Kürt siyasetinde sabrı bitenler
Öcalan yakalandıktan sonra PKKnın ve Kürt meselesinin kendiliğinden biteceğine ilişkin zımni kabul nedeniyle yıllar boş geçti.
Öcalan ve Ortadoğuda Kürt sorununu bir kart olarak kullanmak isteyenler ise boş durmadı.
Örgüt revize edildi.
Tekrar kanlı biçimde karşımıza çıkınca aniden uyanıverdik.
Daha vahimi ise bu meselenin aniden çözülebileceğini sanmamız oldu.
PKKyla müzakere masasına oturulunca kısa sürede örgütün silah bırakıp dağdan ineceği zannedildi.
Ya da predatörlerimiz, heronlarımız, ANKAlarımız olunca...
Sorunun denenecek bir yöntemle hızla çözüleceğine ilişkin bu inanç, çözülmeyince büyük bir umutsuzluğu beraberinde getirdi.
Ve bu umutsuzluk yanlış fikirlere itmeye başladı yetki sahiplerini.
Halk destek verdiği için PKKnın ayakta kaldığı fikri oluşmaya başladı önce. Ardından, özerk bir yapı fena olmaz fikri yerleşmeye başladı.
Özerklik bağımsızlık demek değil şeklinde pompalanan fikir, sorunu çözememiş olmanın çaresizliğiyle birleşince makul gelmeye başladı.
Barzani de bu süreçte sıcak davranınca, K. Irakta Kürt devleti kuruldu, Irak merkezi yönetiminden daha iyi geçiniyoruz, Suriyede de kurulsa farklı olmaz söylemleri bunu izledi.
Sorunu çözmedeki sabır bitince, bu hoş görünümlü cümleler kulaklara makul gelmeye başladı.
Çünkü terörden, şehitten, baskınlardan, operasyonlardan kısacası bu gündemden yorgunluk geldi.
Bıktırma aşaması denilebilecek nokta burası...
Ve üzülerek ifade edeyim ki, bazı üst düzey isimler artık off the record konuşmalarında PKK ile Güneydoğu halkını birbirinden ayırt etmeden konuşabiliyorlar.
Büyük devlet adamlarının ve büyük devletlerin ortak vasfı sabırdır oysa...
Politikalar ve stratejiler ilmek ilmek dokunur.
Bazen yıllar beklenir, bazen birden fazla nesil..
Kürt meselesinin son 300 yılı kapsayan ve süreç boyunca yanlış teşhisler konarak kronikleştirilmiş yönleri var.
Sabır taşını çatlatacak biçimde adım adım ilerlemeli.
Siyasi, kültürel, ekonomik ve güvenlik hamlelerinin başat gideceği bu süreçte asla sabırsızlık, acele ve ümitsizlik baş göstermemeli. Birkaç adım sonrasını hesap ederek hareket etmeli.
Mişel Temoyu öldüren güç, Suriyede PKK varlığının birkaç adım sonrasını hesaplayarak bunu yaptı.
Suriye sınırımızda sonuç ortada...
BDPnin savunduğu Özerklik, birkaç adım sonrasının hamlesi.
Bağımsızlık durumunda maaş bile ödenemeyen, devlet olmanın gereği sağlıktan eğitime hiçbir hizmeti götürülemediği bir durum oluşur.
Altyapı oluşurken Türkiyeye ihtiyaç duyulması nedeniyle, geçiş için özerklik isteniyor.
Birkaç adım sonrasının ilk hamlesi...
Türkiyeyi bölmeyi kafalarına koymuşlar.
Bu iki kere iki kadar net bir kanaat.
Önemli olan bizim ne yapacağımız?
Yılmadan sabırla Güneydoğu halkıyla her geçen gün bağlarımızı güçlendirerek, PKKyla amansız mücadele vererek bu işi başaracağız.
Bu bahar geçen bahardan iyi geçti.
Gelecek bahar bundan da iyi geçecek...
Özerkliğe, hatta bölünmeye dünden razı Ali Bayramoğlugillerle otura kalka kilit bazı yöneticilerimizin zihinlerinde bulanma görüyorum.
Post Jakoben bu ekip, şuan Güneydoğu konusunda koro oluşturmuş durumda. Bir numaralı Ergenekon destekçilerinden Serdar Akinandan, Aslı Aydıntaşbaşa; mahalle baskısı döneminin yıldızı Ruşen Çakırdan, Ali Bayramoğluna hepsi bire bir aynı şeyleri söylüyorlar: Özerkliği şirin gösterme, moralleri bozma, mücadele azmini kırma, müthiş bir karamsarlık pompalama... Başbakan Erdoğanın bu Post Jakoben çeteden etkilenmemesi en önemli dayanağımız...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.