Çocuğum ilkokula hazır mı?
Değerli okuyucularım; uzun bir tatil molasının ardından yine sizlerle bilgi ve tecrübelerimi paylaşacağım için çok mutluyum, heyecanlıyım.
Okulların başlamasına az bir zaman kaldı. Birinci sınıflar haftaya okula başlayacaklar.
Özellikle çocukları ilkokula başlayacak bazı aileler, çocuklarının okula zihinsel ve ruhsal yönden uyum sağlayıp sağlayamayacağı konusunda kaygılar taşıyor. Hele bir de şu anki eğitim sisteminde yapılan değişikliklerden dolayı her veli telaş içinde... Yeni eğitim sisteminde okula başlama yaşının 7den 5,5 yaşa çekilmesi birinci sınıfta eğitim görecek öğrenci sayısını Türkiyede % 40 artırdı. Bu da okullarda sınıf mevcutlarında bir artış demek. Bu yıl okula başlayacak 5,5 yaş grubuyla, geçtiğimiz yıl anasınıfını bitiren 1. sınıfa kayıt olan çocuklar aynı sınıfı paylaşacaklar. Aralarında 2 yaşa yakın fark olan çocuklar bir arada eğitim görecek. 5,5 yaşındaki çocuk yaşının küçük olması nedeniyle büyükler arasında kendini ezik hissedecek. 5,5 yaşındaki çocuklar yaşları gereği aklı oyun oynamakta olacak, ders yapma konusunda fazla istekli olmayacak, ayrıca beslenme ve tuvalet ile ilgili sorunlar yaşayacaklar. Yeterli pedagojik formasyona sahip olmayan öğretmenler, 5,5 yaşındaki 1.sınıf öğrencisini nasıl anlayabilecek, nasıl ihtiyaçlarına karşılık verebilecek onu da bilemiyorum.
Yaşça kayıt hakkı elde etmemiş olduğu halde fiziki ve ruhi yönüyle okula hazır olduğu farzedilen 61-66 ay arası çocuklar velisinin yazılı isteğiyle 1. sınıfa başlayabilecek. 66. ayı dolduğu halde çocuğunu okula göndermek istemeyen veli hastaneden Fiziken okula başlamaya uygun değil ya da Zihinsel yönden okula başlamaya uygun değil şeklinde rapor alabilecek. Böyle bir rapor alan veli ister istemez şu şekilde düşünecek; Çocuğum için aldığım rapor, ileride onun eğitim hayatını olumsuz yönde etkiler mi? Milli Eğitimin bu konuda net bir açıklama yapması gerekiyor.
Değerli okuyucular, okul çocuklar için yeni bir sosyal ortamdır. Çocuğun bu ortama uyumu, aileden kazandığı iletişim becerileri ve ilişki biçimlerini kullanmasıyla mümkündür. Çocuğu anaokula giden, yani okul öncesi eğitim alan anne ve babalar bu konuda çok şanslı. Çünkü okul öncesi eğitimi alan çocuklar, ilkokulda daha çok başarılı oluyorlar.
Çocuğu ilkokula başlayacak aileler, mutlaka çocuklarının okul olgunluğu düzeyini, dikkat, görsel algı, hafıza gibi becerilerini ölçtürmeliler. Çocuklara yapılacak Metropolitan Okul Olgunluğu Testi ile çocuğun ilkokulda zorlanıp zorlanmayacağı, başarılı olup olamayacağı anlaşılıyor. Bu testin içeriğinde; çocuğun küçük kas gelişim seviyesi (kalem tutma becerisi), görsel algısı, dikkat seviyesi, işitsel algısı, görsel hafızası, dil gelişimi ile ilgili sorular mevcut. Böylece aileler bu konuda bilgilendirilmiş oluyor. Maalesef, bazı çocuklar okula zihinsel yönden hazır olmadığı halde, ilkokula gönderiliyor. Sonra da derslerini anlayamıyor, okuma-yazma öğrenemiyor. Çok acı ki, belki de sınıfta kalıyorlar, tembel damgası yiyorlar.
Okula başlarken, çocuğunuzun zihinsel olarak hazır olmasının yanı sıra, sosyal ve duygusal yönden hazır olması da büyük önem taşır. İlkokula başlayacak çocukta bazı kaygılar, korkular olabilir.
Çocuklar için kaygı oluşturabilecek düşünceler şöyle sıralanabilir:
¥ Anne-babasından ayrı kalma endişesi,
¥ Okul içinde kaybolma veya okulda unutulma endişesi,
¥ Kalabalık sınıf ortamında kendisiyle ilgilenilmeyeceği düşüncesi,
¥ Ders süresinin uzun gelmesi, oynamak istemesi,
¥ Kuralları anlamada zorluk çekeceği düşüncesi,
¥ Başarısızlık endişesi... gibi.
Bu dönemde, bütün sorularına cevap arayışı içinde olan çocuğunuza her zamankinden daha yakın olmalısınız.
Araştırmalar, beş ilkokul çocuğundan dördünün okulun ilk günü sınıfta gerginlik yaşadığını göstermektedir.
Okula yeni başlayan çocuğunuz için;
¥ Çocuğunuzu okulla ilgili olarak önceden bilgilendirin, okulu gezdirin,
¥ Güven verin, rahatlatın,
¥ Çocuğunuzun okulla ilgili bütün kaygıları dikkatle dinlenmeli, okulla ilgili gerçekçi bilgiler verilmeli,
¥ Bazı çocuklar okula uyum konusunda aşırı kaygılar yaşayabilir hatta okula gitmek istemeyebilir. Okul korkusunun çocuktan olduğu kadar, okul ve öğretmen tutumlarından da kaynaklanabileceği unutulmamalıdır. Okula gitme ile ilgili aile bireyleri ortak tutum içinde olmalı ve çocuğun okula gitmemesine asla izin verilmemelidir. Ayrıca uzun vedalaşmalardan, kişisel kaygıların yansıtılmasından kaçınılmalıdır. Ev içinde de çocuğun anne-babaya bağımlı olması azaltılmaya çalışılmalı, kendi başına bulduğu uğraşlar konusunda destek olunmalı. Ebeveynler, okula başlamadan önce okul alışverişini çocuk ile beraber yapmalılar.
Yeniliklerle dolu eğitim yılının bütün öğrenciler için başarı getirmesi dileğiyle Allaha emanet olunuz.
Danışma Tel.: (0212) 503 79 95, (0506) 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.