Bu Şakada Bir İncelik var!
Her ne kadarda hadis kitaplarında Resulullah aleyhisselamın yapmış olduğu şakalar başlığı altında yer almış olsa da akideyle direk alakalı olduğuna inandığımdan farklı açıdan bakacağım inşaallah.
Evvela hadisimizin orijinal metnine bir bakalım:
-Resulullah aleyhisselamın Ensardan yaşlı bir kadına yaptığı şakayı Hz.Aişe (r.anha) şöyle anlatıyor:
“ Resulullah’a (a.s) yaşlı bir kadın geldi ve dedi ki:
-Ey Allah’ın Resulü! Allah’ın beni Cennete koyması için dua buyurunuz! Resulullah (a.s) ona şöyle cevap verdi:
—Yaşlılar Cennete kesinlikle giremez.
Kadın ağlayarak geri dönüp gitti. Onun ardından Resulullah (a.s) şöyle buyurdular: - Haydi kadına haber verin ki: O, Cennete yaşlı biri olarak girmeyecek.(fakat genç olarak girecektir!)Yüce Allah’ın şu ayette buyurduğu gibi:
“ Muhakkak ki biz, oradaki kadınları yeniden yarattık ve onları bakireler, eşlerine düşkün ve hepsini aynı yaşta yaptık.” (vakıa-36,37) Tirmizi şemail,204
Hadisimiz bu…
Tebessüm ederek okuduğumuz bu hadiste o kadar çok dersler var ki... Nereden başlayalım!
- Cahiliyye okyanusunda kulaç atan bir nesli Allah’ın övgüsüne mahzar etmiş bir davetçinin başarısından mı,?
Şaka da olsa yalan söylemeyen bir peygamberden mi?
- İlerleyen yaşına rağmen peygamberden dünyevi bir istek-dua talebinde bulunmayıp aklını ve yatırımını Cennete kitleyen yaşlı kadından mı,
— Şakayı ciddiye alıp hadis karşısında “aklın” konumunun ne olması gerektiğini yaşayarak ispat eden Cennet sevdalısının teslimiyetinden mi?
C şıkkından, yani vahiy karşısında aklın konumunu ispat eden yaşlı teyzeden bahsetmek istiyorum… Bir anlık empati yaparak kendimizi yaşlı kadın yerine koyup düşünelim.
Ahiret bilincini mükemmel aşılayan büyük önderden cennetimiz için dua talebinde bulunuyoruz. çünkü o, takva sahibi dirilerden dua talebine cevaz vermişti… Biz de ayağımıza gelen fırsatı değerlendirmek istiyoruz.
Dua ederim inşallah demesini beklediğimiz büyük önderden çöl sıcağında soğuk duş alacağımız bir cevap geliyor:
“Yaşlılar cennete giremez!”
Yani geç kaldınız! Siz kim cennete girmek kim!
Kısa bir şokla beraber aklımıza gelmesi muhtemel soruları sıralayalım:
1-Yaşlı olmak suç mu?
2-Allah’ın adaletiyle örtüşüyor mu?
3-Yaşlı olmakla Allaha nasıl bir mesaj ulaşıyor ki Cehennemle cezalandırıyor?
4-Yaşlılığın büyük bir suç olduğu neden önceden söylenmedi.
5-Yaşlılığın tevbesi ya da kefareti neden söylenmedi? Vs.
Soruları çoğaltmak mümkün.
İnanıyorum ki birçoğumuz o kadın yerinde olsaydı bu ve benzeri soruları sorardı. Hatta sünneti hafife alanlar Resulullah aleyhisselamı tekfir bile ederlerdi. Tekrar konumuza dönelim…
Aldığımız şok cevap karşısında sustuk… Diyelim ki takvamızdan kaynaklandığından yukarıdaki muhtemel soruları sormadık. İnanıyorum ki en azından şu sorular sorardık:
—Ya Resulullah şaka yapıyorsunuz değil mi?” Ya da;
- “ Ya Resulullah (s.a.v), söylediğiniz vahiy mi yoksa kendi görüşünüz mü?”
Ben olsaydım, hafif bir tebessümle – “ Şaka yaptınız değil mi?” derdim…
Belkide Resulullah (s.a.v) da yaşlı kadından benzeri soruları bekledi... öğretmeni büyük olan kadının imanı da aynı güçteydi… Güçlü imanı yukarda sıraladığımız soruların önüne geçmiş ve kaderine razı bir şekilde ağlayarak evinin yolunu tutuyor.
İnanıyorum ki o kadın yaşlı olmakla kendini suçlayıp;
— Allah’ım! Yaşlı olmakla nefsime zulmettim! Diyerek pişmanlığını dile getiriyordur.
Ya Rabbi! Sen bu imanı nasıl aşıladın! Ya Resulullah! Bu kadına neler anlattın ki ağzınızdan çıkan sözleri aklına, kültürüne, tecrübesine vesairesine danışmadan kabul ediyor!
Ağlayarak giden kadına;
- “ Bre kadın! Allah sana akıl vermiş… Neden sözlerimi akıl süzgecinden geçirip, düşünüp tartmadan kabul ediyorsun?” ya da;
—İnsan bir sorar?” demiyor!
Demek ki vahiy karşısındaki duruşumuz yaşlı kadının teslimiyeti gibi olmalı. Devam ediyoruz;
Yaşlı kadını cennet müjdesiyle sakinleştiren haber gecikmez;
—Cennete genç olarak gireceksin”
Bu haber karşısında en az yirmi yıl gençleşen kadının sevinci kim bilir ne büyüklüktedir!
—Ey bin dört yüz küsür sene sonra bile imanından bahsettiren kadın! Tarih adını bilmiyor ama yarın ahirette imanına şahit olacak. En azından ben şahidim…
…
Sahih bir hadis kur’an bilgimizle, hadis bilgimizle örtüşmeyebilir. Hatta aklımıza ve tecrübemize ters te düşebilir. Peki, yapmamız gereken ne?
Sesli yorum yaparak bu hadis uyduruk demeyip hadis konusunda ehil olmuş kişilere sormak… Belki kişiye özel söylemiş. Belki nesh olunan bir hadisi okuduk?
Hadis konu çok hassas bir konu. Bu yüzen sağlam kaynaklardan okunup eğer -sahih ise okuduğumuz hadis- Anında kabul etmeli…
Unutmayalım ki yaşlı teyzemiz iyi bir örnekti…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.