Yener Dönmez

Yener Dönmez

Müslüman Evladı Erdoğan

Müslüman Evladı Erdoğan

Suriye diktatörü Esad, Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği röportajı Türkiye kamuoyuna yönelik propaganda fırsatına çevirdi. Röportajın ikinci bölümünde Başbakan Erdoğan’ı mezhepçilikle suçlamış.

Bu üzerinde durulması gereken bir konu.
Kastettiği şey, Erdoğan’ın Sünni duyarlılıkla hareket ettiği ve Şiilere karşı saldırganca davrandığı.
Buna insaf denir.

Erdoğan Şii İran’a saldırı olmasın diye ABD başta olmak üzere bütün Batı’ya rağmen mücadele etmedi mi?
Esad’a göre Erdoğan, “İran, Suriye, Lübnan ve Irak konusunda mezhepçi davranıyor”.
Aslında bu ifade, bu dört ülkenin kendilerini “Şii Paktı” olarak gördüklerinin itirafı.
Gerçekler ortada ve Erdoğan her türlü dostluğu sergilerken, yönetim Şii Maliki’ye geçer geçmez aniden Irak, Türkiye’ye düşman kesilmedi mi?
Peş peşe birbirinden sert açıklamalarla Türkiye’yi düşman ilan eden Maliki değil miydi?
Esad, İngiltere’de eğitim görmüş ve orada yetişmiş birisi.
Gerçekçi olalım...

Ortadoğu’nun hamisi hali hazırda İngiltere’dir.
Türkiye’nin yükselen gücüyle bölgesindeki ülkelerin bağlarını güçlendirip etkinleşme ihtimali ortaya çıkalı beri, İngiltere “Şia” meselesini kaşıyor.
İran ve İngiltere düşman gibi gözükse de, maalesef pek çok noktada birlikte hareket ettiler.
İran’daki Ayetullahlar özellikle “Sünniler” konusunda İsrail’den bile daha takıntılılar.
Türkiye’nin bölgede güçlenmesini bu nedenle İngiltere kadar İran da istememekte.
Dolayısıyla Irak’ın Şia’ya teslim edilmesi beyin olan İngiltere’nin projesi, kas olan ABD’nin uygulamasıydı.
Böylece sınırlarımıza İran-Irak-Suriye-Lübnan’dan oluşan bir Şii Paktı kurdular. Gerilimi yükseltme işi ise şuan için en müsait ülke olan Suriye’ye düştü.
Suriye bilinçli olarak ve kasten, Sünni katliamlarına başladı.
Türkiye’nin buna duyarsız kalamayacağını hesapladılar.
Öyle de oldu...
İkinci adımda ise bunu Şii-Sünni gerilimi olarak sunmaya başladılar.
Üçüncü adım ise Erdoğan’a karşı operasyondu.
Erdoğan’ın kafasında gizli ajandası olduğu, bütün Ortadoğu’nun hakimi olmak istediği, mezhepçi (Sünni) duyarlılıkla hareket ettiği uluslararası kamuoyuna pompalanmaya başlandı.
Esad bunu röportajında bire bir söylüyor.
Ortadoğu’da işler düşmanlık-dostluk üzerine değil “çıkar” üzerine döner tam 300 yıldır.
Dolayısıyla İngiltere ve İran’ın mutlak düşman olduğu hikayedir.
Doğrudur pek çok konuda düşmandırlar ama Türkiye konusunda ortak stratejiyle hareket ediyorlar.
Unutmayın “siyaset/diplomasi” denilen şeyde İngiltere ve İran dünyanın iki harikasıdır.
Türkiye konusunda diğer sorunlarını masanın kenarına iter ve masanın göbeğine bizi yatırırlar.
Mezhep üzerinden hesapları olan Erdoğan değil, Esad’ın da içinde olduğu “Pakt”tır.
Erdoğan bütün İslam alemine aynı sıcaklıkta davranmış ama üzülerek söyleyeyim ki aynı iyi niyette karşılık alamamıştır.

VAN KEDİSİ KADAR DEĞERİ YOK

Şehit Murat Dilmaç’ın kemiklerinin sızlamaması için birkaç kelime etmeliyim. Dilmaç, Vanlı bir polis memuruydu.
İstanbul’da görev yaparken deprem sonrası gönüllü olarak memleketine gitti. Konteyner kentte, depremzedeler huzur ve güven içinde uyusun diye gece nöbeti beklerken PKK’nın kahpe saldırısıyla şehit oldu.
KCK tutuklusu Büşra Ersanlı ve Ergenekon sanığı Müyesser Yıldız’ın geride kalan “kedileri” için bile “vicdan” vurgusuyla medyada birçok yazı yayınlandı.
Rahat koltuklarında oturan bu “vicdanlı kalemler”, rahatını bırakıp ailesiyle deprem topraklarına yardıma koşan gerçek vicdan sahibi Murat için ve onun geriye bıraktığı iki yaşındaki minik kızı için kalem oynatmadılar.
Şehit Polis’in öksüz kalan kızını, KCK’lı Ersanlı’nın kedilerinden değersiz yapan nedir?
Şehit polisin Müslüman evladı olması mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yener Dönmez Arşivi