Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Herkes kendi işini yapsa işler düzelir

Herkes kendi işini yapsa işler düzelir

HER dönemde yargıdan şikayet ediliyor. Değişen sadece şikayetçiler oluyor. Bunda yargının yapısının rolü olduğu gibi yargıyı birilerinin kontrolleri altına almak ve ellerini sürekli olarak yargının üzerinde tutmak merakının payı var.
Söz gelimi bir zamanlar bir takım askeri ve sivil bürokratlar ile CHP yargı üzerinde etkili olmak istiyor, hatta zaman zaman etkili de oluyorlardı. Şimdilerde görünen o ki bazı kesimlerin yargı üzerindeki etkisi azalmış. Kaybolmuş demiyorum çünkü bu sanıldığı kadar kolay değil.Uzun yıllar boyunca yargıda kadrolaşmış olan bazı kesimlerin izini silmek kolay değildir. Ancak, etkinin azalması bile bir kesimi köpürtmeye yetiyor.Yılların oluşturduğu alışkanlıkla gelişmeler karşısında küplere biniyorlar. Kendi çizgilerinde yürüyen yargının tarafsızlığına ve bağımsızlığa laf ettirmeyenler bu defa yargının bir başka kesimin kontrolüne girdiğini ileri sürüyorlar. Yani kendilerinin etkisi altındaki yargıdan şikayetleri yok ama etkilerinin azalmasına tahammül edemiyorlar.
Esas olan yargının hiçbir kesim ve görüşün etkisi altına girmemesidir. Sadece hakkın ve adaletin emrinde olmasıdır. Tarafsız ve bağımsız yargı ancak böyle olur. Ne var ki gelinen noktada iktidar ve muhalefet yargının işleyişinden şikayetçi. Geçmişte bir taraf şikayetçi iken diğer taraf yargının işleyişinden çok memnundu. Şimdi açıklamalara bakıyoruz da yargının işleyişinden iktidar ve muhalefet olarak memnun olan yok.

Aslında yargının işleyişinde bir takım sıkıntılar varsa -ki var- Parlamento'nun görevi bu sıkıntıları giderecek düzenlemeyi yapmaktır. Mademki kısa bir süre içinde Haberal'ın hasta annesini ziyaret etmesine imkan verecek düzenleme Meclis'e getirilebiliyor öyle ise uzun yargılamanın ve uzun tutukluluk sürelerinin kısaltılmasını sağlayacak düzenlemede yapılabilir. Yasamanın görevi budur. Ne var ki bu yapılmıyor Meclis'te temsil edilen tüm partilerin üyeleri hergün yargı üzerine görüş açıklıyorlar. Yargıdan şikayetlerini dile getiriyorlar. Böyle bir ortamda yargının etki altında kalmadan tarafsız v e bağımsız karar vermesi ne derece mümkün olabilir?
CHP başta olmak üzeri muhalefet Ergenekon çerçevesinde gerçekleşen tüm tutuklamalara karşı çıkıyor. Bunların iktidarın talimatı ile gelişen olaylar olduğunu ileri sürüyorlar. Böyle bir söylemi yargıya karşı saygısızlık ve yargıyı etkilemeye yönelik bir tavır olarak nitelendirmek yanlış olmaz sanıyorum.
Bu arada iktidar partisi mensupları da son zamanlarda uzun tutukluluk ve uzun süren yargılamaya yönelik her gün eleştiride bulunuyorlar. Halbuki bu eleştirileri sürdürmenin yerine gerekli düzenlemeler yapılsa sanıyorum daha iyi olacaktır. Bu arada bazı tutuklamalara da karşı çıkılıyor. Öyle bir noktaya geliyoruz ki sanki bazı kişilerin tutuklanması gündeme geldiğinde siyasilerden yargının izin alması gerekiyormuş gibi bir görüntü ortaya çıkıyor.
Söz gelimi Başbakan Erdoğan iki yıl mesai arkadaşlığı yaptıkları Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ'un tutuklanmasına üzüldüğünü, yargılamanın tutuksuz devam edebileceğini belirtiyor. Aynı şekilde muhalefette de benzer bir yaklaşım var. Hatta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bir adım daha ileri giderek, "Madem Başbuğ'u tutukladınız Büyükanıt'ı da tutuklayın ve yargılayın" diyor
Öte yandan hakkında dava açılan Kılıçdaroğlu ile ilgili olarak dokunulmazlığının kaldırılması hususunda fezleke yazılmasına tüm CHP'liler ortak eylem sergiliyor,"Bizim de dokunulmazlığımızı kaldırın" diye bağırıyorlar.
Kısacası yargının bir talebine karşı "Rest" çekiyorlar.
Öte yandan Başbakan Yardımcısı Arınç ise milletvekili seçilen ancak tutuklulukları devam eden milletvekilleri ile ilgili olarak, "Lamı cimi yok. Milletin oy verip Meclis'e gönderdiği bir insanı hiçbir sebeple içeride tutmaya hakkınız yok" çıkışını yapıyor. İyi de yargıçlar bu hakkı mevcut yasalardan almıyorlar mı? Mevcut yasalardan şikayetçi olunuyorsa bunun yolu Meclis değil mi?
Sanki yargı yasamanın emri altındaymış gibi bir görüntü verilmiyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi