Huzuru yalanda bulmuşlar
Başbakan Erdoğanın terörle ilgili ilk destekçi ülkeler arasında Batılı olanları da güçlü biçimde zikretmesi önemli.
DPI tartışması boyunca İngilterenin PKK konusundaki rolüne yaptığımız vurgu da tam olarak buydu.
Laf açılmışken, Ergenekon firarisi Turhan Çömeze İngilterenin sığınma hakkı vermesine de parantez açmalı.
İlk baştan beri İngiltereyle mi çalışıyordu; yoksa İngiliz istihbaratının Erdoğanın yanına sızdırdığı bir ajan mıydı?
PKKdan Ergenekona kadar pek çok noktada karşımıza çıkan ülke hep İngiltere oluyor, karmaşık hatta çelişkili ama aynı doğrultuda hareket eden yapılar.
Mesela Serdar Akinan, hem PKKyı hem darbeci askerleri, hem Suriyeyi savunan; ideolojik açıdan karmaşık, fakat Ergenekon bakışıyla anlamlı bir yazı yazmış dün.
Hiçbir şey düz ve göründüğü gibi değil.
Ergenekonun da PKKnın da net olarak anlamlandırılamamasının sebebi bu.
Aslı Aydıntaşbaş, dün başka bir karıştırıcılığa imza atıyor.
PKKyla müzakere sürecini, Son yılların en huzurlu dönemini yaşamışız o süreçte cümleleriyle sunuyor.
PKKnın son saldırıları üzerine kurduğu bu cümlesiyle operasyonların durmasını ve PKKyla yeniden masaya oturulmasını salık veriyor.
Daha önce açık rakam dökümünü yazdım.
Son 10 yılda en fazla şehidi operasyon yapılmayan Masa Sürecinde verdiğimizin ay ay dökümünü köşeme koydum.
Karakol baskınları, savaş alanına çevrilen Diyarbakır, Hakkari, Şırnak sokakları, İstanbulda yakılan yüzlerce araç, kundaklanan otobüsler, şehirlerde patlatılan bombalar, hatta bomba yüklü kamyonlarla birliklere saldırılara kadar vardırmışlardı işi Masa Sürecinde...
Aslı Aydıntaşbaşın huzurdan anladığı PKKlıların huzurlu olması sanırım. Çünkü şu an son bir haftada 120nin üzerinde kayıp veren ve fena halde huzursuz olan bir örgüt var ortada.
Masa sürecinde ise örgüt hayatının en huzurlu günlerini geçirmişti.
Bu Aslı hanıma da huzur vermiş belli ki.
Yoksa Genelkurmaydan rahatça alabileceği şehit istatistikleriyle bu yalanı ortaya atmasının imkanı yok.
PKKya karşı savunma yerine operasyon yapılması Aslı hanım ve avanesini, bilimum DPI ekibini hayli rahatsız etmiş vaziyette.
Sürekli ve istikrarlı biçimde demokratik açılımı, silahlı mücadelenin alternatifi olarak sunmaya çalışıyorlar.
Esasen basında müzakereciler-mücadeleciler ayrımı yapılarak keskin bir hat çekmeye çalışıyorlar.
PKK ile silahlı mücadele yapılması bir taraftan da demokratik hak ve taleplerin karşılanması gerektiğini yeterince vurgulayamıyoruz.
Bu iki mücadele yönteminin birlikte kullanılması gerektiğini anlatamıyoruz. Sebebi ise Post Jakoben Çetenin sağ cenahtaki kalemleri adeta ablukaya alması.
Tek parti faşizminin, planlı bir zulüm çerçevesinde Kürtlerin haklarını gasp ettiği bir vakıa...
Bunda Müslüman ve demokratların hiçbir suçu yok.
Bu hakları vermeyi PKK tabanında tartışmak bile abes.
PKKnın dağa taşa milyonlarca dolar değerinde uyuşturucu ekmesinin Kürt sorunuyla ilgisi olmadığı gibi, Kürt hakları konusunda bireysel hak ve özgürlükler alanını genişletmenin de PKKyla ilgisi yoktur.
Aslı Aydıntaşbaş ve DPI avanesi, PKKyı meşrulaştırmanın yolunu Kürt haklarıyla ilişkilendirmekte bulmuşlar.
Bu kartı ellerinden almanın yolu, PKKyla en çetin mücadele edildiği dönemde bile demokratik adımlar atmaktır.
Son Gedikli olayına gelince...
Saldırı fark edildikten sonra karakol komutanı ve personelinin organize ve hazırlıklı biçimde cevap verdikleri ve örgüte daha fazla kayıp verdirtip püskürtmeyi sağladıkları belirtiliyor.
Ancak Karakola saldırı olacağı yönünde herhangi bir istihbarat alınamamış olması ciddi zafiyet.
İkinci konu ise karakolun çok eski olması ve PKKlıların kaçarken tamamını kullandıkları roketlere dayanamaması.
Roketlere karşı mukavemet olsaydı sadece iki şehit verilecekmiş.
Önde üs bölgesinde çarpışan iki korucu dışındakilerin tamamı roketin duvarları tahrip etmesi nedeniyle şehit verilmiş.
TOKİnin gerekirse konut inşaatlarını durdurup bu yaz karakolları bitirmesi lazım.
Suriye olayı kaynarken, Türkiyenin dayanıksız betonla uğraşmaya tahammülü yok.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.