İsrail, İran provası yapmış!..
İsrail geçtiğimiz günlerde Yunanistan ile ortak tatbikat yapmış. Tatbikattan maksat İran'a karşı düşünülen saldırının bir provasını yapmakmış. Gazeteler olayı, İsrail'in buna karşı hazırlık yapması gerekiyormuş gibi verdiler... İsrail'in tatbikat yapmasından çok olayın önemli yanı bu haberi medya tarafından gayet tabii bir olaymış gibi vermiş olmasıydı. Yani İsrail'in İran'a saldırması hakkıymış ve bunun için hazırlık yapıyormuş üslubu içinde verilmiş olması çok daha önemliydi. çünkü, haberin veriliş tarzı daha şimdiden İsrail'in İran'a karşı muhtemel bir saldırısının şimdiden onaylanıyor olmasıydı.
Nedense medyanın önemli bir bölümü ABD ve İsrail saldırganlığı söz konusu olduğunda peşin peşin onaylamayı bir görev biliyor ve bu tavır dünyanın geleceği açısından en önemli tehlikeyi oluşturuyor. Diyebiliriz ki ABD ve İsrail'in elinde nükleer silahların bulunmasından çok bu güç karşısında iki büklüm olmayı iş edinen tipler barış için en önemli tehdidi oluşturuyor. Bir ülkenin tarih boyunca komşumuz bir ülkeye saldırı hazırlığına hiçbir eleştiri getirmeden alkış tutmaları da gösteriyor ki, ülkemizin ana sorunu dost ve düşmanı ayırt edemeyen, ayırabilse bile düşmanın yanında yer alması karşısında insanın nutku tutuluyor.
Elbette bir ülke durup dururken düşman ilan edilemez, edilmemesi gerekir... Ne var ki, İran'a sırf nükleer çalışmalar yapıyor diye saldırıya hazırlanan bir ülkenin hedefleri arasında ülkemizin topraklarının önemli bir bölümü de varsa o ülkeyi dostlar arasında saymak mümkün olabilir mi?
Kaldı ki, Başkan Bush görevi devretmeden İran'a vuracaklarını çeşitli kereler açıkladı. Eğer ABD İran'a vuracaksa bunu öncelikli olarak İsrail için yapacak, bunu artık herkes biliyor. Bir bakıma İran'a ABD'nin vuracağı herkesin kafasına sokulmuşken şimdi İsrail'in Akdeniz'de hem de Yunanistan ile birlikte yaptığı tatbikatı İsrail'in İran'a saldırısının provası olarak takdim etmekte hedef saptırma gibi görünüyor.
Bu bakımdan Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed el Baradey İran'a saldırı ile bir çatışmanın ortaya çıkması halinde Ortadoğu'nun bir ateş topuna döneceğini belirterek, "İran'a askeri bir saldırı olursa istifa ederim" demek suretiyle İran'a karşı saldırı için ABD ve İsrail'in elinde yeterli gerekçelerin olmadığına dikkat çekiyor. Gerçi günümüz emperyalistleri bir ülkeye saldırmak için gerekçeye ihtiyaç duymuyorlar... çok sıkışırlarsa bir takım gerekçeler uyduruyorlar... Irak'ın ve Afganistan'ın işgalleri bu emperyalist güçlerin gerekçe uydurmak hususunda yüzlerinin hiç kızarmadığını gösterdi.
Bu arada, "İran'a karşı düşünülen bir saldırının provası niteliğindeki bir tatbikatta Yunanistan'ın ne işi var?" sorusunun cevabı önem taşıyor. Ayrıca başka sorularda akla geliyor... Amerika, Büyük Ortadoğu Projesi içinde Yunanistan'a görev mi verdi? Ya da Yunanistan bölgede aktif duruma getirilmek mi isteniyor?
Eğer böyle bir durum söz konusu ise Haçlı zihniyetinin hortlamakla kalmadığı, uygulamaya geçmek üzere olduğunu düşünmek yanlış olmaz.
Tüm bunlara karşılık İsrail'in ister tek başına, ister ABD ve yandaşları ile birlikte olsun İran'a karşı saldırısı hadlerinin bildirilmesi için bir başlangıç olabilir. Savaşı istemek elbette yanlıştır. Ancak, bir taraf sürekli saldırıyor ve dünyadan destek gördükçe azgınlaşıyorsa, insanın ne olacaksa olsun, bu haddini bilmezlere biran evvel hadleri bildirilsin diyesi geliyor.
İsrail ve destekçilerine yenilmez olmadıkları fiilen gösterilmeden saldırganlıklarından vazgeçmeyecekleri görülüyor... Hatta hergün azgınlaşıyorlar. Bu azgınlığın sonu kendilerinin helak olmasına zemin hazırlıyor olabilir... Sanıyorum Baradey'in "İran'a karşı saldırı Ortadoğu'yu ateş topuna döndürür" değerlendirmesi böyle bir tahminin ifadesi olabilir.
Her gecenin sonunda sabah olur... Bu bazen kendiliğinden bazen de büyük acıların arkasından gelebilir...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.