Fransız-Ermeni-BDP ittifakı
Fransa geçmişinde milletimizin kendilerine gösterdiği insani yaklaşıma ve iyi niyetine ihanet ederek, ülkemizi uluslararası platformda sıkıştırmaya ve aklı sıra bir soykırım suçlusu olarak cezalandırmaya yönelik yasa çıkarttı.
1915 olaylarıyla ilgili sözde Ermeni soykırımı iddialarının inkârını suç sayan yasa tasarısı, Fransız Milli Meclisinin ardından Senatodan da geçti. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozynin desteğiyle gündeme gelen soykırımı inkar yasa tasarısı, Türkiyenin son dakikaya kadar yaptığı sert uyarılara rağmen onaylanmış oldu. Şimdi yasanın senatoda görüşülmemesi ve kabul edilmemesi yönünde oy kullanan senatörler Anayasa Mahkemesine konuyu götürmeye çalışıyorlar. Umarız bu gayretleri başarıya ulaşır. Sarkozy ve Fransız hükümeti kendi geçmişlerinde Cezayirde yaptıkları soykırımı unutarak, yüzsüzlükle tarihi olayları siyaseten istismar ettiler. Yaptıkları hainliğin elbette sebepleri var. Yasa eğer Anayasa Mahkemesinden dönmezse bundan böyle Fransada sözde Ermeni soykırımını inkar etmek, hem para hem de hapis cezasıyla cezalandırılacak. Bu dünyada bir ilk... Tarihi bir olay hakkında gerçeklerin ifade edilmesinin yasaklanmasıyla Fransada ifade özgürlüğüne ve bilime de bir darbe vurulmuş oldu.
Bu olay üzerine başta AK Parti iktidarı olmak üzere siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları müşterek bir tavır sergilediler. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu konuda hükümete açık çek verdiklerini ve uygulayacakları her politikayı destekleyeceklerini söyledi. MHPnin tavrı zaten belli... Sadece BDP sözde Ermeni soykırım inkar yasasına tavır koymadı. Aldığı karardan dolayı Fransa Senatosunu kınayan bildiriye de imza atmadı. Grup toplantısında Fransız Senatosunun aldığı karara değinen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Fransa Ermeni Soykırımının konuşulmasını yasaklamış... Peki Türkiyede serbest mi? Mesela; Türkiyede Ermeni halkının yaşadığı trajediyi, korkusuzca, tartışabiliyor muyuz? Ermeni halkı bu konudaki dramını dile getirebiliyor mu? dedi. Böylece BDP duruşunu Ermeni-Fransız İttifakının yanında belirlemiş oldu. Oysa tarihçilerin aktardığı bilgilere göre, 1915 olaylarında Ermeni çetelerinden en büyük zulmü Kürt vatandaşlarımız görmüştü. Bu nedenle BDPnin bu tavrı en başta temsil ettiklerini savundukları Kürtlere ihanet olarak yorumlandı.
Bu olay Fransada seçimlerin yaklaşması nedeniyle yapılan hesaplar nedeniyle planlandığı gibi, Türkiyenin uluslararası ilişkilerdeki etkinliğini kabullenemeyen Sarkozynin Ermeni toplumunun sorunu üzerinden seviye kazanmaya çalışması olarak da düşünülebilir. Ayrıca bir Musevi ailenin çocuğu olması nedeniyle de Türkiye-İsrail arasındaki Mavi Marmara katliamı nedeniyle oluşan gerilimde, İsrailin yanında olduğunu gösteren bir tavır olarak da açıklanabilir. Peki BDPnin tavrı nasıl açıklanacak?.. Bu zamana kadar sadece AK Parti iktidarına değil, PKKnın saldırıları ve terör konusunda tüm iktidarlara karşı benzer söylemler ve tavır içinde bulunan Marksist-Apocu duruş neden böyle bir tavır içinde?
ASALA TERÖR ÖRGÜTÜ PKK İÇİNDE TEMSİL EDİLİYOR
68 öğrenci olayları sırasında millet düşmanlarının saldırıları Marksist-İhtilalci örgütler üzerinden yapılıyordu. Bu örgütler içinde Ermeniler de bulunuyordu ve biz bunları dile getiriyorduk. Milletimizin evlatları sağ-sol diye iki gruba ayrılmış ve çatıştırılıyordu. 12 Eylül ihtilaline kadar bu olaylar nedeniyle 7000 dolayında gencimizi kaybettik. Saldırılar karşısında birlikte duruş sergilediğimiz bir arkadaşımın, zaman içinde hareketlerinin farklılaştığını gördüm ve sonunda bizden uzaklaştı. Onunla karşılıklı bu konuyu konuşmak istedim. Sohbetimiz sırasında babaannesinin Ermeni olduğunu söyledi... Ben onu Kürt olarak tanıyordum. 1915 olayları sırasında bazı Kürt aileleri her şeye rağmen Ermeni çocuklarına sahip çıkmış ve onları kendi evlatları gibi büyütmüş; kendi evlatlarına nasıl davranıyorlarsa öyle davranmışlar. Benzer durum Karadenizde de yaşanmış. Ayaklanan Rumların çocuklarına karşı da insanımız kucak açmış... Bizim inanan insanlar olarak herhangi bir insanımıza ırk özelliğine göre bakışımız mümkün değildir. Ancak Marksist hareket içinde bazı Ermenilerin bulunduğunu biliyor ve onların bu hareketle birlikte milletimize saldırısını topluma anlatmaya çalışıyorduk. Arkadaşım bundan rahatsız olmuştu.
Demirtaşın ifadelerinden sonra bu olayı tekrar hatırladım. Muhtemelen bazı BDP ve PKKlıların Ermenilerle benzer bağları olabilir. Yukarıda da ifade ettiğim gibi inanan insanlar olarak bunu önemsemeyiz. Ancak ırki özelliği esas alıp Kürt sorununu istismar ederek milletimize, bütünlüğümüze karşı saldıranların niyetlerini ve özelliklerini ortaya koymak durumundayız. Ülkemizde her türlü dine ve ırka sahip insanlar birlikte asırlardır huzur içinde yaşadılar. Ta ki köklerimizden ayrılmaya başladıktan sonra ve bünyemizin zayıfladığı anda batı Şark Meselesini gündeme getirdi ve Haçlı Seferleriyle bizleri küçük parçacıklara ayırdı. Ben gerçekten İslam inancına sahip ve Kürt olan kardeşlerimizin bu hareket içinde bulunmayacağına inanmıyorum. Hayır öyle değil diyen varsa imanını yoklasın...
İstiklal savaşı sırasında Anadolunun bir çok yöresinde kurulmuş olan Ermeni komitacılarının yaptıklarını biliyoruz. Yakın zamanlara kadar ASALA Ermeni komitesinin Türk Diplomatlarına karşı gerçekleştirdikleri katliamlar da halen hafızamızda... ASALAnın saldırıları sona erdi!.. Peki bu hareket gerçekten bitti mi? Hayır bitmedi... Bu gün BDP-PKK yapısının içinde faaliyetlerine devam etmektedir. Kürt kardeşlerim bu gerçeği bizden daha iyi biliyorlar. PKK sıkıştığında Ermenistanın kendilerine kucak aştığını unutmadık.... Bu gün milletimiz için Sarkozy ne anlam ifade ediyorsa, BDP-PKK-Apo da aynı anlama gelmektedir. Değerli Kürt kardeşlerime şunu söylemek istiyorum; sorunlarımızı oturup konuşarak çözeceğimiz yerde BDP-PKK-ASALA birlikteliğine istismar ettirmeyelim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.