Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

İsrail devlet terörü ve emperyalist güçlerin küstahlığı

İsrail devlet terörü ve emperyalist güçlerin küstahlığı

Bir terör devleti olan İsrail’in Gazze’ye yönelik hava operasyonu sürüyor. Gazze’ye yapılan bir nokta atışında, İzzeddin el Kassam Tugayları’nın en önde gelen komutanlarından Ahmed El Cabiri, bir otomobille hareket halindeyken, havadan vurulup şehit edildi.


Anlaşılan o ki: Siyonist İsrail, eski taktiklerine devam ediyor.

İsrail, Filistinli lider ve askeri komutanların veya sürekli yanlarında bulunan koruma ile şoförlerinin telefon numaralarını bir şekilde elde ediyor sonra da koordinatlarından bulunduğu yeri tespit ediyor ve nokta atışıyla onları yok ediyor. Ahmet El Cabiri de aynı yol izlenerek yok edildi.

Bu cinayetler, ne ilktir ne de son olacak.

Bir terör devleti olan İsrail, pusu kurmak, izlemek ve suikastler gerçekleştirmenin yanında, sindirmek ve korkutmak amacıyla rastgele saldırılar yaparak toplu katliamları ve büyük yıkımlara sebep olan saldırılarını devam ettirmekte kararlı görünüyor.

Çünkü; hesap soran yok…

EMPERYALİST CEPHE SİYONİST İSRAİL’İN YANINDA

Terör devleti İsrail’in durdurulamayan saldırıları aralıksız devam ederken sivil ölümlerin sayısı o nispette artmaktadır. İslâm dünyası beklenen tepkiyi göstermezken, Amerika ile Batı dünyası saldırgan Siyonist İsrail’in yanında yer alma küstahlığını sürdürmektedir.

Bu insanlık faciasına karşı ilgisizliği ve sessizliği bozan üç ses var:

Biri Siyonist İsrail tarafından atılan bombaların yıkım sesi, bir diğeri o yıkımın altında kalan çocukların, kadınların ve yaşlı insanların çığlığı. Üçüncü ses ise;

“Ey medeni olduğunu iddia eden Batı, şu yaşanan mezalimi gördüğün halde, hâlâ sürdürdüğün o vurdumduymazlığından ve terörist devlet İsrail’e verdiğin destekten utan!

Ey Müslümanlar, uyanın ve bu vahşet karşısındaki sessizliğinizi bozun. Ülkelerinizin yönetimini elinde bulunduran korkak, ürkek ve işbirlikci diktatörlere inat, yeni bir diriliş ruhuyla ayağa kalkın!

Gün, uyanma ve diriliş günüdür.

Gün, terörist devlet İsrail’in mezalimine karşı Filistin halkıyla dayanışma günüdür” diyerek haksızlığa ve o sessizliğe isyan eden Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın sesidir.

Başbakan Erdoğan’ın bu haykırışı; Siyonist İsrail’in hamiliğini yapan Batı’nın İsrail’i himayesinden çok Arap ve İslâm dünyasının donukluğuna ve cesaretsizliğinedir. Bunca ihanet ve saldırılar sonucu yaşananları ‘kader’ kabul etme alışkanlığına ve yanlışlığınadır.

Varlık sebebi, yazılı tanımda farklı ancak hakikatte Yahudi ve Hıristiyan aleminin çıkarları doğrultusunda hareket etmek olan Birleşmiş Milletler ile AB ve NATO gibi kuruluşların tutumu gerçekten tiksindirici ve de toplumsal barış adına ürkütücüdür.

BM’nin beşli çetesi olarak bilinen daimi ülkelerin bir kısmı, saldıran Siyonist İsrail’e, “İsrail’in kendini savunma hakkı var” diyerek resmen arka çıkıyor. Diğer daimi üyeler ise; ya sessiz kalıyor, ya da sözlü kınamayla yetiniyorlar.

Beni ve tüm İslâm dünyasını şaşırtan Amerikan Başkanı Obama’nın İsrail’in ve Amerika’nın güvenliğinin her şeyden önce olduğunu belirterek “İsrail’in kendisini savunma hakkı var” şeklindeki açıklaması oldu.

İsrail, daha önceki saldırılarda Hamas’ın veya Filistinli bazı gençlerin bireysel eylemlerini bahane ediyordu.

Ancak;

Bu sefer sebepsiz ve beklenmedik bir zamanda bir saldırıyı başlattı. Bu saldırılar katliam ve cinayetlerin yanında büyük bir yıkıma sebep olmaktadır.

Bir hukukçu olan Obama’nın, İsrail’in bu sebepsiz saldırılarını sahiplenmesi, ne hukukla ne de siyasi ahlâkla bağdaşmamaktadır.

Doğrusu, ABD Başkanı Obama’dan beklenen bu değildi.

Demek ki; kişilerin görünür tarafları gerçekleri yansıtmıyor. Zora geldiğinde bazı niyetler ister istemez dışa vuruluyor ve ikiyüzlülük işte o zaman kendini gösteriyor.

İşte adaletsiz dünyanın gerçekleri…

HEDEF GÜÇLÜ TÜRKİYE’NİN ÖNÜNÜ KESMEK

İsrail’i rahatsız eden iki önemli olay var.

Biri Arap dünyasındaki değişimlerdir. Korkutup sindirdiği diktatörlerin yerine asla teslim alamayacağı yeni kadrolar ve liderlerin gelmiş olmasıdır.

İkincisi Türkiye gibi bir ülkede güçlü bir iktidar ve o iktidarı yönlendiren güçlü bir liderin varlığıdır.

İsrail tarihinde Cumhurbaşkanları şöyle dursun, sıradan bir vatandaşın yüzüne haykıran bir tek Müslüman çıkmazken, Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e Başbakan Erdoğan’ın, “Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Masum çocukları, kadın ve yaşlı insanları katletmekten zevk alırsınız. Savunmasız insanlara saldırmak ve topraklarını işgal etmek sizin karakterinizdendir” diyerek haddini bildirmesi İsrail’i şok etmişti.

Hem Mavi Marmara gemisine Uluslararası sulara beynelmilel hukuk çiğnenerek yapılan küstahça saldırı, hem de Filistin’e yapılan saldırılar o Osmanlı tokadının intikamıdır.

Filistin meselesini Uluslararası platformlara taşıyarak sahiplenen Başbakan Erdoğan’a, İslam dünyasında duyulan ilgi ve bağlanan ümidi kırmak için bu sebepsiz saldırılar başlatılmıştır.

“İsrail’in saldırılarını durduramayan lider” durumuna düşürüp itibarsızlaştırma adına Amerika ve Batılı ülkeler de, Başbakan Erdoğan’ın uyarı ve çağrıları doğrultusunda harekete geçmiyorlar.

Bize dost görünür taraflarından bakmayın. Bunların görünmeyen yüzlerinde hâlâ Osmanlı korkusu var. O korku yüzünden, bölgesinde etkili ve dünya milletler camiasında sözü dinlenen güçlü bir Türkiye istemiyorlar.

İran’ı düşman görmelerine bakmayın, bunların asıl korkusu Türkiye’dir.

Artık bu gerçekler bilinmeli.

İslâm dünyası, Arap Birliği ve İslâm Konferansı Teşkilatı, bu gerçekler doğrultusunda harekete geçmelidir.

Biz İslâm dünyası olarak bir araya gelip, şimdiye kadar ortak bir tavır takınamadık ancak, İsrail’in küstahça saldırıları, Arap ülkelerindeki diktatörlerin devrilmesiyle yeni oluşan siyasi kadrolar, bu birliğin sağlanacağı ümidini vermektedir.

İsrail’in saldırıları devam ederken,Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşma, Mısır Başbakanı ve Tunus Dış İşleri Bakanı’nın ardından, Türk Dışişleri Bakanı Sayın Davutoğlu’nun Gazze’yi ziyaret etmiş olmaları, gelecekte ortak kararlar alınacağının işaretleridir.

İsrail’in en büyük korkusu, Türkiye’nin öncülüğünde bir ortak eylem kararının çıkmasıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi