Bu gece, inşallah Kadir Gecesi’dir.

Kur’ân-ı Mübîn’in “ikra’: oku-anla-anlat” emri ile başlayan ilk beş âyetinin Hira’da Peygamberimize (s) inzal buyurulduğu kutlu gece...
Mutlak hakikatin bilgisi olan Vahy-i İlahi’nin insanlığın âfâkını kıyamete kadar aydınlatmak üzere son kez -Kur’ân olarak- gönderildiği gece...
Bin aydan yani matematik hesapla 82 küsur yıl gibi uzunca bir insan ömründen daha hayırlı, insan ömrüne gerçek amacını ve anlamını kazandıracak “ömre bedel” bir mübarek gece...
“Ramazan ayı ki o ayda Kur’ân; insanlara yol gösterici, doğru yola iletici, eğri ile doğruyu birbirinden ayırt edici olarak indirildi.” (Bakara 2/185)
“Biz onu (Kur’ân’ı) kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede Rablerinin izniyle her türlü iş için iner. O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”(Kadir suresi)
Tan yerinin ağarmasına kadar bir esenlik, selâmet ve rahmet sağanağı demek olan bu kutlu geceyi, kana kana Kur’ân okuyup ruhumuza sindirerek, kutlu mesajını bize gönderdiği için Kitabın Rabbine kıyam, rükû ve secde ile hamdederek geçirmek, böylece Kur’ân’ı kalplerimizin baharı kılmak gerekir.
Ancak, Kur’ân’ın kadrini ve kıymetini idrak etmek, yalnız bir gecede olup bitecek bir iş değildir. Hayatın kitabı olan Kur’ân-ı Kerim’i bir ömür boyu okuyup-anlamak ve hayatın bütün ân ve alanlarını O’nun şaşmaz ilkeleri doğrultusunda yaşamakla Kitabullah’ın kadrü kıymetini hakkıyla idrak edebiliriz.
Bu bağlamda, önümüzdeki eğitim sezonunda bütün okullarımızda Kur’ân-ı Kerim ve Siyer-i Nebi derslerinin seçmeli olarak okutulacak olmasını ve İmam-Hatip okullarının orta kısımlarının yeniden açılması ile, Kur’ân ve Siyer eğitiminin daha bir ciddiyetle yapılacak olmasını, Kitabullah’ın gereği gibi öğrenilip hayata aktarılması noktasında son derece önemli ve anlamlı buluyoruz. Belirtmeliyiz ki; her Müslümanın bir “hayat rehberi” olarak okuyup anlamak ve yaşamak zorunda olduğu Kur’ân-ı Kerim, “Yürüyen Kur’an” olan Allah Rasûlü’nün (s.) hayatı ve ahlâkı öğrenilmeden gereği gibi anlaşılamaz ve pratik hayata aktarılamaz. Hz. Ayşe annemizin “O’nun ahlakı Kur’ân’dı” beyanından hareketle; Peygamberimizin hayatının Kurân dersi ile birlikte işlenmesi de oldukça verimli ve yararlı olacaktır.
Bu sebeple, 4.sınıftan 5.sınıfa geçen çocuklarımızın İmam-Hatiplerin orta kısmına kaydedilmeleri ve 5-6-7-8.sınıflarda okutulması öngörülen Kur’ân ve Siyer derslerinin seçimini ısrarla hatırlatıyoruz.
Ve yine bu vesileyle, Kur’ân-ı Kerîm’in kadr-ü kıymetini şiir diliyle ifade eden Mehmed Emin Yurdakul’un “Kur’ân-ı Kerîm” şiirinden bir bölümünü sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Bu kitap her insana için dışın öğretir.
Gökte, yerde, tende, canda bir Yaratan sezdirtir.
Her kişiye benlik verir, yol açar.
İnsanlık sergisine armağanlar astırtır.
Yürekleri iyilikle besler.
‘El bağına girme’ der, dost yarasın sardırtır.
Kur’ân bir anadır; her öksüze “Yavrum” diye seslenir.
Nice canları kardeş eder, birbiri için ağlatır.
Bu Kitap’tır; akıllara her bir şeyi sordurtur.
‘Düşün sonra inan’ der, doğru yollar gösterir.
Ululuğun yapılarını kurdurtur,
Çıplak dağlar yeşilletir, viran köyler şenletir.
Ey kardeşler! Şu küçücük armağanım atmayın;
Bir goncadır; Muhammed’in gül yaprağından derildi.
Sakın, bunu yapma çiçek demetine katmayın.
Bu şey size özünüzü açmak için verildi.”
Kadir Geceniz mübarek olsun; Kur’ân-ı Kerîm’in kalplerimizi diriltmesine vesile olsun.
İmam-Hatiplerin orta kısmının açılması ile Kur’ân ve Siyer dersleri de, vahyin hayatımızı yeniden şekillendirmesine medâr olsun. Amin.