Epey zaman önce "İnned dîne indâllâhil islâm" (Şüphesiz Allah katında din İslam'dır) ayetinin Hıristiyanları rahatsız ettiğini duyduğumda, gülmekle sinirlenmek arasında kalmıştım.

Sonraki zamanlarda da o parantezden çıkmayı başardığımı söyleyemem.

Ring otobüsü gibi gidip gelmekteyim.

Sadece sıra değişiyor; bazen önce gülüyor sonra sinirleniyorum, bazen de gülmek sonraya kalıyor.

*

Malûmunuz, Al-i İmran suresi, ondokuzuncu ayetinin ilk kısmıdır söz konusu olan; Cuma hutbesi bitiminde hatırlatılır.

O kısmı rahatsız ediyor da, devamı etmiyor mu?

"Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra sırf, aralarındaki ihtiras ve aşırılık yüzünden ayrılığa düştüler. Kim Allah'ın ayetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir" kısmı ya da başka ayetler, başka sureler?

Biz kendi duruşumuzu ve inancımızı Hıristiyanların rahatsız olup olmayışlarına göre mi tanzim edeceğiz?

*

Hıristiyanlar hoş bulmuyor da, Museviler ya da başka inanç sahipleri nasıl görüyor?

İnanç konusunda oturup konuşarak anlaşmaya varmak ve sonrasında yine herkesin kendi yoluna devam etmesi mümkün mü?

Farklı inanç sahibi olanlar kitabımıza bütünüyle karşı.

Yalnızca bir ayetin bir kısmına değil.

İslamiyeti tamamen reddediyorlar.

İslam dünyasından fena halde rahatsız oluyorlar.

Zaten öyle olmasa, haklı bulsalar, doğru olduğunu kabul etseler, Müslüman olurlar, mesele kalmaz.

*

Al-i İmran suresinden birkaç ayete daha bakalım.

Kitap ehlinden bir grup sizi saptırabilmeyi çok arzu etti. Oysa sadece kendilerini saptırıyorlar, fakat farkına varmıyorlar. (69)

Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız sizi gerisin geriye (küfre) çevirirler de büsbütün hüsrana uğrarsınız. (149)

Onlar öyle kimselerdir ki, halk kendilerine, "İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun" dediklerinde, bu söz onların imanını artırdı ve "Allah bize yeter, O ne güzel vekildir!" dediler. (173)

Ve Hz. Musa gibi yalvarabiliriz:

"Ey Rabbim... Şimdi içimizden bir takım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helak mi edeceksin?" (Araf, 155)

*

"Size ne bizim camide Cuma hutbesinde okuduğumuz ayetten? Biz sizin kilisenizde, havranızda veya tapınaklarınızda okuduklarınıza karışıyor muyuz? Niye rahatsız oluyorsunuz?" demek gerekir.

Fakat öyle söylemek yerine sadece bir ayet değil, kitabımızın tamamını okumalarını tavsiye ve anlamalarını temenni etmek daha doğru olacak galiba.

Ola ki hayırla sonuçlanır.

MUHSİN YAZICIOĞLU ANMA PROGRAMI

Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, vefatının dördüncü yılında tahassürle anılıyor.

"Hilalin Kalbindeki Gül" başlığıyla düzenlenecek program, bugün 16.00'da Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şubesi tarafından Sultanahmet'teki Kızlarağası Medresesi'nde gerçekleştirilecek.

Merhum Yazıcıoğlu'nu yakından tanıyanların konuşmacı olarak katılacağı program herkese açık.

MUHATAP KİM?

Hükümet, Kürt meselesi ve terör konusunda çözüm için yalnızca seçilmiş siyasetçileri muhatap alacaklarını açıkladıktan sonra daha mürekkebi kurumadan BDP'den itiraz geldi.

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, tek başına BDP'nin muhatap olmasını kabul etmiyor. Demirtaş, "Muhatapların Öcalan, Kandil ve BDP'nin olduğu ortaya çıkmıştır" dedi.

Maşallah, nazar değmesin. Desene çözüm garanti! Tevazu da var; kendilerini en son sayıyor.