ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye'nin on yılda üç kat büyüdüğünü, ihracatını dört katına çıkardığını söyledi.

Bunu hepimiz biliyoruz ama ondan duymak da hoş.

En azından, farkında olduğunu görüyoruz.

* * *

Biden Türkiye'den övgüyle bahsederken, iyi ki yanında Kemal Kılıçdaroğlu yoktu.

Geçen hafta Avrupa'da yaptığı gibi hemen itiraz ederdi:

"Hayır, öyle değil... Dışı seni yakar, içi beni..."

Amerika'nın ikinci adamı "Kişi başına düşen millî gelirin yükseldiğini ve Türkiye'nin yakın zamanda dünyanın en büyük on ülkesi arasına gireceğine inandığını" söylediğinde, Kemal Bey'in tadı iyice kaçardı...

"Mister Biden, valla iyice baydın!"

MAGANDALAR YANDI

Trafikte yakın takip artık suç kapsamında.

Öndeki aracı hızlı gitmesi için zorlamak, korna çalmak, selektör yapmak, taciz anlamına geliyor.

Bir yıldan başlıyor cezası.

Çok geç de olsa bu karar önemli.

Yargıçlara teşekkür ederiz.

Sol şeridi babasının malı zanneden ve herkesin ona yol vermesini isteyen trafik serserileri, böyle bir hatayı en fazla bir defa yapabilirler.

* * *

Trafik kuralları tek tek sayılsa, belki bin maddeyi bulur.

Fakat hepsini bir yana bırakıp, bütün kuralları bir maddeye indirmek mümkün.

Evet, tek maddeye...

O da şu:

Başkalarına saygı.

* * *

Saygı, bizim en zayıf olduğumuz husus.

Dünyanın en gelişmiş onuncu ülkesi değil, birinci ülkesi olsak bile, şu trafikteki magandalıktan vazgeçmediğimiz müddetçe, bir kıymeti yok.

* * *

Yayalara yeşil ışık yanıyor, araçlara kırmızı.

Bütün araçlar durmuş, yayalar karşıya geçiyorlar.

Bir süre sonra yayalara kırmızı yanıyor.

Araçların çoğu hemen korna çalıyor, gaza basıp yola revan olmak istiyorlar.

İyi de ışık değiştiği anda, yürüyen insanlar buharlaşıp uçmuyorlar ki!

Beş saniye daha beklesen ölür müsün?

Ezip geçmek mi niyetin?

Nereye yetişeceksin?

* * *

Sürücüler sabırsız da yayalar farklı mı sanki?

Kavşaktan başka bir kare:

Yine araçlara kırmızı ışık yanıyor.

Fakat yayaların yeşili de sönmüş.

Ortalığın sakinleşmesi için birkaç saniyelik bekleme zamanı.

Yayaların bir kısmı, kendilerine de kırmızı yandığına aldırmadan, nasılsa araçlar duruyor düşüncesiyle yola atılıp geçmeye çalışıyorlar.

Herkesin acelesi var çünkü.

Hayat kısa, vakit dar.

Işık kırmızıymış, sarıymış, fark etmez.

Ancak iki tarafta da sabırsızlar bulunduğundan, yetişilecek yer hastahane oluyor bazen.

Sabırsız sürücü, sabırsız yayaya çarptığı için.