- Lütfü Bey; Afganistan’da işgale karşı direnişi yok etmeyi amaçlayan NATO’nun safında yer alan ordumuza ait bir helikopterin düşmesi sonucu 12 askerimizin şehit olması, “Askerimizin Afganistan’da ne işi var” sorusunu gündeme getirdi. Bu konudaki düşüncelerinizi bizimle paylaşır mısınız?

- Tam Çanakkale şehitlerimizi andığımız sırada “Afganistan’da ordumuza ait bir helikopter düştü; 12 askerimiz şehit oldu” haberi geldi. Peki Çanakkale şehitleri ile Afganistan’da şehit olan askerlerin farkı neydi? Çanakkale şehitleri, ülkelerini işgal eden emperyalistlere karşı savaşan askerlerdi. Oysa Afganistan’da şehit olan askerlerimiz böyle mi? Dün bizim ülkemizi işgal eden emperyalizm, bugün Afganistan’ı işgal etmiştir. Dün nasıl biz emperyalist işgale karşı savaş verdiysek, bugün de Afgan direnişçiler ülkelerini işgal eden ABD emperyalizminin saldırı gücü olarak kurulmuş NATO’ya karşı savaş vermektedir. Maalesef bizim askerimiz de Afganistan’ı işgal eden bu emperyalist gücün içindedir. ABD emperyalizminin saldırı gücü olarak kurulmuş NATO, bugün Müslüman ülkeleri işgal eden, o işgale karşı çıkan direnişçileri yok etmeyi hedefleyen bir haçlı ordusu gibidir. Peki bu haçlı ordusunda bizim askerimizin işi nedir? Tarihte emperyalizme karşı ilk kurtuluş savaşını vermekle övünen bir ülkenin askerinin, üstelik de Müslüman bir ülkenin askerinin, Müslüman ülkeleri işgal eden haçlı ordusunda işi nedir? Çanakkale’de emperyalistlere karşı destansı savaş vermiş bir ülkenin askerinin, mazlum ülkeleri işgal eden emperyalizmin ordusunda işi nedir? Geçmişte de askerimiz ABD emperyalizminin çıkarları için Kore’ye gönderilmiştir. ABD emperyalizminin çıkarları uğruna Kore’de yüzlerce şehit verilmiştir. Dün Kore’de ABD emperyalizminin emrine verilen askerimiz, bugün de Afganistan’ı işgal eden ABD’yle birlikte hareket etmektedir. Tarihte emperyalizmin pençesine düşmüş mazlum ülkelere örnek olacak bir kurtuluş savaşı verdik diye övünüyorsak eğer, emperyalist saldırılara karşı mazlum halkların safında olmalıyız. Mazlumlara kalkan ellere kalkan olmalıyız!

YANAN YANAR, KALAN SAĞLAR BİZİMDİR!

- Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezi olacak Marmara AVM’nin inşaatında çalışan işçilerin, naylon çadırlarda kalmak zorunda bırakılmaları sonucu çıkan yangında ölmelerinin altından uluslararası bir cinayet çıktı. Bu alışveriş merkezinin arsasının sahibinin CHP’nin İş Bankası olduğu ve bu arsanın yap-işlet modeliyle, içlerinde ABD’li bir şirketin de bulunduğu uluslararası şirketlere devredildiği anlaşılınca, holding medyası bu olayı gündemden düşürüp unutulmaya terk etti. Neler söylemek istersiniz bu konuda?
Unutmayın ki kapitalizm, “Altta kalanın canı çıksın, ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diyen bir düzendir. Sözünü ettiğiniz bu olayda da “Yanan yanar, kalan sağlar bizimdir!” denilmiştir. Gözünü kâr bürümüş kapitalistler için işçilerin, emekçilerin yanarak ya da parçalanarak ölmeleri hiçbir şeydir. Çünkü kapitalizmde kâr her şeydir. Onun içindir ki Avrupa’nın en büyük alışveriş merkezinin inşaatında çalışan işçiler karın tokluğuna çalıştırıldıkları, sigortasız çalıştırıldıkları yetmezmiş gibi, bir de en ucuzundan naylon çadırlarda kalmaya mahkum edilmiştir. O işçilere bırakın konteyner denilen kulübeleri, naylon çadırlara göre 300 lira daha pahalı olan ateşe dayanıklı çadırlar bile layık görülmemiştir. Sen yüzlerce trilyona mal olan bir alışveriş merkezi yap, sonra da 300 lira için 11 işçiyi yak. Kapitalizmin insafsızlığını anlamak için başka bir şeye gerek yok, sadece bu hesaba bak. İşte kapitalistler şantiyelerde, tersanelerde, madenlerde, kısacası her yerde işçileri yaka yaka, parçalaya parçalaya, kolunu bacağını koparta koparta kendilerine servet yaparlar. Gözünü kâr bürümüş kapitalistler, emekçilerin gözünün yaşına bakmazlar. Emekçileri karın tokluğuna çalıştırdıkları yetmiyormuş gibi, bir de onları her türlü sağlıktan, güvenlikten yoksun koşullarda çalıştırırlar. Bırakın emekçinin alın teri kurumadan o alın terinin hakkını vermeyi, o alın terinin gerçek hakkını da vermekten kaçınırlar. Emekçinin hakkını çalıp kendilerine servet yaparlar. Onun içindir ki kapitalizmde zengin daha zengin, fakir daha fakir olur. Ve bir ülkeye kapitalizm egemen oldukça, hükümette muhafazakâr demokratlar da sosyal demokratlar da olsa, o ülkede insanca-hakça adil düzen olmaz, adi düzen olur!