2011 yılının sonunda yapılan korkunç hata
2011 yılının en üzücü olayı Uluderede meydana gelen F-16 saldırıları sonucu 35 vatandaşımızın kaybı olmuştur...
Bu belki de Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biridir. Her yurttaşın acı duyacağı bir olaydır. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah(cc)den rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum.
12 Haziran seçimlerinin ardından gerek İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı ve gerekse Kuvvet Komutanlarının terörle mücadele konusunda ikame ettikleri yeni terörle mücadele programı başarılı bir şekilde sürmekteydi... Doğrusu bu konuda olayları biraz daha takip etmek ve yapılanları değerlendirmek istiyordum. Ancak bunu yazmaya fırsat olmadan Uludere olayı meydana geldi. Bu olaya rağmen yapılan başarılı operasyonları ve çalışmaları bir tarafa atmanın mümkün olamayacağı açıktır. Yeni strateji sonucu PKK önemli kayıplar verdi, neredeyse dağıldı... K.Iraktaki alanlarını terk etmek için Suriyenin kapısını çaldılar. Bölük-pörçük kontrolsüz bir şekilde, kış şartlarında lojistik destek alamayan teröristler hem eylem yapmak hem de kışlamak için şehirlere inmek zorunda kaldılar... Bu sırada ya yakalandılar ya da güvenlik güçleriyle girdikleri çatışmalarda öldürüldüler.
Uludere olayı üzerine bir çok spekülasyon yapılmaktadır... Hangisi doğru, hangisi yanlış henüz net değil. Elbette yapılacak incelemeler ve açılan soruşturmalarla gerçek ortaya çıkacaktır, bunu umuyoruz. Olayın şeffaflıkla araştırılması ve sonuçlandırılması son derece önemlidir. Bir daha tekrarlanmaması için ne gerekiyorsa o yapılmalıdır. Bu tür bir olayda hata yaptım, özür dilerim demekle olayın açtığı yaranın sarılması mümkün değildir. Ancak Türkiyenin terörle mücadelede psikolojik üstünlüğü elde ettiği bir zamanda böyle bir olay elini zayıflatacaktır. Bu nedenle karar verenlerin kasıtlı hareket etmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum. Senelerdir mazot kaçakçılığı için aynı yolu kullanan köylülerin bu defa vurulması hiç akla uygun değil. Bu olayın olmasını isteyen bir irade etkin olmuş ve olay meydana gelmiş olabilir. PKKnın şehir eylemleri sırasında birkaç polisin ölmesinin yanında Kürt sivillerin ölmesinin bir önemi olmadığını söyleyen teröristler oldu. Bunun yanında geçmişte teröristlerin, sınırı katırlarla geçip ve ağır silahları bu şekilde taşıyıp karakollara saldırılarına şahit olduk. Bir komutanın köylüler zannettik demesini hiçbirimiz kabul edemedik. İnsansız hava araçlarının verdiği görüntülerden köylü ile teröristler ayrılamıyorsa bu konunun çözülmesi ve doğrunun tespiti gerekir.
Bu olay bir tuzak olabilir
Ayrıca geçmişte mazot taşıyan 3-5 köylü çok sayıda katırla bu işi yaparken, şimdi 40-50 kişi aynı işi yapıyorlar... Oluşturulan konvoy sanki terörist grupların davranışını andırıyor. 3-5 kişiyle yapılacak bir işin şimdi neden 40-50 kişiyle yapıldığı önemli bir durumdur... Böyle bir düzenlemede PKK-KCK etkili olmuş, köylüler bilmeyerek bu oyuna gelmiş de olabilirler. Bunların dışında insansız hava araçlarını düşürmek için PKKlılarca çalışmanın yapıldığı ve yakalandığını biliyoruz. Ayrıca teröristlere saldırı düzenleyen uçaklara verilen koordinatların hatalı olduğu ve teröristleri bombalıyorum diye dağ-taş bombalandığını da biliyoruz. Bunlar daha farklı düşünmemizi gerektiriyor. Olayın netlik kazanması için zamana ihtiyaç olduğu açıktır. Hemen yargılamanın haksızlıklara sebep olabileceğini düşünmekteyim. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlunu başlangıçta normal bir kaza sonucu kaybettiğimizi düşünmüştük. Ancak zaman içinde elde edilen bilgi ve belgelerle bir suikaste kurban gittiği iddiaları kuvvetlenmiştir. Sonuçta özel yetkili savcılar soruşturma açmışlar ve bu devam etmektedir. Ancak devlet hayatlarını kaybedenler için gereğini yapmalıdır. Özür dilemek elbette insani bir durumdur. Giden canlar geri gelmez ama ölenlerin yakınlarına tazminat ödenmelidir.
Bu olayın istismar edileceği bir ortam meydana gelmiştir. PKKnın ve BDPnin tavırları bunu ortaya koymaktadır. Cenaze töreninde ve taziye çadırında Uludere Kaymakamına yapılanlar bunu doğrulamaktadır. Olay netleşinceye kadar bu tür provokasyonlar devam edecektir. Maalesef bunu yapacaklar ve terörle mücadelenin hızını kesmek isteyeceklerdir, buna izin verilmemeli; daha dikkatli ve temkinli aynı hızda terörle mücadeleye devam edilmelidir. Kürt kardeşlerimizin sorunları bizim de sorunumuzdur. Birlikte huzur içinde yaşamanın gereği birbirimize sahip çıkmaktır. Varlığımızın sebebi olan ortak değerlerimiz oldukça ve yaşandıkça bu birlikteliğimizin devam edeceğinden endişe etmiyorum. Rabbim daha büyük sıkıntılar göstermesin. 2012 yılının terörün belinin kırılacağı ve sorunlarımızı çözecek yeni Anayasa için başarılı adımların atılacağı bir dönem olmasını diliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.