Ve sonunda birleştiler
Alternatif kavramı oldukça önemli.
Bu kavram Türkiyede ya bir kesimi yok etmek için kullanıldı, ya da bir operasyon hazırlığından önce.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının alternatif olanını duyunca bu nedenle irkilmiştim.
Çoğunluk bunu dikkate bile almadı.
Sonuç ise ortada.
Türkiye günlerce Birinci Meclisin önünde yaşananları tartıştı.
Öcalan posteriyle yürümek serbest, Türk bayrağıyla yürümek yasak noktasına kilitlenen tartışmanın epey destekçi bulduğunu söylemek gerekir.
Ama daha önemlisi var:
Alternatif kutlamayı düzenleyen yapıya bakmak lazım.
İşçi Partisi ve beraberindeki TGB...
Ergenekon operasyonlarının durması ve artık bitmesi gerektiğini, bu dava yüzünden Türkiyenin normalleşemediğini savunan bizim mahallenin saf İslamcıları geldi gözümün önüne.
Her tarafından Ergenekona bulaşmış yapı, bir alternatif kutlamayla ortamı nasıl da gerdi.
Ve o Ergenekoncu yapı bunu devam ettirecek.
Her milli gün ve bayramda artık alternatif kutlamalar, anmalar ve gerginliklere şahit olacağız.
Hassas günlerde kritik provokasyonlar yapılacak.
İlkine 10 Kasımda şahit olacağız.
Açık söyleyelim...
Ergenekon operasyonu; kimi liberal isimlerin İslamcı kalemlere nüfuz etmesi sonucu yoğun bir eleştiriye tabi tutuldu.
Sağ medyadaki yükselen eleştiriler üzerine yürütme ve yargı mekanizmaları üzerine baskı oluştu, hem operasyon hem yargı ekibinde görev değişiklikleri sonucu doğdu.
Ve operasyonlar durdu.
Sıralayalım...
Bir: Bitmemiş Ergenekon operasyonunun dışarıda kalan ve kendini yenileyen yapısı.
İki: Devlet ve sivil toplum içindeki aşırı sol yapı.
Üç: TSK içindeki bir kısım işbirlikçi cuntacı ekip.
Dört: PKKnın üst yönetimi ve BDP yöneticileri.
Beş: DHKP-C başta olmak üzere sol örgütler.
Bu beş yapı şu an ayrılık noktalarını bir kenara bırakarak ittifak etmiş durumdalar.
PKKnın açlık oyunlarına insani kılıf altında destek veren ve bunları sürekli gündeme taşıyanların Kemalist yazarlar olduğunu, sol örgütlerin açlık oyunlarına ODTÜ başta olmak üzere çeşitli üniversitelerde ve illerde eylemlerle destek verdiklerini açıkça herkes görüyor zaten.
Perde gerisinde ise özellikle PKK ve sol örgütler arasında çok ciddi iş birliği başlamış durumda.
CHP İstanbul İl Başkanının çağrısı, TSKdan demokrasi dışı müdahale talebinin bitmediğinin göstergesi.
Bu arz bitmedikçe, talebi tel örgülerin içinde karşılamaya meyilli kurmay kadro fırsat kollayacaktır.
Diğer taraftan, Cengiz Çandar, Ali Bayramoğlu, Ruşen Çakır gibi isimler açlık grevlerini ön plana çıkarmaya ve örgütün propagandasını yapmaya devam ediyor.
Asıl önemlisi ise bu ekip açlık grevlerinin örgüt baskısıyla değil Kürt halkının talebiyle olduğunu hem içerde hem de uluslararası alanda işliyor.
Saydığım beş yapıyı hafife almayın.
Cumhurbaşkanlığı seçim süreci yüzde 51i gerektiren çok hassas bir süreç.
Bu beş yapı Milli Bayramlardan teröre kadar her türlü enstrümanı kullanmaktan çekinmeyecektir.
İslami hayatı yaşamaktan uzaklaşan İslamcı kalemler, Çandar ve Bayramoğlu gibi kanaat yönlendiricilerin etkisi altında, AK Partinin altını oyacak ittifakların işine gelecek oyunlara alet olmuş durumda.
Suriye ile yanı başımızda yakılan ateşe, içerden ateş ekleme gayreti var.
Beş cephe arasındaki irtibatlar kesin olarak biliniyor.
Alternatif Cumhuriyet Kutlamasında TGB ile CHP arasındaki işbirliğini İsa Gökün kurduğunun bilindiği gibi.
Üzgünüm ama durum hiç iç açıcı değil.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.