Sayın Bekâroğlu, nehirler denizlere akar
HAS Parti İstanbul İl Başkanı sayın Mehmet Bekâroğlu, bir basın toplantısı yaparak HAS Parti ile AK Partinin birleşme görüşmelerini eleştirerek artık HAS Partinin bittiğini ilan ediyor. Bu bitişin sorumlu adresi olarak da genel başkanları Numan Kurtulmuşu işaret ediyor. Bekâroğlu, bu görüşmelerden son ana kadar haberlerinin olmadığını ve bu işin gizlice kotarıldığının altını çiziyor. AK Parti iktidarına karşı bir dizi eleştiri getiren il başkanı, Dünden bugüne ne değişti de bu parti ile birleşmeyi içimize sindireceğiz demeye getiriyor.
Ben, sayın Bekâroğlunun baktığı pencereden bakmaya çalışıyorum, biraz haklı olduğu yerler de var. Mesela bu görüşmelerden haberlerinin olmadığı gibi, tabii bir yanlış anlama yoksa. Ya da pişmiş aşa soğuk su katacağı endişesi ile bu görüşmeler kendisinden saklanmış olabilir mi? Ama Bekâroğlunun AK Parti ile ilgili eleştirilerini taa başından beri de bugün de çok abartılı bulduğumu belirtmeliyim. AK Parti 1950 Beyaz Devriminden sonra halkın ilk defa böylesine ağırlıkta iktidara el koyuşunun bir örneğidir.
Belki de ilk defa bu ülkede vatandaş olduğumuzu hissediyoruz, itilip kakılmıyor ve efendi muamelesi görüyoruz. Bir zamanlar seçkinlere hizmet eden hukuk, artık herkese dokunabiliyor. Gelir dağılımında birilerine kepçe ile, birilerine damlalıkla dönemi daha adil bir dağıtım sistemine dönüşüyor. Şüphesiz yıldırım hızıyla olmuyor, ama olması için Başbakan Erdoğanın özel bir gayreti olduğu kesin. Sağlık sektöründe yapılanları hangi göz görmeyebilir? En aziz değer yaşamaktır, oysa bugüne kadar bize kolay ölme, hastane kapısında ölme reva görülürdü, bugün yaşama hakkının en kutsal değer olduğunu girdiğimiz her hastanede ve sağlık ocağında iliklerimize kadar hissediyoruz. Ben evimde kaloriferin karşısında keyf çatarken, pencereden karşıdaki komşuya da yetecek bollukta kömür indirildiğini görüyor ve mutlu oluyorum. Belediyeler fakir-fukaranın, garip gurebanın erzakını dağıtıyor. Vakıflar, daha önce 4 aşevi varken bugün 100ün üzerinde aşevinde sıcak yemek dağıtıyor, hem de herkesin kapısına kadar varsın birileri sadaka kültürü diye bu yapılanları ayıplasınlar. Asıl ayıplanacak şey 90 yıllık cumhuriyetin 90. yılında hâlâ bu ülkede bu kadar işsiz ve fakir insanın olması. Bu ülkeyi Recep Tayyip Erdoğan bu hale getirmedi. O geçmiş dönem seçkinlerinin kendi dünyalarında mutlu yaşarken kaderine terk ettikleri, işin edebiyatına gelince de Köylü bu milletin efendisidir dedikleri milyonları kucakladı ve onların 90 yıllık yaralarını sarıyor. Yaraları sararken bir de arabasının önüne takoz koyanlarla uğraşıyor. İşte Silivridekilerin hali pür melali.
Sayın Bekâroğlu, siz sayın Erdoğanı hiç bizim gözümüzle görmediniz ki. Ona oy veren % 50yi hiç anlamadınız ki. Halbuki Türkiyede onu anlaması gereken en iyi taban Saadette, HAS Partide ve Büyük Birlik Partisinde idi. Bu pırıl pırıl kadroları heder edeceğinize, enerjilerini boşa harcayacağınıza orada bir bütünün parçası olarak hizmet kervanına katabilirdiniz. Bugün sayın Numan Kurtulmuş, galiba bunu yapmak üzere yola çıktı. Türkiyenin yeni bir fidanı çınar yapmaya vakti yok sayın Bekâroğlu Türkiye bulunduğu coğrafyada ve sahip olduğu tarihi dolayısı ile hızla tüm insanlarını bütünleştirecek ve bir binanın tuğlaları gibi sıkı sıkıya birbirine bağlayacak adımlara ve adamlara ihtiyacı var. Tarih bizden bunu bekliyor, Afrikadaki batının gizli sömürgesi kardeşlerimiz bunu bekliyor, Afganistan, Pakistan, Irak, Suriye ve Yemendeki kardeşlerimiz bu birlikteliği bekliyor. Gün kenetlenme günü, bu kenetlenmeyi engelleyecek her adım ve hareket yüreklerimizi kanatacaktır, bunu biliniz. Ulaşmamız gereken coğrafyalara gidişimiz bugüne kadar engellendi, bizim acelemiz var. Lütfen AK Partiyi Recep Tayyip Erdoğanın tapulu malı gibi görüp işi senin partin, benim partim haline getirmeyin. Sayın Erdoğan, Türkiyeyi bir yere götürüyor. Orası 90 yıl önce bıraktığımız yerdir. Her türlü nefsi endişeyi bırakıp, bugüne kadar söylediklerini ayaklar altına alarak kendisine de One minute diyebilenlere helal olsun. Burada hasbi, temiz insanlara ihtiyaç var, ne olur o pırıl pırıl yüreklerinizle buraya gelin, dünyanın mağdur ve mazlum insanları gelişinizle doğacak sinerjiden sonsuz mutlu olacaklar.
Bu anlamda sadece HAS Parti değil, Saadet ve Büyük Birlik Partisindeki Yunus gönüllüleri de bu birlikteliğe katılmaya çağırıyorum.