bu kadar darbeci içeride olmasına rağmen.

Tahliye edelim hepsini de, her şey geri dönsün;

Nasıl olsa senin ve yakınlarının o katsayı mağdurlarının durumuna düşme ihtimali yok.

Öyle mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi