Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Gece

Gece

Hz. Aişe: "Resul-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem ayakları şişip çatlayana kadar geceleri ibadet ederdi." demiştir. Muğire İbn Şu‘be'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem geceleri o kadar çok namaz kılardı ki bu yüzden ayakları/baldırları şişerdi. Onun bu halini görüp sitemde bulunanlara ise: "Ben Allah'a çokça şükreden bir kul olmayayım mı?" buyurdu. (Buhari.1130 nolu hadis.)
Subhanallah! Cenneti garanti olan bir peygamber ve insan nefsine en hoş gelen saatlerde ayakta… ‘Kalk ve uyar’ ayetini göğüsleyen bir peygamber gece bile oturmuyor… Gece de ayakta… Bu kul nasıl sevilmez ki?

Gece; Tüm seslerin kısıldığı bir zaman dilimi…
Gece; Riyanın karanlığa gömüldüğü bir zaman dilimi…
Gece; İhlâsın gün yüzüne çıktığı bir zaman dilimi…
Gece; Münafıkların hoşlanmadığı bir zaman dilimi…
Gece; İmanın ve sevginin ispat edildiği saatler…
Gece; Gündüz yorgunluğunu alan bir vitamin…
Gece; Yarına zinde kalkmanın tek ilacı…
Gece; Meşgul edecek tüm etkenlerin karanlığa gömüldüğü saatler…
Gece; Uykunun acımasızca yediği en verimli zaman dilimi…
Gece; Allah ile dostluğunu kuramayanların uykuya yem ettikleri en değerli saatler…
Gece; Kıymetini bilmeyenlerin rüya izledikleri bir zaman dilimi…
Gece; Sahabelerin bayram saatleri…

Evet… Her insana her gün uğrayan ‘gece vakti’ değerini bilenlerle hoş vakit geçirir… Gece, öyle bir zaman dilimidir ki, kişinin Allah ile arasının nasıl olduğunu haber verir… Gece; sanki gaybden haber getirir…

Gece… Gündüz imtihana tabii olup ta imtihan süresini uzatmak isteyenlerin dolu dolu geçirdiği saatler…

Evet… Bir gece vakti ve peygamber efendimizin evi uyku saatine yenik düşmemiş… Annemiz Aişe (r.anh) efendimizin gece ibadetlerinden sadece namazı bakın nasıl anlatıyor:

"Resul-i Ekrem sallallâhu aleyhi ve sellem ayakları şişip çatlayana kadar geceleri ibadet ederdi." Subhanallah! Gece, ibadet ederek dinlenmek… Ayaklar uzanarak şişmez… Ayaklar, dinlenerek de şişmez… Bir elif gibi dimdik olmak…

Allah’ın ikramlarına hem gündüz hem de gece teşekkür etmek… Evet… Efendimiz aleyhisselam ibadetleri Allah’a yapılan birer teşekkür olduğunu öğretiyor bizlere…

"Ben Allah'a çokça şükreden bir kul olmayayım mı?" Evet… Yapılan tüm ibadetler birer şükürdür… Şeytan aleyhi lanet dememiş miydi: ‘Onların dosdoğru yoluna oturacağım ve çoğunu şükredici olarak göremeyeceksin…’

Gece çok farklı bir zaman dilimidir… Allah ile buluşmayı çok sevenlerin ayırd edildiği bir zaman dilimidir… Gece vaktini iple çeken ve o saatleri bayram edinenlerin gece hayatına ve sözlerine şöyle bir bakalım:

Kürz b. Vebre derki: Bana ulaşan habere göre Ka'b şöyle demiştir:
"Siz geceleyin gökyüzündeki yıldızlara baktığınız gibi melekler de gökyüzünden geceleyin teheccüd namazı kılanlara bakarlar."
Bazı sahabe sözlerinde, Yüce Allah'ın her gece Cebrail'e "Ey Cebrail şunu uyandır, şunu uyut" dediği geçmektedir.
Birisine "Geçen nasıl geçiyor?" dediler. "İki hâl üzere oluyorum: Karanlık çökünce seviniyor, şafak sökünce kederleniyorum.
Ondan yana hiçbir zaman tam mutlu olamıyor, şifamı tam alamıyorum.
Salihlerden biri şöyle demiştir: Dünyada cennet ehlinin içinde bulunduğu nimete benzeyen tek şey, geceleyin Allah'a münacat eden ve yalvaran kimselerin taddıkları zevktir."
Bir başkası da şöyle demiştir: "Gece namazı, sevgiliye yalvarmak, o yakın olana münacat edip konuşmak... Bunlar dünyalık şeyler değil, cennetten nimetlerdir. Bunlar sadece Allah'ın has kullarına gösterilmiştir. Bunu ancak onlar bilir, onlar hisseder.
Umeyr b. Habib ailesine şöyle derdi: Ey ailem gece ibadetine önem verin, gece ibadetini bırakmayın... Zira suya geç giden susuz kalır. Evlatlarım sakın ha gece ibadetini bırakmayınız... Zira gölgeye gitmekte geciken kimse güneşin sıcaklığında kalır.
Helâl olsun ey Umeyr, ne güzel söz söylemişsin.
Hz. İsa (a.s) havarilerin yüzünde nur görünce onlara şöyle dedi: "Ey ahiret insanları! Nimetlerden faydalananlar ancak sizin nimetleriniz sayesinde faydalanıyorlar."
Fudayl şöyle derdi: "Rabbimle baş başa kalıp konuşacağımdan dolayı geceyi seviyor, insanlarla karşılaşacağımdan dolayı da gündüzden nefret ediyorum."
Annesi Ümmü Ğazevân ona "Yatağının sende hakkı yok mu? Nefsinin sen¬de hakkı yok mu?" deyince "Anneciğim ben sadece onun rahatını istiyorum. Sayfamın bir an önce dürülmesi için çalışıyorum" dedi.
"Kardeşim şu dört şeyi şu dört şeye ertelersen cennete girersin: Uykuyu kabre, rahatı sırata, övünmeyi mizana, nefsin arzularını da cennete."
İbrahim-i Herevî derki: Her kim duasının semadan geri çevrilmemesini istiyorsa şu beş şeyi kesinlikle terk etmesin:
Yemesi mecburi yemek olsun; ancak mecbur kaldığı kadar yesin.
Giysisi mecburi giysi olsun, ancak mecbur kaldığı kadar giysin.
Uykusu mecburi uyku olsun: ancak mecbur kaldığı kadar uyusun. (Gece yolcuları. Dr.Seyyid Hüseyin Affani. Polen yay.)

Subhanallah! Gecenin kadrini ne güzel bilmişler… Onların bayram ettiği saatleri bizler ya geyik muhabbetleriyle ya da uykuyla katlediyoruz… Evet… Birkaç saat sonra yine gece olacak… Ölüm meleği gelmezse eğer bizleri bayram bekliyor demektir…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi