Ateist (Allah'a inanmayan) bilim adamı tıbba getirdiği yanlış yorumlar yüzünden milyonlarca insanı sağlığından etti.

Bir bebeğin beslenmesine müdahil oldu, onu ömür boyu sağlıksız hayata mahkûm etti. Yaptığı işe bakın: Anne sütünü "içinde demir eksik" damgasıyla lekeledi. Bebeğe demir verdi. Bebeğin bağırsaklarını ömür boyu sürecek rahatsızlıklara mahkûm etti.

Eğer bu kâfir Allah'a inanmış küfür batağından kurtulmuş olsaydı, anne sütünde demir eksikliğinin bir hikmeti olduğunu araştıracak, anlayacak demirin bebek sağlığına dokunduğunu öğrenecek ve bu hatayı işlemeyecekti. Allah'ın şu lutfuna bakınız ki, bebeklerin karaciğerinde 2 yıllık demir depo edilerek dünyaya getiriliyor.

Kâfirin bir ihaneti de, mamaların anne sütünden daha yararlı olduğunu telkin ederek bebeklerin anne sütündeki bağışıklık maddesini almaktan mahrum etmesi oldu. Otuz yıl devam eden bu yalan, Dünya Sağlık Teşkilatı'nın mama kutuları üzerine ve reklamları yanına "bebeğin en iyi beslenme yolu anne sütüdür" yazma mecburiyeti getirmesine kadar devam etti.

Bademcikler hakkında "faydasız" diye karar verip aldığın/aldırdığın bademcikler, sonucu kansere kadar varan felaketlere sebep oldu.

Alkolün zararlarını bildiği hâlde onun içimini telkin ve teşvik etti. Yağlar konusunda öyle yalanlar uydurdu ki, zeytinyağını "tukaka" yaptı. Uyduruk yağlar icat ettirdi. Milletimizi hastalıklarla mâlul eyledi.

Oysa zeytinyağının ve tereyağının hücre zarının sağlığı için tartışılamaz olduğunu, hayati önemini kim inkâr edebilir.

Her ateist iğrenç bir yalancıdır. Toplumda sevgi ve saygı kaybolmuşsa bunun baş sorumlusu Allah (c.c.) inancına karşı çıkan, insanları saptıran ateist bilim adamlarıdır. Çıkarlarını ön plânda tutan, hesap verme mesuliyetinden kaçan herkes, ateistin suçlarına iştirak ediyor demektir.

Sevgili Kardeşlerim, siz siz olun, Allah'a inanmayanlara inanmayın. Ne söylerlerse yalandır. Onları hep şüpheyle karşılayın.